Öncesiyle Sonrasıyla Kerbela’da Bir İzdivaç
ÖNCESİYLE SONRASIYLA KERBELA’DA BİR
İZDİVAÇ
Bugün siz değerli okurlarıma Kerbela Olayı esnasında
gerçekleşen bir
izdivacı öncesiyle
sonrasıyla anlatmaya çalışacağım.
Öncesinden başlayalım o
halde.
Bilindiği gibi Hicri 61 Yılının 10
Muharrem Günü veya
Miladi Takvime göre 680
yılının 10Ekim 680
günü tarihimize ‘’ Kerbela
katliamı’’ olarak geçmiştir ve
o gün Sünni Müslümanlar
için bir hüzün günü
olmasına karşın Aleviler için bir yas
( matem ) günüdür.
Kerbela Olayı hakkında herkesin mutlaka bir
şeyler bildiğini varsayarak doğrudan
doğruya Kerbela olayını anlatmayacağım sizlere. Öncelikle
neden matem? Miladi
takvime göre 1431 senedir süren
bu matemin asıl sebebi
sadece Hz. Hüseyin ve yanındaki 72 kişinin katledilmesinden duyulan
üzüntü müdür?
Evet sizlere daha bilinmedik şeylerden
bahsedeceğim. Ancak hemen belirteyim bahsedeceğim şeyler Sünni İslam
kaynaklarından alınma şeyler değildir. Alevi kaynaklar ve bir
Alevi dedesinin anlatımlarına
yer vereceğim sık sık.
Mesela?
Mesela tüm Alevi kardeşlerim
aynı şeye inanır mı bilmem ama bazı
Aleviler Kerbela Olayının Tevrat
ve İncil’de anlatıldığına inanıyorlar.
''Alevilik- Hak Muhammed Ali Yolu'' adlı
bir sitede ifade edildiği
üzere
*İncil-i Şerif Yuhanna’nın Vahiy 6. Bap’ın 4. Ayeti ( İncilden İncil-i
Şerif diye bahsediyorlar.)
*İncil-i Şerif, Markos 9. Bap’ın 12. Ayeti
* İncil’i Şerif’in Matta 40,41,42.ayetleri
Ninova Olayını ( Yani Kerbela
Olayını ) anlattığı gibi
Tevratın 881. sayfasında, Nahum Bölümü’nde, 1. Bap’ta, Ninova zulmü için
Rabbin, Yezit’ten alınacak intikamını Ahdi Ahir Peygamber’in torunlarının
şehitlik vakasını anlatıyormuş. ( Konu uzamasın diye tam metni yazmıyorum.)
Ama hepsi bu
kadar değil.
Ali Sefai Dede adlı bir Alevi
Dedesi daha da ileri giderek Hz.
Hüseyin’in matemini tutmanın
Hıristiyanlara da
emredildiğini söylüyor. Aynen şöyle:
‘’ Ve ayrıca İncil kitabının 12. Babın 38. ayetinden 43. ayetine kadar olan
bölümde Hazreti Hüseyin’in matemini tutması için Hazreti İsa aleyhisselam
ümmetlerine 40 gün umdurma matemi önererek, matemi tutmayanlara şefaat yok demiştir.’’
Aynı Dede Kur’an-ı Kerim’deki
Fecr suresinin ilk sekiz
ayetinin de bizlere Hz. Hüseyin’in
matemini tutmamızı emrettiğini
söylüyor.
O ayetlerin meali nasıl
peki?
1 - Andolsun fecre.
2 - On geceye
3 - Çifte ve teke.
4 - Gitmekte olan geceye.
5 - Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?
6 - Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine?
7 - Sütunlar sahibi İrem’e?
8 - Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
Sünni din adamları böyle bir
meal yapmışlar. Burada ben ne
Hz.
Hüseyin ve Ehl-i Beyt ne de matem
göremiyorum ama benim
göremediğimi görenler olduğu da
bir gerçek.
Ve işin
en can alıcı noktası:
Yine Ali Sefai Dede’ye
göre Hz. Hüseyin’in matemini tutanlar
sorgusuz sualsiz cennete gideceklermiş. Nasıl
mı? Onu da anlatmış:
''Allah, Hz. Muhammed’e şöyle bir müjde verir: ’’.....Ya Muhammed her peygamberin
ümmetleri işlediği günah ve sevabının karşılığını yarın Ruz-i mahşer günü
yargılanıp, mizan terazisinde tartılacak ve sırat köprüsüne sürülecektir. Fakat
benim İmam-ı Hüseyin’imin ve Kerbela Şehitler Kervanındakilerin çektiği acıları
yüreğinde hissedip, o acıları paylaşan, Ehlibeyt’im ve Kerbela şehitleri için
matem tutup gözyaşı dökenleri ben didarıma bağışlayıp Levhi kalemim ile günah
defterlerinin üzerine çizgi çekip onları affedeceğim"
Yani aynen Hıristiyanlık inancında Hz. İsa’nın yaratılıştan günahkar kulları
kurtarmak için Allah tarafından seçilmiş bir kurban olması gibi Hz. Hüseyin’in
de günahkar insanları kurtarmak için Allah tarafından seçilmiş bir kurban
olduğuna inanılıyor.
Kısaca neden matem?
Konusunu anlattığımıza göre şimdi
de gelelim Kerbela
Olayı sırasındaki izdivaç olayına. Öylesine kanlı
bir savaş sürerken. Ortalıkta kan gövdeyi
götürürken kim kimle
evlenmiş?
Bu evlenen şahıslar Hz.
