Felsefi Bir Yolculuğa Az Çıksak… Yolda
Kalmasak! Yolumuzu Şaşırmasak!
Felsefi bir yolculuğa az çıksak,
nefesi az açsak yürümeyle, belki de açarız gönüldeki kapalı duran kafesi, herkesin
belki yerine gelir o an neşesi. Neşesi yerine gelmeyene ne yapsın halkın gür
sesi, insanın az olmalı sevmek için biraz refleksi yoksa ne yapsın akan su sesi?
Felsefede açıklamalar var, varda,
saçmalamalarda yok değil mi? Güya sorunlar çözülmeden yeni bir döneme geçilmezmiş
“miş” “muş”! Hayatta hangi soruna çözüm buldular da sorunsuz bir döneme geçti
yetkililer? Savaş hala devam ediyor, binlerce barışa rağmen. Neyi değiştirdi
barış, kazanmak yıkmak için varken bunca yarış. Bak arkana çözüm için atılmış mı
adımlardan, bir karış? İster ol karşıt içine karış ister köstek ol barışla
yarış, çözüm yok, sorun varken çözüm ne kazandırır ki sömürgecilere, kan
emicilere? Barış olmuş çıkar için yarış! Dayatmalarla silahla ne varsa zorla
alış! İnsana zorla yaptırılan sonuçsuz kalan yalvartılış! Suratına baksan
bakılmaz bir karış! O surata yok mu okkalı bir tokat atış? Okkalı bir tokat
yoksa sürerek devam eder sömürenlerin sayısında elbette ki artış!
Felsefeciler tarihe yön verenlermiş!
Ondan mı tarih hep tekerrür ediyor? Birde teşekkür bekliyorlar, ancak çıkmaz sokağa
yön verdiniz, kendinizi biraz bilen gösterdiniz, gösterdiğiniz yollar hep
çıkmazdı insanları oyalayarak ne istediniz? Yolu uzatarak vakti öldürmekle çok mu
sevindiniz?
Felsefeciler, sanata bilime kurgu
yaparak hatta vurgu yaparak ilerleselerdi, kurgu sorgu olur vurgu duygu olur
hayatımıza bir katkı sağlamış olurdu! Sadece kurgu yaparak az kurcalayarak az
oyalayarak yanlış yola saptırarak, sanata ne katkınız olabildi ki? Sanat insan
hayatına etki ederek, insanı seven yapmıyor? Bilim teknoloji neden hep öldürmek
için bombalar silahlar üretiyor, silahtan vazgeçirtecek bir ilaç bulunmuyor
mucit icat bulunmuyor mu ensesi kalın bey olmayan beyler ey sömürenler? Gaye “miş”
yapar gibi yapmakmış mı? Yapıyor muş gibi durmakmış mı? Yoksa çıkar için her
yol mubah sen kazancına bak diyerek oyalamakmış mı?
Yaşamsal anlam arayışı, insan için
söz konusudur, güzel fakat anlam arayışı nerede? İnsanın neresinde hangi
cebinde? Bakın etrafınıza yaşamsal anlam adına anlamlı ne var? Yaşamsal ne var?
Anlamsal ne var? Yaşamsal anlam insan hayatına anlam katmıyorsa, insanın
yaşamına indirgenilmeyen serilemeyen verilemeyen ise, hani insanda ki yaşam
arayış nerede? Yaşam içine anlam katmaya çalışmayan bunca insan neden bu kadar
anlamsızlık için kalabalık yaparken, yarısı da bu konuda bir çalışma içine
girmiyor?
İnsan kendi tercihleriyle yaşamını
var eder, çok güzel! Tercih adına binlerce tercih var, hangisini seçsen bir alt
grubu o alt grubu seçsen diğer bir yan grubu çıkıyor, gerçek bir tercih hiç
çıkmıyor. Ne demiş yetkililer uzmanlar “Yaşamlarımızda önemli basamaklar
vardır. Bu basamaklar kritik kararları barındırır. İşte bu kritik basamakta
yapmanız gereken ise kendi özellikleriniz ile özdeşleşen alanlara yönelmeniz
gerek” Bu basamaklar kaç basamak acaba? Bizdeki özelliğin değeri olsaydı tercih
için binlerce sınavdan geçirmezdiniz! Başarı sıralaması! Tercih yoğunlaşması!
Bilmem ne aralığının açısının yan aralığının çapraz uyumu! Başarı kat sayınız! Bizim
katımız mı var ki kaç katlı olduğunun bir faydası olsun? Kılavuz! Yakın puan! Kıyas!
Böyle tercih kapısı mı açılır? Bu tercih değil kesinlikle bir tecritten başka
bir şey değil, vesselam.
Mehmet Aluç