Sen bilirsin ya tanrım, taşa çevirsen diyorum aşkı...Başucuma dikeceğim

İstanbul bir tuhaf
Yüzünü düşürmüş gün
geceye karışıyor ,insan içine çıkmamış sokaklar
pusu koyu mu koyu
Göğü delik deşik 
İğne yapraklı yeşil güzünde 
Rüzgâr gülü dikeni 
Hatırlı misafir gibiyim, 
Düştüğüm ocağında 
Kül karıyorum yaşımla ahın eşiğinde
Bütün sözleri kahverengi gözbebeğimin 
Çoktan vazgeçiliyor sanki 
Az kalsından korkarken dünler 
Tenler kül kokusu 
Son çığlığında rızıktan eksilen köz 
Acı duyar mıyız diye düşünmekte küller
 
Hava rahmetli, 
Bulutlar su sıkkını 
Bağ bozumunda, 
Boşanmış yağmur çocukları 
An cellat
Kim asacak üzümlü asmaları
Canı acıyor havanda dövülen suyun 
Saç/ak altında aklanıyor cürüm
Rüzgâr kül peşinde 
Can emiyor toprak 
Ahraz beyanıdır bu, 
Kırk düğümlü hançerenin
Kurşun döktürdüm yarınıma 
Çözülüyor ses veren dilim 
imdat çağrısında sevmeler
Ayan olacak diye mahşerim

Akıştı işte...Uzandı düş su yatağına

suadiyeocakikibinyirmiiki
Demir Mutlugil
( Boşanmış Yağmur Çocukları başlıklı yazı DemirMUTLUGİL tarafından 16.01.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.