Yanındakinedir, arkandakinedir, başkasınadır,
Sana değildir, edâlı işveli, candan tavırları.
Sen aldandığınla kalır, yanılmışlığına yanarsın.
Ferman dinlemeyen gönlüne anlatamazsın,
Belki bir gün, belki bir gün olur diye, sayıklarsın
Umut ağacının düşen yapraklarıyla yaşlanırsın.
Bulutların gölgesinde ıslanır gözlerin, damlar ellerine
Bir türlü doğmaz beklediğin güneş, şavkı vurur da yüzüne
Temmuz akşamlarının mehtaplı, ılık gecelerinde,
Melankolik şiirler can bulur, yanmış yüreğinde.
Yaşına, başına aldırmadan, sevda türküleri dinlersin,
Her yalnız kalışında gölgenle aşk şarkıları söylersin,
Güllerden sahte gülüşler devşirip,
Gamzelerinde açmış gibi gösterirsin.
Kimse bilmez düştüğün kör kuyularda,
Kendi kendine yanar, için için erirsin.
Hayâl mezarlığına döner uykulara hasret yatağın,
Hayatın keşmekeşi canlanır odanın duvarlarında,
Gerçekler dikilir, heyula gibi düşlerinin tam ortasına.
Sağın solun, arkan önün hep karanlık, hep boşluk,
Firar eder uykuların, sabitlenir bakışların, tavanda bir noktaya,
Kabarır için, yükselir ateşin, aklında zonklayan bir sarhoşluk,
Ne yer, ne yâr kabul eder seni, sığınacak bir kapı ararsın,
Gecenin zifir karasında, kapıların en güzelinden,
Saba makamında bir seda, susturur kulaklarındaki uykusuzluğun sesini,
Yırtar, gözlerine âlemi zindan eden gaflet perdesini,
"Esselâtu hayrun minen nevm" diye, seslenir ruhuna,
Kalkarsın uykuların haram olduğu bu zaman ve zeminden,
Seni en çok seven, sevenlerin en yücesine sığınırsın,
Yüreğini, ellerini açarsın O'na, gözyaşlarıyla istersin,
Vermek istemeseydi, istemek hissini vermezdi bilirsin.
Unutursun uykusuz geceleri, kelebek hafifliğinde kalkarsın,
Her öpüşünde en çok huzur bulduğun seccadenin üstünden,
Ve kurtulursun dünyevî aşkların, dertlerin cümlesinden.
#aslanyılmaz#sürgünadam#