Bu yıl, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü gibi
ayrımcılığa karşı çıkılan bir gün ile sinema salonlarında ayrımcılık
yaşadığımızı yoğun bir şekilde hatırlatan 10. Malatya Uluslararası Film
Festivalinin (10.MUFF) açılışı aynı güne denk gelmesi tam bir kara mizahlık
olaydır.
Bildiğiniz
gibi İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edildiği
gün olan 10 Aralık 1948 tarihinden itibaren her yıl 10 Aralık gününde
kutlanmaktadır.
İnsan hakları denilince her insanın ırk, renk, din,
cinsiyet, dil, siyasi veya diğer görüşler, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet,
doğum veya diğer statüler sebebiyle ayrımı gözetmeksizin herkesin doğal insan
haklarına sahip olduğu başta İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde gerekse de
Anayasamız ile yasalarımızda yer almaktadır.
Kısacası her insanın yasalar önünde eşit haklara sahip
olduğu ve hiçbir kimseye yasalar önünde ayrıcalık tanınmayacağı belirtilir.
Diğer bir ifade ile hiç kimseye ayrımcılık yapılmayacağı belirtilir.
Ancak ayrımcılık denilince insanlarımızın aklına dil, din, ırk, renk,
cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle yapılanlar
gelmektedir.
Oysa dikkatlerinden
kaçırdıkları ve akıllara pek getirilmeyen bir nedende bunlarla beraber
vatandaşlara verilen hizmetlerde de ayrımcılığın yapıldığıdır.
Diğer konularda olduğu gibi hizmette yapılan
ayrımcılığı ise en çok yaşayanların başında engelliler gelmektedir.
Hayatın her alanında, günlük yaşamın içerisinde her an
yaşadığımız gibi işte bunlardan bir tanesi de sinema salonlarında yaşadığımız ayrımcılıktır.
Normal zamanlarda yaşadığımız bu ayrımcılığı, 10-14 Aralık tarihleri arasında
gerçekleşecek olan 10. Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında daha
yoğun yaşıyoruz.
Bu konuda sırasıyla 2017 Kasım ayında “Devletin Resmi Birimlerinde Yapılan
AYRIMCILIK”, 2018 Kasım ayında “Sinema
Salonlarındaki “AYRIMCILIK” Diz Boyu”, 2019 Aralık ayında “Ya Ötenazi, Ya Da Eşit Bir Yaşam Hakkı
İstiyoruz” ve 2020 Ocak ayında “CİMER:
Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok” başlıklı yazılar kaleme
almış sorunu dile getirmiştim.
Bu ülkede istediğiniz kadar engellilerin yaşadığı
erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik sorunlarıyla ilgili maruz kaldığı ayrımcı
tutum ve davranışları dile getirin ya da çözüm talebinde bulunun maalesef ki
hiçbir yetkilinin umurunda değil.
Evet, açık açık yazıyor ve dile getiriyorum.
Engellilerle ilgili istediğiniz kadar Anayasaya pozitif ayrımcılık maddesi
koyun, istediğiniz kadar kanun ve yönetmelik çıkarın bunların bir tanesi dahi uygulanmadıktan
sonra hiçbir değeri yoktur.
Engellilerle ilgili çıkarılan bu yasaları uygulayacak
olan valiler, belediye başkanları, kurum müdürleri görmezden geldikten sonra
bir arpa boyu yol alamadığımız gibi uğradığımız ayrımcılıkta son bulmayacaktır.
Özellikle 3 Mayıs da vefat eden arkadaşım, dostum Yücel
Doğanşahin’in 14 Aralık 2019 günü sinema konusunda yaşadığı ayrımcı,
ötekileştirici bir uygulamadan dolayı kaleme alarak Malatya Valiliğine verdiği
ve ardından da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yolladığı yazıyı “Ya Ötenazi, Ya da Eşit Bir Yaşam Hakkı İstiyoruz…” başlığı ile kaleme almıştım. CİMER’den
gelen yazıyı ise “CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina
yok” başlığı ile kaleme almıştım.
CİMER, Malatya Valiliğine gönderdiği yazıda “… ilinizde bulunan erişilebilirlik
eksikliklerinin giderilmesi amacıyla vakit kaybedilmeden çalışmalara
başlanılması, bahse konu başvuruda yer alan sorunların giderilmesi ve benzer
mağduriyetlerin yaşanmaması için yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine ve
mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan konulara hassasiyet gösterilmesi, teknik
bilgi desteği ihtiyacı halinde Genel Müdürlüğümüz Erişilebilirlik Dairesi
Başkanlığı ile iletişime geçilmesi ve yapılan iş ve işlemlerle ilgili tarihine
20 Ocak 2020 kadar Genel Müdürlüğümüze bilgi verilmesi hususunda; Bilgilerinizi
ve gereğini rica ederim.” diyerek gerekenin yapılmasını belirtmişti.
CİMER istediği kadar valiliğe gerekeni yapsın diye
yazı gönderedursun ne yazık ki bu konuda şu ana kadar en ufak bir gelişme
olmadı. İlimizdeki sinema salonlarımız da erişilebilirlikle ilgili en ufak bir gelişme
olmadı. Olmadığı gibi bu konuda ceza yaptırım uygulaması da yerine getirilmedi.
Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliğinin 18.Maddesinin
ikinci fıkrasında gerekli düzenlemeleri yerine getirmeyenlere ceza kesilmesi
konusunda Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürleri yetkili kılınmıştır.
Gelin görün ki Malatya Valiliği Erişilebilirlik İzleme
ve Denetleme Komisyonu tarafından 250’den fazla yer denetleme yapılmasına
rağmen bir tanesine dahi ceza kesilmemiştir. Çünkü ceza kesme konusunda yetkili
kılınan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlerinin eli varmıyor.
Sözün özü olarak, buradan bir kez daha Malatya Valisi
Aydın Baruş’a sormak istiyorum. Geçtiğimiz yıl sinema salonları için gerekenin
yapılmasını bildiren CİMER’den sonra hangi işlemler yapıldı? Yaptığınız
işlemler sonucunda sinema salonlarının erişilebilirliği sağlandı mı?
Sağlanmadıysa Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliğinde belirtilen
ceza kesildi mi? Kesildiyse ne kadar bir ceza miktarı kesildi? Kesilmediyse
bunun gerekçesi nedir? Cezanın kesilmemesi yönetmeliğin ilgili maddesine aykırı
düşmüyor mu? Erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konularıyla ilgili yasal
görevlerinizi yapmayarak bizlere pasif ötenazi uyguladığınızı fark etmiyor
musunuz?