Kimlik kağıt yada bir karta bürünmüşse sizi diğerlerinden ayıran bilgileri belirtir, aidiyetinizi gösterir, dayandığı varakalarla tüm varlığınızdır. Ferdi anlamda ki kimlik ile soy anlamındaki kimlik arasında kapsama alanına göre ayrımlama yapılırsa, iki kavramın karışmasına  engel olunduğu  gibi daha da somutlaşmış olur..
Hem kişisel anlamımda hem de soy anlamımda kimliklerin siyasal kullanımı bedava diyeceğimiz sonuçların doğumuna yol açıyor.Kolaycılık kalemi olarak kullanılıyor. . Ve vatandaş olarak her kişinin yaşamına etki ediyor.. Adam sadece taşıdığı bir siyasal parti kimlik kartı ya da "bilmem ne   lise diploması" ile bürokrasi kanadına liyakatsızca dahil olurken tüm toplumsal yaşamı ve barışı provake edebiliyor..Ya da kimlik siyaseti yapan partiler, fanatizm ve mensubiyet bağlarını öyle kullanıyorlar ki ceket  koysalar seçilecek hale dönüşerek , taltif amaçlı, ödül gibi gibi kullanılan, devlet organlarının, demokrasi adına peşkeş çekildiğin i görüyoruz.. Sonra bir Bakıyorsumuz "sümüğünüzü atmayacağınız adam" vekil ya da  meclis üyesi yada daire başkanı olmuştur .. O halde   tanımadığınız bir  kimlik bile devlet yaşamına girerek toplumsal  ve kişisel yaşamımızı etkiler.. 
Kimlik kişisel yaşam alanında var olmamızın sebebidir. Devlet, özel hayata sadece kendi varlığına yada  kamusal faaliyetine tehdit veya  tehlike olarak algıladıgında müdahele eder.. 
Çocukluğumuz, 1970/80 aralığımda güneydoğu şehirlerinde geçti.  Kimse orada kimlik sorgulaması yapmazdı.. Ne zamana kadar ?Ebed müddet olan devlettir.. TC devleti kurucu iradesinin kodlamaları onun genetiğini oluşturmuştır.. Genetik kodlama da farklılık oluşturma çabaları tehdit ve tehlikedir.Bir cinayet olayında nasıl ki doğrudan saldırı, maktulun kendini savunup savunamayacak durumda olması farklı sonuçlara bağlanmışsa zehirle öldürme hali daha da ağır sonuçlara bağlanmıştır. . "Genetk kodlamanın"  değiştirilmesi çabası, devlet yaşamında varlığı yani zehirleme eyleminin, yönetimin yasal olarak ele geçirilmesi ve gayri yasal sonuçlara  yönelik iktibaslarla gerçekleştiğini gözlemleriz.. .. 10 Kasım 1938 Atatürk ün ölümü ile Cumhuriyet in kurucu iradesi ve kadrolarının değişime uğradığını görüyoruz. Köylü milletin efemdsisidir diyen sofrasına bağdaş kurup pturan  Atatürk  gitmiş yerine şalvarla şehre gelen köylünün şalvarının ortasınnın kesildiği buğdayını evinin içinde gizli bölmeler le ayırdığı depolarda saklatan devlet gelmiştir.. Kendi üretim modelini ve sermaye birikimini sağlayarak büyüyen devletin yerine, başkasının artık değerlerine talip olarak kendi ürerim modelini sekteye uğratan bir  devlet mpdeli oluşturulmuştır.. 1961 yılına kadar  ortaya çıkan uygulamaya dayalı genetik kodlama ya yapılan saldırılardır.. 
Yasal ve Anayasal zeminde ilk saldırı 1961 Anayasası ile Atatürk ve cumhuriyete yapılan  ABd darbesidir.. Oluşturulan yasal zeminin getirdiği "etnik ve mezhepsel farklılığın" zenginlik yerine, farklılık ve varolma mücadelesi getirilerek kürtmen-kürt ayrışması alevi- sunni ayrışmasına çanak tutulmuştur.Barışçı Sartlarda geliştirilen bu ortam 1968 dümua da gelişen ve Tc ni de etkileyen gençlik olayları silahlı çatışmalara dönüşerek genetik kodlaöada yasalar millet esaslı liberal demokrat devleti giderek ekseninden uzaklaştırmış ve kurucu irade temsilcisi olanların iddiasını sadece lafda bırakırlen genetik kod düşmanları gerek siyasi gerekse stö tipli fetö yapılanmasıda alttan alta çalışmaya devam etmiştir. 
