İNSANLARIN ÖNEMSEMEDİĞİ SAKINILMASI GEREKEN HARAMLAR!

Mukaddime: 

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…

Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…

Bundan sonra:

Şüphesiz ki, Allah Subhanehu ve Teâlâ, ihmali caiz olmayan farzlar koymuştur! Aşılması caiz olmayan sınırlar ve çiğnenmesi caiz olmayan haramlar belirlemiştır!

(1) Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah, dosdoğru bir yolu size örnek verir. O yolun iki yanında duvarlar ve duvarlarda da, üzerlerinden tutturularak sarkıtılmış perdelerle örtülü açık kapılar vardır. Yolun başında bir davetçi şöyle diyerek çağırır:

−Ey insanlar! Hepiniz bu yola koyulun ve sağa sola sapmayın! Bir davetçi de yolun üzerinde çağırır ve sizden biri o kapılardan birini aralamak istediğinde şöyle der:

−Yazıklar olsun! Açma onu! Eğer açarsan oradan içeriye girersin! Bu yol, İslam’dır. Perdeler, Allah’ın koyduğu ölçülerdir. Açık kapılar ise Allah’ın haram kıldıklarıdır. Yolun başındaki davetçi ise, Allah’ın Kitabıdır. Yukarıdaki davetçi ise, Allah’ı hatırlatıcıdır ve her Müslümanın kalbinde bulunur.” (Ahmed bin Hanbel Müsned 1/182, Hâkim Müstedrek 1/73)

(2) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيًّا

“Senin Rabbin unutan değildir!” (Meryem: 19/64)

(3) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Allah’ın, Kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı da haramdır! Sustuğu şeyler ise bağışlanmıştır. Allah’tan olan bu bağışa razı olun! Kuşkusuz ki, Allah unutkan değildir!” (Hâkim el-Müstedrek 2/375)

Haramlar, Allah (Azze ve Celle)’nin koyduğu sınırlardır.

(4) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

تِلْكَ حُدُودُ اللهِ فَلاَ تَقْرَبُوهَا

“Bunlar, Allah’ın sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın!” (Bakara: 2/187)

Allah Subhanehu ve Teâlâ, sınırlarını aşan ve haramlarını çiğneyenleri tehdit etmiştir!

(5) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ يَعْصِ اللهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا فِيهَا وَلَهُ عَذَابٌ مُّهِينٌ

“Kim, Allah’a ve Rasulüne isyan eder ve Allah’n sınırlarını aşarsa onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar! Onun için alçaltıcı bir azap vardır!” (Nisâ: 4/14)

(6) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Buna müteakiben ben size bir şeyi emrettiğimde, siz ondan gücünüz yettiği kadarını yapınız! Sizi bir şeyden de nehyettiğim zaman, artık onu terk ediniz!” (Müslim 1337/412)

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu emri gereğince haramlardan kesinlikle uzak durmamız gerekir. Nefsine uymuş, zayıf kişilikli ve bilgisiz bir takım insanların, arka arkaya haramların zikredildiğini işitince kızdığını ve şöyle söylediğini görürsünüz:

“Her şey haram! Haram demedik hiç bir şey bırakmadınız. Hayatımızdan bıktırdınız. Yaşantımızı karalara boğdunuz ve canımızı sıktınız. Siz haramdan ve haram demekten başka bir şey bilmez misiniz!? Din kolaydır, dinde genişlik vardır. Allah bağışlayıcı ve merhamet sahibidir.”

Onlara cevap olarak şöyle deriz:

Allah Subhanehu ve Teâlâ dilediği hükmü koyar. O’nun hükmüne itiraz edecek yoktur. O, hikmet sahibidir ve her şeyden haberdardır. Allah Subhanehu ve Teâlâ dilediğini helal ve dilediğini haram kılar. Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya kulluğumuzun gereklerinden biri de O’nun verdiği hükme razı olup tam anlamıyla teslimiyet göstermektir.

Allah Subhanehu ve Teâlâ hükümleri ilminden, hikmetinden ve adaletinden kaynaklanmıştır. Anlamsız boş şeyler ve oyun/eğlence değildir.

(7) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلاً لاَ مُبَدِّلَ لِكَلِمَاتِهِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

“Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır! Allahın sözlerini değiştirecek hiç kimse yoktur! Allah her şeyi işitendir bilendir.” (En’âm: 6/115)

Allah (Azze ve Celle) helal ve haramların belirlendiği ölçüyü bize bildirerek şöyle buyuruyor:

وَيُحِلُّ لَهُمُ الطَّيِّبَاتِ وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَآئِثَ

“Onlara temiz şeyleri helal pis şeyleri haram kılar” (A’raf: 7/157)

Temiz/faydalı şeyler helal, pis/zararlı şeyler haramdır! Bir şeyi helal ya da haram kılmak yalnızca Allah’ın hakkıdır.