Hüseyin’in kızı Sakine ve yeğeni
Kasım’dır. ( Hz. Hasan’ın oğlu )
Hz. Hüseyin ağabeyi Hasan’a söz
vermiştir kızı Sakine’yi yeğeni Kasım’a
vereceğine dair. Ancak bu
sözünü yerine getiremeden ölme
tehlikesi vardır Kerbela’da. İşte bu
yüzden Kızı ile yeğeninin
nikahlarını işte bu kanlı savaş devam ederken kıyar ve ağabeyine verdiği sözü yerine
getirmiş olur.
Ancak babası Hasan’ın ‘’ Sakın Amcan Hüseyin’den
geri kalmayasın’’ Diye
tembihlediği Kasım nikahı kıyılır
kıyılmaz elde kılıç savaş meydanına atılır.
Henüz daha sabidir. Günlerdir aç ve
susuzdur ve ayrıca hastadır. Tüm bunlara ilaveten daha
önce eline kılıç aldığı da
yoktur.
Savaş alanında kılıcı
zorlukla kaldırır ama anında Sa’d
oğlu Amr tarafından bir
kılıç darbesiyle öldürülür.
Hemen akabinde Hz. Hüseyin Sa’d bin Amr’ı ortadan ikiye biçse de
hepimizin de bildiği gibi kendisi ve
maiyetindeki 72 kişi Kerbela’da şehit
edilirler.
Kısaca Hz. Hüseyin’in kızı Sakine evlendikten bir kaç dakika
sonra dul kalmıştır. Ancak savaş meydanında Hz.
Hüseyin’in yakını olan
başka kızlar ve kadınlar da
vardır. Onlara ne
oldu dersiniz?
Rivayetlere göre Kerbela katliamından
sonra Hz. Hüseyin’in Kız Kardeşi Zeynep ve Kızı Sakine ile Fatma Yezit’in sarayına getirilir. Yezit Zeynep’e
evlenme teklif eder. Zeynep bu pislik herif
Müslümanlara zarar vermesin diye ‘’ tamam teklifini
kabul ediyorum ama
bana kırk gün müsaade et.’’ Der ve
Yezit bu teklifi kabul
eder.
Zeynep kırk gün kırk gece Allah’a
dua eder ‘’Allah’ım canımı
al beni Yezit’in karısı yapma’’
diye. Kırkıncı gün duaları
kabul olur ve
ölür.
Peki Fatma ve
Sakine’ye ne oldu?
En kuvvetli Rivayete göre Yezit onları yanlarına Hz. Cabir bin Abdullah’ı da
katarak ülke sınırları dışına sürgün eder. Sakine, Fatma ve Cabir esir
tüccarlarının eline düşer ve çeşitli sıkıntılardan sonra Bizans İmparatorunun (
IV. Konstantinos olmalı ) sarayına gelir
bu iki kız kardeş. Bizans İmparatoru bu kızların Hz. Muhammed’in torunları
olduğunu öğrenince onlara iyi davranır ama aynı zamanda Hıristiyan olmaları için
bir manastıra kapatır. Hatta kızı da Hz. Hüseyin’in kızlarıyla arkadaş olur ama
onları Hıristiyan yapayım derken kendisi Müslüman olur.
Bu arada kızların güzelliğinden etkilenen İmparator, onları oğullarına almak
isteyince gerek Fatma gerek Sakine aynen annelerinin Yezit’e dediği gibi ’’
Bize kırk gün müsaade et. ’’ derler ve onlar da Allah’a, canlarının alınması
için dua ederler. Kırk gün içerisinde de hakkın rahmetine kavuşurlar.
Bu iki kardeşin ( Sakine ve Fatma ) mezarları İstanbul’un Kocamustafapaşa
semtinde Sümbülefendi camiinin avlusunda ’’ Çifte Sultanlar Türbesi ’’ olarak
herkesin ziyaretine açıktır.
Türbe Osmanlı Padişahı 2. Mahmut tarafından yaptırılmış olup 1813 yılında
Hattat Yesarizade Mustafa İzzet Efendi tarafından ta’lik hat ile yazılmış bir
şiir vardır.
Bu meşhed kim ziyâretgâh-ı erbâb-ı muhabbetdir
Gubâr-ı anberîn-i köhl-i erbâb-ı basîretdir
Kafes Yâ Hû tehîdir sanma etrâfında bu câyın
Müşebbek âşiyân-ı tûtiyân-ı bâğ-ı cennetdir
Veren feyz ü şeref bu gülistân-ı cennet-âsâya
İki gül gonca-i gülnihâl-i gülzâr-ı siyâdetdir
Şehîd-ı Kerbelâ Sultân Hüseyin’in durterânından
İki sultân medfûn olduğu bunda rivâyetdir
Bu câye ihtirâmı Gâzî Hân Mahmûd-ı Adlî’nin
Delîli yümn ü tevfîk ü saâdettir kerâmetdir
Bu cây-ı pâki tezyîn etmeden ol kutb-i devrânın
Murâdı hânedân-ı mefhar-ı kevneyne hürmetdür
O hâkân-ı kerâmet şân ü ârif şâh-ı âgâhın
Bu hidmetde muvaffak olduğı bî reyb ü minnetdir
Ola sad-sâl ma’mûr ü mu’ammer taht-ı âlîde
Vücûd-ı lâzimü’l-mevcûdu Mevlâ’ya emânetdir
Allah bizleri ehl-i beyti seven ve gerçek manada onların yolundan gidenlerden
eylesin. Aşura ( veya Aşure ) Günü Ümmet-i Muhammed’in birlik ve beraberliğine,
her türlü sıkıntıdan kurtuluşuna ve hidayetine vesile olsun inşallah.
(
Öncesiyle Sonrasıyla Kerbela’da Bir İzdivaç başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
19.08.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.