Düşlerimin mahpushanesinde:

Tedirgin olmayan da bir sevda adeta

Aşkın yankısı özleme banıp da ömrü

Huda’ya sadık Mümin’in de bir iken özü sözü.

Bir redif kadar manidar bir rengin hükümranlığında,

Alnımın akında açan sümbül lale.

 

Oysaki öncemde gelinciktim

Bazense yediveren gülün coşkusu

Yalnızlığın ırmağında da gittim geldim bir ömür boyu

Kuruyan dere yatağı

Aşkın otağı kurduğu bir hare

Aşkın tevazu yüklü gölgesine bir dokunup da

Bin ah işittiğim ömrün tefsiri

Şimdilerde sadık yolcusuyum şiirlerin

Sefasını sürdüğüm cefa yüklü günün

Şükür sonunda neşreden gecesi dünün.

 

Bir beyitsem kısa

Bir rakımsam dağa dokunma arzusu

Şehla gözlerinde gecenin

Koyudan da koyu aşkın cübbesi

Lakin bir heybesi var ki:

Gök kuşağının cüssesi

Bense beylik bir telaşla

Sarındığım öğrenci cübbemde

Savurduğum nidalarda açan yüzümün güllerim

Ömürse içimde kalan nice ukde.

 

Hüzünse geçit vermeyen

Aşkı şiar edinmiş bir bedevi iken ben

Tezahür eden safiyet yüklü yüreğimde saklı elem.

Ah, mazhar olansa hazan

Müptelası olduğum her dalda asılı yaprağın kaderi

Düştü mü yere

Ölmez de kolay kolay hani:

Damarından damlar hadisler, sureler

Bir ölü yaprak bile anar Rabbini.

 

İnsanlığın müridi ve aşkın hicreti

Cenk ettiğimiz şu meydan ne ki?

Aşkın kuvvetinde kaybolan yerçekimi

Bir nara bir nida

Nihayetinde hıçkıran yürek burkan bir eda

Fısıltıya dönüşür sesi yalnızlığın

Duyan biri de vardır lakin

Bir kavimse duygular

Bir kesitte saklı tüm ruhlar

Aşkın şüheda mazisi ne ki?

 

Hele ki düşmüşken bir kez İlahi Ateşe

Yanmanın meali

Yakaran Rabbine

Yanaştıkça huzurun saklı bahçesine

Ölmek ne ki?

Yaşamın gayesini bilen için

İçimde saklıdır huzmesi yalnızlığın

Semada saklı ay yıldızın varlığı

Önce Rabbine âşık

Sonrasında vatanına sevdalı.

 

Şanlıdır dünü ülkemin

Ülküleri asalet yüklü nice zaferi

Katık ettik bizler bir kez yaşama

Yaşamda saklı kehanetlerin gerçeği

Ne bir rivayettir bu aşk

Ne de rehavet yüklenir bunca nesil ve kuşak.

Sandığımızda var neyse sakladığımız

Sanmadığımızı da gömdük madem derine

Umudun sandalı illa ki süzülür yürek denen nehirde…

 


( Yaprağın Kaderi başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.