Kendisinde bu hakkı gören veya başkasının bu hakka sahip olduğuna inanan “Kufru’l-Ekber” ile İslam dairesinden çıkmıştır, yani kâfirdir.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللهُ

“Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği bir dini yasalaştıran ortakları mı var?” (Şûra: 42/21)

Ayrıca, Kur’an ve Sünnet’i bilen ilim sahiplerinin dışında hiç kimsenin helal ve haram hakkında konuşması caiz değildir. Helal ve haramla ilgili bilgisizce konuşana ağır uyarı vardır. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلاَ تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَذَا حَلاَلٌ وَهَذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللهِ الْكَذِبَ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللهِ الْكَذِبَ لاَ يُفْلِحُونَ

“Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak: Bu helaldir, şu da haramdır, demeyin! Kuşkusuz ki, Allah’a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz!” (Nahl: 16/116)

Haramlığı kesin olan şeyler Kur’an’da ve Sünnet’te belirtilmiştir. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلاَ تَقْتُلُوا أَوْلاَدَكُمْ

“De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın, babaya anneye iyilik edin! Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin!” (En’am: 6/151)

Sünnet’te de haram kılınan birçok şey bildirilmiştir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şu sözü buna örnektir:

“Şüphesiz ki, Allah içkinin, murdar/ölmüş hayvanın, (leşin) domuzun ve putların satışını haram kılmıştır!” (Ebu Davud 3486)

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki, Allah bir şeyi haram kılınca onun ücretini de haram kılar!” (Darekutni 3/7)

Bazen, naslar arasında Allah-u Teâlâ’nın yiyeceklerle ilgili haramları bildirmesi gibi belirli bir grup haramdan bahsedilir. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan; boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yukardan yuvarlanıp ölmüş, boğazlanıp ölmüş, yırtıcı hayvanlarca parçalanmış hayvanlar; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.” (Mâide: 5/3)

Allah-u Teâlâ nikâhla ilgili haramları belirterek şöyle buyuruyor:

“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt bacılarınız ve eşlerinizin anaları size haram kılındı.” (Nisâ: 4/23)

Yine Allah-u Teâlâ kazançlarla ilgili haramları zikrederek şöyle buyuruyor:

“Allah, alım satımı helal, faizi haram kılmıştır.” (Bakara: 2/275)

Kullarına karşı merhametli olan Allah, çokluk ve çeşit bakımından sayılamayacak kadar iyi ve temiz şeyleri bizler için helal kılmıştır. Bu nedenle mübahları tek tek bildirmemiştir. Kuşkusuz ki, sayılamayacak kadar çoktur. Belirli bir sayıda olduğu için bilelim ve sakınalım diye haramları tek tek belirtmiştir. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Allah, çaresiz yemek zorunda kaldığınız dışında haram kıldığı şeyleri size detaylı bir şekilde açıklamıştır.” (En’am: 6/119)

Helalleri ise temiz olması kaydıyla, genel olarak bildirmiştir. 

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal ve temiz olanlarından yiyin.” (Bakara: 2/168)

Eşyada aslolanın haramlığına ilişkin bir delil gelmedikçe helallik olması Allah-u Teâlâ’nın rahmetindendir. Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın keremindendir, kullarına gösterdiği genişliktendir. Bizlerin buna boyun eğip hamdetmesi ve şükretmesi gerekir.

Bazı insanlar, haramların tek tek sayıldığını görünce şer’i hükümlere Ta-Hammülsüzlükleri sebebiyle sıkılırlar. Bu, imanlarının zayıflığından ve şeriatı gereği gibi anlayamamalarından kaynaklanır. Bu gibi kimseler, dinin kolaylık olduğuna ikna olmaları için acaba helal olan şeylerin kendilerine birer birer sayılmasını mı istiyorlar? Şeriatın yaşamlarını zorlaştırmadığından şüpheleri kalmaması için temiz şeylerin çeşitlerinin kendilerine tek tek sıralanmasını mı bekliyorlar?

Kesilmiş deve, inek, keçi, koyun, tavşan, geyik, dağ keçisi, tavuk, güvercin, ördek, kaz ve deve kuşu etinin...

Çekirge ve balık ölüsünün...

Sebzelerin, baklagillerin, meyvelerin, diğer tahılların ve faydalı ürünlerin...

Su, süt, bal, yağ ve sirkenin...

Tuz, kişniş ve baharatların...

Tahta, demir, kum, çakıl, plastik, cam ve kauçuk kullanmanın...