12 Eylül 1980   2.ABd müdahelesi gerçekleşmiş Türkiye nin birbirime kordırılan gençleri yaklaşık 2 milyon kişi kayıtlara geçmiş cezaeclerini boylamıştır..Öğretim görevlileri okullardan atılırken, siyasi liderler bağlanmış, siyasi partiler uasası ile seçmen zincirlenmiş tertemiz siyaset rakipsiz kalan  amerikancılar egemen olmuştur.. İçerde bunlar olurken Dünyanın siyonizm merkezi Fransa nın ABd  den farklı davranacagı düşünülemez..Paris de  1983 de kurulan Paris Kürt Enstitüsü kurulmuştur.. Korsika lıları tanımayan, Kuzey Afirkalı göçmen cinayetlerini bile soruşturmayan Fransa nasıl oluyorda binlerce km ötedeki kürtmenler için kucak acıyor? Temmuz 1983 de kurulan enstitü sonrası 1984 şubatında pkk, katliamlarına başlıyor.. pkk silahla dağda  terörle halkı simdirmeye çalışırken uzamtıları ve 1.dereceden kan bagı ile baglı akrabaları öncelikle siyasallaaşarak kimlik siyasetinin bedavacılığına bulaşmıştır  .
Asıl  Amaç Amerikan menfaatleridir.. Bir tarafdan nobel barış ödüllü ülküocaklı aziz sancar diğer tarafdan kimlik siyaseti yapan  Mithat sancar ları görüyoruz .. Buradaki ayrımşama, ayrışma ve kimlik siyaseti ise özel hayatından kamısal hayata geçişteki tercihi ve varlık iddiası kendini ifade değil Abd menfaatlerinin tuzaklamasına kurban olduğu anlamına gelir.
Milliyetçilik akımları 1789 Fransız Devrimini herkes bilir. İmparatorluklar yıkılır yerlerine milli devletler geçer. Ancak o dönemde bile kürtmen taifesi olarak adlandırılan kürtmen beyleri Hamidiye alaylarında merkezi idare nin gücü yanımda yer almış, ama o dönemde bile bagımsızlık ayrılıkçılık iddiası yok.. Paris Kürt Enstitüsü , çakma tarih oluşturma Var olan bir topluluğu perslerinde atasına bağlama cingözlüğü ile silahlı eylemle sonuç alma politikasını oluşturma anlamında önemlidir.. Temmuz 83 de kıruluyor şubat 84 deilk latlıamını yapıyor.. Aynı yöntem israil kurulana kadar Filistin topraklarında filistinli köyler boşaltılıp korku ile yerleri terkedilinceye kadar siyonist teröristler tarafımdan bugünkü israil topraklarında uygulanmıştır.Diğer bir yöntem de satın alarak anavatanlaşma projesidir.. .
Gümeydoğu da yanlış yöntem ve yöneticilerin yetersizliği yersiz uygulamalarıda ayrışmaya çanak tutmuştur..
Tsk ya subay yetiştiren harb okulları eskiden 2 yıllıkdı.. Kamu görevlillerinin, yanlış yazılan nüfus cuzdanları ve kütükleri sebebi ile memur kalite kalibrasyonu ortadadır.. Çünkü eldeki kumaş belli.. "Ben bilmez, merkez bilir." Kuralcılığı ile özel ve kamu hayat ayrımını yapma yetenek ve kudretinden yoksun, kamu görevlileri, devlete sadakat gösterisini konuşma yasakları işe sağlamaya çalışmış olabilirler.. Tepki ve etki sosyolojik meseledir.. .
Ama adına her ne derseniz deyin devlet sadece varlığına tehdit ve tehlike  anında cezalandırma yetkisini kullanır... Kaçak yapı yaparsan mülkiyet hakkına müdahele eder ve yıkar.Egemenlik göstergesi Bayrağa saldırırsan gelir seni yok eder . Roma imparatorluğunda da böyleydi.. Osmanlı da böyle dir.. Romalı gitmiş tunus da su kemeri yapmış.Anadolu da . Yol taşı döşemiş, tiyatrolar yapmış.. Ama egemenliğe karşı gelenleri de mızrağın ucunda şehir girişlerinde tüm şehri sallandırmış.. Asırlular kadar acımasız devlet yok.. Bu kadar devletler topluluğu içinden günümüze kalmak kendi başına bir uygarlık ister..Araplar bu şekilde günümüze gelmiş.. Roma lıların torunları bu şekilde günümüze gelmiş..Mete Han ın çin kraliçesine yazdığı mektubu okuduğunızda Türk dilinin miladdan önce bile ne zengin olduğunu Kazakistan müzelerindeki iskit altın işlemeciliğinden, Kaplamakan çöl altı su geçişlerinden uygarlığın boyutunu anlıyorsunuz... Ortadoğu da her daim geçiş toplumları var olmuş ama bir uygarlığa entegre olanlar yaşamıştır.. 
Var olmak özel yaşamda bir gösteri ister.. Ana dilinizde konuşursunuz. Sosyal kültürel deeenekler kurup faaliyette bulunırsunuz ama devlet içinde devlet iddiasında bulunırsanız devlet kendi korur ve gereğini yapar.. Devletlerinde meşru müdafaa hakkı vardır.. Ona göre

Torun Halili
 
 
( Kim Kimdir Kime Ne Denir başlıklı yazı HALİLİ tarafından 1.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.