Türkiye Cumhuriyetinin İlk Pop Starları Ve Türkiyenin Bülbülü--1. Bölüm
Günümüzde bildiğiniz gibi
bazı televizyon kanallarında zaman zaman pop star
yarışmaları yapılır ve
uzun bir maratonun
sonunda birileri pop star
ilan edilerek kendisine
oldukça büyük miktarda
para ödülleri verilir. Daha
sonra da aşağı
yukarı hepsi unutulur.
Çok yakın zamanda pop star
olarak seçilmiş şarkıcılardan
bir tanesinin bile
adını hatırlayan var
mı? Ben hatırlamıyorum.
Efendim işin doğrusu her
ne kadar adı
pop star olmasa da Türkiye’nin ilk
ses kraliçesi yarışmasının hikayesi aslında
Cumhuriyetimizin ilk on
yılı içinde başlamıştır.
Bilmem bilir misiniz? Türkiye’de
ilk güzellik yarışması aslında 1926 yılında o zamanki
adı Melek Sineması olan (Sonra meşhur
Emek Sineması ) sinemada Emek
Filmin girişimiyle yapılmış ve
Türkiye’nin ilk güzeli
olarak sinemada yer
göstericisi olarak çalışan bir Ermeni kızı olan Araksi Çetinyan Türkiye’nin
en güzel kızı seçilmişti.
Ancak bu yarışma ciddi
bir yarışma olarak kabul
görmemiş olduğu için Araksi
Çetinyan ismi tarihi kayıtlara
‘’ İlk Türkiye Güzeli’’
olarak geçmemişti.
İlk resmi Türkiye Güzellik
yarışması 1929 yılında Atatürk’ün teşviki
ve Cumhuriyet Gazetesinin
girişimleri ile düzenlendi. Yarışmaya katılacak
kızlarda aranan özellikler: a)
16-25 yaş arasında olmak b) Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olmak
c) Namuslu olmak idi. Bar
kızlarının yarışmaya alınmayacağı
açık açık belirtilmişti.
2-3 Eylül 1929 da yapılan bu
yarışmayı 19 Yaşındaki
Feriha Tevfik kazandı
ve böylece Türkiye’nin ilk güzeli
Feriha Tevfik ( Negüz) oldu.
Araksi Çetinyan da katılmıştı
bu yarışmaya ama ancak
üçüncü olabilmişti.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam
bu bir güzellik
yarışması. Pop Strarla ne
alakası var?’’
Oraya da geleceğim. Az
sabır.
1930 da yine Cumhuriyet
gazetesinin düzenlediği Türkiye
Cumhuriyetinin ikinci güzellik
yarışmasını Mübeccel Namık ( Behnesavi) kazanmıştı. Ancak Mübeccel
Namık 1930 da Paris’te yapılan
Dünya Güzellik yarışmasında
dereceye girememişti
1931 yılında Naşide Saffet (Esen ) Hanım Türkiye
Güzeli seçildi ama bu
seçilme onun çok
severek yaptığı öğretmenlik
mesleğinden ihraç edilmesine yol
açtı.
1932’yi artık hepimiz
biliyoruz. Bu tarihte
Türkiye güzeli seçilen ve
Atatürk tarafından soyadı
kanunundan sonra Ece
soyadı verilen Keriman
Halis Hanım sadece Türkiye
değil aynı zamanda Dünya Güzellik
kraliçesi seçildi. ( Bir
Müslüman Türk kızı ilk
kez dünya güzeli seçilmiş
oldu.)
Türkiye Güzellik kraliçesi
yarışmalarını yapıldığı ve Türkiye’nin ( Hatta
Dünyanın ) En güzel kızlarının seçildiği o
yıllarda aynı zamanda Türkiye’nin
en güzel sesli
bayanları da seçilmeye
başlanmıştı. Yani bir nevi
bugünkü Pop Star yarışmaları
da başlamıştı.
Peki bu yarışmaları düzenleyen
kimdi? Tabii ki
yine Cumhuriyet Gazetesi.
Evet...1929 yılında Fransa’nı ünlü
film şirketlerinden biri ‘’ Milletler
Şarkısı ‘’ adını verdiği bir
film yapmaya karar
verir. Bu filmde on beş farklı
devletten on beş erkek ve on
beş kadın şarkı söyleyecektir.