Binek hayvanlarına, arabalara, trenlere, gemilere ve uçaklara binmenin...

Klima, buzdolabı, çamaşır makinası, kurutma makinası, öğütme makinası, hamur yoğurma makinası, kıyma makinası ve meyve sıkacağı kullanmanın...

Tıp, mühendislik, ölçü, gözetleme, astronomi, yapı, su ve petrol çıkarma, madencilik, arıtma, tahliye, matbaacılık ve bilgisayar alanlarında kullanılan çeşitli aletlerin...

Pamuk, keten, yün, kıl, tüy ve kullanılması mübah olan derilerin...

Naylon ve polyesterden yapılan giysileri giymenin...

Bütün bunların helal olduğunun kendilerine söylenmesini mi istiyorlar?

Nikâhta, alım satımda, kefalet ve havale işlemlerinde, kira konusunda, marangozluk, demircilik, tamircilik ve hayvan çobanlığında aslolanın helallik olduğunu söylemek mi gerekiyor?

Sıralamaya ve saymaya devam edecek olursak bitirebilir miyiz acaba? Buna rağmen, onlara ne oluyor ki neredeyse bahsedileni hiç anlamıyorlar!?

Dinin kolaylık olduğunu ileri sürmeleri doğrudur fakat bununla istenilen yanlıştır. Dindeki kolaylık anlayışı insanların arzu ve isteklerine göre değildir. Bilakis, şeriatın getirdiği ölçüye göredir. Şüphesiz din kolaylıktır. Dinin kolaylık olduğunu yanlış bir şekilde öne sürerek haram işlemeye delil getirmekle şer’i kolaylıkları ve ruhsatları kullanmak arasında büyük fark vardır.

Mesela: Yolculukta namazları cem etmek yani birleştirmek gibi ya da namazları kasretmek yani kısaltmak gibi. Yolculukta oruç tutmak; yolcu olmayanın bir gün bir gece, yolcu olanın üç gün üç gece çoraplar ya da mesh üzerine meshetmesi. Su kullanımından korkulduğu zaman teyemmüm yapılması, hastalık veya şiddetli yağmur anında namazın birleştirilmesi, evlenmek isteyen kimsenin evlenmek istediği namahrem kadına bakmasının caizliği, yemin keffaretinde köle azad etmek ve fakir doyurmak ya da giydirmek arasındaki seçiminin serbest bırakılması, çaresizlik anında leş yemenin caizliği bu kolaylıklardandır.

Bunlara ilave olarak Müslümanın, haram olan şeylerin haram kılınmasında hikmetler olduğunu bilmesi gerekir. Allah, bu haramlarla kullarını imtihan eder ve ne yaptıklarına bakar. Cennet ehlinin cehennem ehlinden üstün olmasının sebeplerinden biri de cehennem ehlinin cehennemi kuşatan şehvetlere dalmalarıdır. Cennet ehli ise cennet yolundaki zorluklara sabır gösterir.

Şayet bu imtihan olmasaydı isyan edenle itaat eden belli olmazdı. İman sahipleri mükellefiyetlerin zorluğuna sevap kazanma gözüyle ve Allah’ın emrini yerine getirerek rızasını kazanma gözüyle bakar. Ve bu zorluk onlara kolay gelir. Münafıklarsa, mükellefiyetlerin zorluğuna sıkıntı, ızdırap ve yoksunluk anlayışıyla bakar. Bu sebeple onlara çok ağır gelir ve onlar için ibadet zorlaşır.

İtaatkâr kimse haramları terk etmekle haz duyar. Allah için bir şeyi terkederse Allah daha hayırlısını bağışlar. Ve o kişi kalbinde imanın lezzetini hisseder.

Değerli okuyucu, şeriatça haramlığı kesin olan bazı haramları Kur’an ve Sünnet’ten haramlığını belirten delillerle birlikte bu kitapta bulacaktır. Bu yasaklar, Müslümanlar arasında yaygınlaşan ve birçok kişinin yaptığı şeylerdir. Bunları dile getirerek açıklamayı ve öğüt vermeyi diledim. Allah’tan kendim ve Müslüman kardeşlerim için hidayet ve başarı, Allah subhanehu’nun sınırları önünde durmayı, haramlardan bizleri uzaklaştırmasını ve kötülüklerden korumasını dilerim. Allah ne güzel koruyucudur ve O merhametlilerin en merhametlisidir.

Hâtime:

Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.

Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır.

O, her şeyin en iyisini bilendir.

Muvahhid Kullara Selâm Olsun.

Polat Akyol 

KAYNAK :

KUTUBİ SİTTE  

TEVHİD DAVETİ



( İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar! başlıklı yazı Polat Akyol tarafından 12.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.