Hacivat Karagöz-Tekne Gezintisi-
Hacivat Karagöz zevceleriyle
birlikte Çeşme
de denizde, tekne ile gezintiye çıkmışlardı. Denizin kokusu
maviliği
ile çeşmeye
gelmişlerdi.
Fonda Ferdi Tayfur’un” Çeşme”
şarkısı çalınırken, Hacivat endişe
içinde.
-Karagözüm bu ne
diyor? Çeşmeye
gelemez olaydım
diyor! Gel geri dönelim!
-Ne dönmesi
Hacivat’ım, sözünde dönen yok, o duyduğun aşığın
sevgilisine naz içinde
söylediği
bir şarkıdır. Âşık olmuş
aklı başından gitmiş” susadım çeşmeye
gelmez olaydım”
diyor, zavallı aklı başından
gitmiş,
su içmek için çeşmeye değil de yolda dereye mi gidilir
akan pis su mu içilir? Gerçekten de Hacivat’ım, aşk akılda ne varsa silermiş
doğruymuş.
Zavallı aklı başından
gidince ne diyeceğini şaşırmış.
-Emin misin? Sen âşık olmadan aklın başından gitmiş,
buna ne diyeceğiz?
-Emin değil
Karagözüm ben, sen beni boş
ver takma kafana. Ben sana tatil yerine kasabaya gidelim mi dedim? O gerçek aşık galiba öyle söylüyor. “Elinden bir tas su içmez olaydım” diyor ey aşık eliyle vermezse ayağıyla mı küp ile mi
versin, sen kulak asma aşık
aklı başından gitmiş.
Bak etrafına beklenen her şeyi sunabiliyor olması bize yetmez mi?
Bembeyaz kumlarla bezenmiş plajları, (biz plaja girmeyiz) suyun berraklığı ile büyüleyen koyları, tarihi yapıları, doğal
güzellikleri, eğlence
ve gece hayatı
(gece hayatımızda yok gitmeyiz) ile birlikte Çeşme beklentilerinizi
kusursuz bir şekilde
karşılıyor bu önemli.
-Diyorsun? Aşkı da bilirim diyorsun?
-Nerenle dinliyorsun?
-Erenler diyarına mı
gidelim diyorsun?
-Hayır frenler
tutmuyor ebenin memleketine gidelim istersen diyorum!
-Benim ebem Karagözüm
rahmetli oldu.
-Buraya gelmemizin
neresi zahmetli oldu, at arabasıyla tıngır mıngır sallana sallana ayran yayığı gibi çalkalanarak
geldik. İçimizde yağ
adına ne varsa çıktı
gitti.
-Ben diyorum…
-Nereye gidiyorsun
Hacı cav cav?
-Diyorum beni deniz
tuttu tekne de tuttu.
-Zevcelerimiz
veletleri kamarada uyuttular, şimdi gelirler Hacivat’ım.
-Karagözüm sen şimdi
diyorsun ki?
-Kimi beklediğimi
soruyorsun?
-Yine uyduruyorsun,
az dur da bir dinle be adam. Sen şimdi birisine sarılmak istersen önce içinde seni inciten düşünceleri
temizle ondan sonra sarıl
diyor musun?
-Bu nereden çıktı Hacivat’ım?
-İçim dışıma
çıktı, içimde bozuldu, sana
sarılmamda bir sakınca var mıdır?
Midemdekiler ağzımda çıkacak.
-Aman sakın ha üstümü
kirletme, bak orada poşet var, otur orada sandalye de var, teknenin
sallantısı seni bozdu Hacivat’ım.
-Ben burada kendime
yetemiyorum, senden yardım istiyorum, senin yaptığına bak.
-Hangi kapının kapalı
olup olmadığına bakayım Hacivat’ım?
-An…Arkadaki kapının.
Helal olsun bana yüzünü döndün, şimdiye kadar birbirimize hiç yüzümüzü dönmemiştik.
-Sen bana bakan körsün,
bizi buraya neden getirdin mi diyorsun?
-Karagözüm, bana
sırtını dönme.
-Seni döven yok ki
Hacivat’ım nereden çıktı bu?
-Ne çıktı?
-Kapını arkası zaten
yarıktı, soğuk
oradan geliyor.
-Hacivat’ım
tatilimizi zehir etmesen.
-Vallahi çok güzel
olur, tehir edelim tatilimizi evimize dönelim.
-Kimi gömelim
Hacivat’ım? Farkındaysan, denizin ortasında teknedeyiz.
-Kara gözüm, her iki
kulağında açık senin, sol kulağını elinle kapat sağduyulu
ol biraz.
-Hacivat’ım nasıl
pozitif olabilirim? Kan grubum negatifken?
-Hacivat’ım görmezden
gel.
-Gözüm kapalı nasıl
dururum ben?
-Bunlar benim sözlerim,
çalma benden?
-Neden?
-Bazen öylesine
saçmalıyorsun ki, sana mutsuz halini göstermek istiyorum!
-Ben seninle olduktan
sonra, mutsuz olmam ki Hacivat’ım, sen bana yetersin.
- Konuşurken
ruhumu daraltan sözleri
o kadar sarf ediyorsun ki, ruhumuz sıkıldıkça genişlemeye
hasret kalıyor
senin yanında.
-Sende fileyzoflukta
mı var?
-Ona fileyzofluk
demezler, filozofluk derler.
-O zaman buna da kafa
demezler
Karagöz Hacivat’a
birkaç kafa attıktan sonra, Hacivat.
-Sende yaklaşım adına attığın hiç iyi adım yok, içinde ne
varsa kafandan atıyorsun.
-Dayak yemekten zevk
mi alıyorsun? Öyle ise al sana kafa Hacivat al sana kafa…
-Vay anam
vay…Karagözüm sende sınır falan kalmamış, sınırı aşıyorsun.
-Ben sana vurdukça
sen ısınıyor musun?
-Çok vuruyorsun diyorum!
-Yürek az yansın yoksa
yanmadıkça, gözünde yaşlar akmaz yaşarmaz mı diyorsun?
-Ah Karagözüm ah!Sevmen başka,
gelmen başka,
anlamamanda daha başka!
-Beni bilen bilir
Hacivat’ım, benim yapım böyle.
-Senin yapın böylede,
benim gönül sazım başka diyor seninki başka diyor.
-Vakit akşama
eriyor, acıktık yemek hazırsa gel yemek
yiyelim.
-Ah Karagözüm ah, ah
o dil ah ne tükenmez bir hazinesin ki, konuştukça sözlerin hiç bitmiyor!
-Hacivat’ım, kördüğüm olmadan kalk
gidelim yemekler soğumasın.
-Haklısın Karagözüm,
yemekte az konuşuyorsun az dilin sussun da yorulmasın.
Mehmet Aluç