Yarışmacılar klasik Batı Müziği parçaları seslendireceklerdir. (
Bu artık
nasıl bir Milletler
Şarkısıysa.)
Ancak Türkiye’ye ‘’ Sen
sadece bir bayan
şarkıcıyla katıl. Erkeği boşver.’’
Denmiş olsa gerek
ki Cumhuriyet Gazetesi
20 Kasım 1929 da bu şarkı yarışmasının
duyurusunda sadece kadın sesler
arandığını ve 28 Kasım 1919 akşamına kadar
müracaatların yapılmasını özellikle
belirtir.
Yarışma Jürisi ve
hakem heyeti de belirlenir ki
bu heyette Cemal Reşit Rey’den Peyami Safa’ya
kadar pek çok
tanınmış isim vardır. ( Peyami Safa yukarıda
saydığım bütün güzellik yarışmalarında ve biraz sonra
okuyacağınız ses yarışmalarının hepsinde
Cumhuriyet Gazetesi temsilcisi
jüri üyesi ve
sunucudur. Mesela güzellik
yarışmalarında elindeki cetvelle
kızların eteklerini yukarı
kaldırıp bacaklarının güzelliğini
jüriye gösteren odur. İşin ilginci ‘’ Sözde
Kızlar’’ Romanı ile toplumdaki ahlaki çöküntüyü ve
toplum yapısına uymayan
değerleri şiddetle eleştiren de odur.)
Neyse efendim. 30 Kasım 1929 Akşamı Beyoğlu Glorya Sinemasında (
İlk adı
Lüxemburg Sineması- 1933 den
sonra da Saray Sineması) büyük final
yapılır.
Finalde Hudadat Şakir Hanım önce Şubert’ten
bir parçayı Almanca sonra La Traviata’dan bir
bölümü İtalyanca ve nihayet Greg’den bir
parçayı Fransızca okudu ve yirmi
jüri üyesinden on altısının
oyunu alarak Türkiye’nin en
güzel sesli kadını
seçildi. Yani efendim
Türkiye Cumhuriyetinin ilk Pop Starı
Hudadat Şakir Hanım
oldu. Bu o kadar
önemli bir olaydı ki aynı
gün Mustafa Kemal’in İstanbul’a
gelecek olması bile
gazetelerde ikinci haber olarak
yer alıyordu.
Ancak tabii ki
Hudadat Şakir Hanımın hikayesi
bu kadar değildi. Aynı
yıl Fransa- Nice’de yapılan şarkı yarışmasına katılır. 8 Aralık 1929 da Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya, Macaristan,
Lehistan, Belçika, İspanya, İsviçre, Çekoslovakya, Danimarka, Romanya,
İsveç ve Norveç gibi ülkelerin
en güzel sesli kadınları
ile yarışan ( Bir nevi
ilk Eurovision yarışmamız da
diyebiliriz.) Hudadat Şakir Schubert’in
meşhur serenadını Almanca olarak ve bir de ‘’ Ayın On dördü’’ Adlı anonim
bir Türk şarkısını okur ve bayağı
alkış alır. Yarışma
derecesi ise altıncılıktır. Türkiye dahil 15 ülkenin katıldığı
yarışmada altıncı olmuştur
şarkıcımız. Ancak Yarışma
jürisi çok ilginç
bir kararla ilk
beşe girenlerin hepsini
birden birinci ilan ettiği
için Hudadat Şakir Hanım
otomatik olarak ikincilik
kürsüsüne çıkmıştır.
Nice’de yayınlanan yerel
bir gazete Hudadat Şakir için ‘’Hudadat Şakir, halk huzurunda
şarkı söyleyen ilk İslam hanımıdır. Sesi müthiş güzel, hâl ve tavrı ise mümtaz
bir Parisliye benziyor.” Demiştir. Velhasılıkelam Müslümana değil bir Parisliye
benzetmiş kızımızı.)
Evet...Görüldüğü gibi zamanımızın pop
star yarışması birincileri
gibi Türkiye’nin ilk
pop starı Hudadat Şakir’in adı
sanı da çoktan unutulmuştur.
Peki Türkiye’nin ilk
bülbülü/ Bülbülleri kimlerdi?
Gelecek bölümde inşallah...
(
Türkiye Cumhuriyetinin İlk Pop Starları Ve Türkiyenin Bülbülü--1. Bölüm başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
19.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.