Anne!
Hem bedenen hem ruhen çok yorgunum.
Öylesine yorgunum ki her yediğim içtiğim yavan geliyor bana.
Hiç mi hiç lezzet alamıyorum.
Özüm özüme küsmüş damdan düşmüş gibiyim.
Hal ve ahvalim içler acısı.
Mutluluğun “M” sine hasretim.
İçi dolu sevgilere hasret kalmışım.
Ben benden muhacir olmuşum.
Beni anlayan kimsem neredeyse kalmamış.
İçten gülmek nasıldır unutmuşum.
İçten gülmeler şatır bir güvercin misali
Gönlümden uçup gitmiş çok uzaklara.
Yalnızlıktan bunaldım
Dertleşecek neşe ve üzüntülerimi paylaşacak birilerini fellik fellik arıyorum
Yok yok yok!

Anne!
İnsanlar niye buzdolabı gibi her daim soğuklar?
Herkes telaşlı ve anlamsız izdihamlar içinde.
Kimse kimseye dostça yaklaşmıyor.
Kadın kocasını,oğlan ve kız da babasını takmıyor.
Dost ve akraba dediğin insanın başı sıkıştığında,
Koşa koşa gelmez mi? 
Maddi manevi sıkıntılarını gidermez mi?
İnsan canlı mahlûkatın en şereflisi değil mi?
İnsan insanın neşe ve üzüntülerini paylaşmaz mı?
İnsan bu kadar neme lazımcı, bu kadar vurdumduymaz olur mu?
Bunları düşündükçe beynim zonkluyor.
Ben duygusalım. Duygusal insanlar ister istemez üzülür.
istesek de istemesek de sayılı ömür miadımız vakti geldiğinde bitmeyecek mi?
Bittiğinde görevli sual melekleri kabirde her şeyi bir bir sormayacaklar mı?
Gereken cevapları vermediğimizde hal ve ahvalimiz içler acısı olmayacak mı?

Anne!
Zalimlik, en şerefli mahlûk olan insana hiç yakışır mı?
İnsanı cennetlik eden, vicdan ve merhamet duyguları her gecen gün niye azalıyor?
Acımak, yardımseverlik, empati yapmak niye insanların hoşuna gitmiyor artık?
Ne oldu bizlere böyle?
Her şey menfaat olmuş insanlar Allah rızası için artık birbirlerine gelip gitmiyor.
Bunlara çok üzülüyorum.
Görmemezlikten gelemiyorum.
Bana mutlu olmam için üç maymunu oyna diyorlar.
Üç maymunu oynamak, bana göre değil!
Hem üç maymunu oynamak, münafıklık alameti değil mi?
Münafıklar, cehennem narlarında yanmayacaklar mı?
Cehennem narlarında yanmaktansa ben her türlü sıkıntılara razıyım.
Keşke eskiden olduğu gibi insanlar maddi manevi değerlerini,
Karınca kararınca yaşasaydılar!
O zaman insanların yanaklarından, gülücükler eksilmezdi!
İçi dolu gülücükler, insanın ömrünü uzatırmış.
İçi dolu gülücükler, insanı mesut bahtiyar edermiş.
İçi dolu gülücükler, insanın her türlü yorgunluğunu üzerinden atarmış.
Böyle gülücüklere kavuşmak dilek ve temennisiyle…
29/ Eylül/ 2021

( İçi Dolu Gülücükler başlıklı yazı sadeceo tarafından 29.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.