Bir kitap yazarı Ahsen İlhan” ÜÇ
NOKTA”” Manaya Vuslat”
Kitap okumayı seviyorum bu sevmek
duygusunu ve hissini veren Rabbime binlerce şükür ediyorum. Bugün bu kitabı
okumakla “Beni” Seni” “Bizi “anladım. Ben “siz” “siz” ben “ben ile sizde”” biz “olduğuna
vakıf oldum. Kardeşim muhabbetle başlıyor kitabına, kalpte yük haline gelmiş
sözlerin dile gelişini destansı bir şekilde yazdığını ifade etmiş, bence de tam
anlamıyla kalbimize yük haline gelmiş sözleri duygu ve hisleri açıkça yazmış, okumak
gerek bu yüklerden bir an önce kurtulmak için. Hissettiklerini samimiyetle
samimi bir dil ile anlatmış. Kitaptan birkaç alıntı ile devam edeyim kalanını
da alarak okuyun farkına varın vakıf olun.
“Yalnızlık, zaman ve pişmanlık...
Üç Nokta – Mânâya Vuslat isimli kitabında Ahsen İlhan bu ve bunun gibi
kavramların üzerinde durmaya çalışıyor. Hayy Kitap etiketi taşıyan bu ilk
kitabında İlhan duygusal bir anlatıyla adeta başka bir dünyanın içinden
denemelerle okuruna sesleniyor. İçten bir muhabbete benzeyen metinler okurunu
da bu muhabbete davet edecek kadar açık. Kitabın sayfalarını çevirdikçe okur
İlhan’ın cümlelerinin eşliğinde bir yola çıkmış oluyor. Yeni Şafak”
Kardeşim kitabına “Yalnızlık”
halini anlatarak başlamış.” Söyleye bilmek önemli” diyerek giriş
yapmış.” Söylemek yarım olanı tamamlar. Yalnızlık sanıldığı kadar zor
değil derken bende bunu okuduktan sonra anlıyorum. ”Zor olan
kendi yalnızlığınızdır derken” gerçekten bu konuya ustaca mana idrak
dolu bir giriş yapmış devamını okumanızı isterim. “Acı insanı
yalnızlaştırır”.
Acılar dünde kaybettiğimiz
sevinçler, dünler bir bir yok olurken yeniden olmasını istememizin yararının
olmadığını söylerken, neden olmadığını da izah ediyor. Ölmek için dünyaya gelen
biz insanın her anının, bir saniye sonra öldüğünü, gerçek ölümle ölürken ölümle
ölümü dirilttiğini ifade ederken, dün yaşadığımız hatta bir saniye önce
yaşadığımız bir saniye sonra ölürken, nasıl kıyamet gelmeden dirilmesini
bekleyebiliriz derken, çok haklı kardeşim çok haklı, vakıf olmaz bilmek kadar
değerli bir hazine hiç yoktur.
Serinlik “Manevi bir
hissiyatın maddi bir dokunuşla” hayatımıza dokunan duygu ve hislerin kitabı.
İkinci Bölüm “Anı Kaybetmek”
“Hayatın uzun ve acıklı ölüm
hali”
“Ölüm daha güzele varmak için yaratılmıştır”.
“Halbuki dertler bir yoldur.
İnsanı daha güzele ulaştıran…”.
Bunun ne demek olduğunu okuyunca
anlayacaksınız vakıf olacaksınız!
Şöyle diyor kardeşim” Hep
söylemişimdir; bir yere yetişmem gereken son bir saatle, bir şeyi hasretle
beklediğim son bir saati aynı matematikle açıklayamazlar”” Esasen “An” ölmez,” anlar”
ölür diyerek gerisini kaleminde okumanızı tavsiye ederim.
Bir uzun yürüyüşle uzun
araştırmalarla hissederek yazan Ahsen kardeşim, büyük coşku ve heyecan içinde
yazdığı kuşkusuz. İnsanın aydınlanma düşüncesi içinde okumak istediğinde, işte
bu kitap tam aydınlanmak ve vakıf olmak için ideal. Anladığım kadarıyla
kalbimize yük ettiklerimiz bizi karanlıkta bırakırken, sen yaşarken orada
değilmişsin gibi olmamızı sağlıyor…İçindeki onca yükün arasında bir gülümseme
biriktirmediğin için, kalbin sana bakmıyor, seninle göz göze gelmiyor hep
senden kaçıyor... Seni mütemadiyen yok sayıyor, yine de içini temizlersen senin
için orada. Bir adım atarak içini temizleyemediğimiz zamana kadar, kalbimiz
yükleriyle mahzun kalacak bizi de mahzun edecektir. Diğer bölümleri açıklamadan
okumanız için burada yazmıyorum, mutlaka okunacak ve hediye edilecek bir kitap.
Ahsen kardeşimi tebrikler ediyorum selamlarımla.
Mehmet Aluç