Binbir türlü derdim var hepisinden ben tek tek
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Sen şimdi ister salla ister kulağımı çek
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Düz ovaya inmeyip yükseklerde uçandan
Bir kez kafa gösterip aylar boyu kaçandan
Gönlümüzde onulmaz hasretlikler açandan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Yirmi yıldır giydiğim esvaplardan çullardan
Burnunu Kaf Dağında dolaştıran kullardan
On sekizlik kız gibi cilve yapan dullardan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey
Kâmil sanıp sevdiğim tüm çiğlerden hamlardan
Ah bilmezsin hakimim devirdiğim çamlardan
Günden güne katlanıp ocak yıkan zamlardan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Yaş yetmişe yaklaştı yaşlılık sorunumdan
Nezleden ölüyorum şu akan burunumdan
Papucu ters giydiren minicik torunumdan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Sağa sola atılan inorganik atıktan
Siyaset cambazının patlattığı nutuktan
Özellikle belime çöreklenen fıtıktan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey
Allah’ın selamını çok gören nursuzlardan
‘’Eskiciii’’ nidasıyla bağıran arsızlardan
Lap topuma el koyan bacaksız hırsızlardan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey
Kimisi dert yansa da yokluk yahut varlıktan
Benim geliş sebebim biliyorsun darlıktan
Senelerdir çektiğim şu lanet bekarlıktan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey
Hakim beyim! Kalkması zor olsa da yerimden
Davacıyım durmadan zart zurt eden gerimden
Unutmadan söyleyim: Bir de iham perimden
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Ayağıma dolanan her kayadan her taştan
‘’Sana zarar.’’ denerek tuz katılmayan aştan
Haydi her şey neyse de şu bizim Beşiktaş’tan
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey.
Kaç kez kapına geldim çekilir mi bu çile?
Mahkeme duvarları inan gelecek dile
Uzun lafın kıssası vallahi senden bile
Fena halde bîzârım davacıyım hakim bey