2
Sigarasından derin bir nefes çekerek arkadaşına uzattı. Elleri titriyordu. Ama kanlanmış gözlerde titreyen eller görünmüyordu. Kalın sarılmış sigaradan o da derin bir nefes çekti. Sonra uzun düz saçlarıyla bir prenses gibi duran kıza uzattı. Siyah deri montu ve yırtık kot pantoluyla diskonun loş ışığı altında bir köşeye çekilmişlerdi. Uzun saçlarını arkadan bağlamış, sakalını çenesi üstünde bir tutam bırakmış, siyah montlu genç yavaşça eğildi. Ece’nin kulağına bir şey fısıldayacakmış gibi yaptı. Sonra dudağını, dudaklarına götürdü. Ece hissiz bir şekilde sadece kendini serbest bırakmıştı. Gencin dudakları çekilince ağzından sigara dumanları loş ışıkta havada dağıldı. Ece;
-Artık bıktım bu kadından. Çekilmez oldu. Son günlerde başıma namus bekçisi kesildi. Ne yapsam dırdır eder oldu. Seni de sürekli olarak serserilikle suçluyor. O da kanıma dokunuyor. Şimdi telefonumu açık bıraksaydım kimbilir kaç defa aramış olacaktı. Ama artık sesini duymak bile istemiyorum. Artık ondan kurtulmak istiyorum.
-Merak etme aşkım, sen yeter ki söyle (eliyle boğazını işaret ederek) işi bitireyim. Seni üzmek kimin haddine.
-Bu gece gel, dedikten sonra sigaradan derin bir nefes çekti. Dumanlar ışıkların renkli atmosferinde kayboldu. Özgürlük istiyorum. Dilediğim gibi yaşamak istiyorum. Kan istiyorum kan...
Sonra gence sarılıp kendisini onun kollarına bıraktı. Müziğin hareketli ritmine kendilerini bıraktılar. Işıkların yanıp sönen yansımalarının altında nice bedenler ve ruhlar sönüyordu. Eroinler çekilip, körpe bedenler kurban ediliyordu.
Ece delice dans ediyordu. Pist kendilerine bırakılmış, etraflarında alkışla ritim tutuyorlardı. Kadehler bir boşanıyor, sonra yine boşalıyordu. Beyinler içkilerin ve eroinlerin damarları uyuşturan etkisiyle boşalıyordu. Bu şekilde eylemlerin hangi sonuçları doğuracağı kestirilemiyordu.
Yorulmuşlardı. Kenara çekildiler. Ece arkadaşının kulağına fısıldıyordu.
-BU gece, bu gece, bu gece.........
Yüzünde şeytani bir gülümseme vardı. Gözlerinin kanı dudaklarından okunuyordu. Sonra ağır adımlarla diskoyu terk ettiler. Ece babasının kendisine hediye ettiği arabasına binerek oradan uzaklaştı. Genç ise ardından sırıtarak bakıyordu.
Ay yüzünü bulutların ardına doğru çekiyordu. Karanlık yüzleri aydınlatmaya utanıyorcasına onlardan uzaklaşmak, onlardan gizlenmek istiyorcasına kendini bulutların ardına atıyordu.
Ece anne ve babasının ayrılmasından sonra yaşadığı depresyondan dolayı kendini farklı arkadaşlıkların kucağına bırakmıştı. Sahte cennetin vaat ettiği özgürlükler, kendisini iflah olamayacağı bir bataklığa doğru sürüklemişti. Allah’ın yok sayıldığı, her türlü kötülüğün meşrulaştığı bir dünyada yeni tanrılar icat ediliyordu. Bunların en başında gelen de tanrı da şeytandı. Ve satanizm yeni bir din olarak uyuşturucuların kararttığı aydınlık beyinleri yavaş yavaş ateşin kızıllığına doğru sürüklüyordu.
Ve gece sessizliğin koynunda nice vahşi çığlıkların yaşandığını haykırırcasına karanlığa gömülmüştü.
Hayat gençlerin dünyasında sadece aşk, duygusallık, güzel görünmek ve özgürlük olarak tezahür ediyordu. Bu dünyada ruhun güzelliğine yer yoktu. Çünkü görünmeyen şeyler bir değer ifade etmiyordu. Bunun için namusta değerlerin antik eşyalar müzesine kaldırılıyordu. Cinsellik önü alınamaz bir şekilde gençlerin dünyasında cirit atıyordu.
Tanrı öldü yaşasın özgürlük diye haykıran gençler, anne babalarının kanları üzerine arkadaşlarının bedenlerinden haz almayı umuyorlardı.

( Anne Katili 2 başlıklı yazı SeyitAhmetUzun tarafından 7.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.