Kavramların içinin boşaltıldığı ve itibarsızlaştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Birçoğumuz kullandığımız kavramların ne anlama geldiğini ve o kavramın nerde/nasıl kullanılması gerektiğini bilmiyoruz. Bu kavramlardan biri tanesi de “eleştiri” kavramıdır. Bir konuda eleştiri yaparken korkunç bir üslup problemimiz var. Eleştiri nedir, nasıl yapılır, şahsa mı yoksa davranışa mı yapılır, eleştiri yaparken nelere dikkat etmeliyiz, eleştirel düşünen insanların özellikleri nelerdir? Bu haftaki yazımızda bu konulara değineceğiz.

   Öncelikle eleştiri kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenelim. Eleştiri kelimesi TDK (1988) sözlüğünde; “Bir konuda doğru ve yanlış yönlerini ortaya koymak maksadıyla yapılan iş” manasına gelmektedir. Eleştirinin kelime manasına bakınca “muhalif, hain” manasına gelmiyor, doğru ile yanlışı ayırt etmek manasına geliyor. O halde eleştiren bir insan gördüğümüzde hain muamelesi yapmayacağız. Doğruyu yanlışı birbirinden ayırt etmeye çalışan bir kardeşimiz olarak görmeliyiz.

  Eleştiri Nasıl Yapılır: Eleştirdiğimiz insanı dışlamadan, kalp kırmadan, şahsiyetini ve karakterini incitmeden yapmalıyız. Gönül kırmak Kabe’yi yıkmaktan daha kötü bir şey olarak kabul edilir. Çünkü gönlü inşa eden Allah’tır, Kabe’yi inşa eden insandır. Allah’ın inşa ettiğine değer vermeyen kulun inşa ettiği şeye de değer vermez. Bundan dolayı Yunus Emre, “bir kez gönül kırdıysan kıldığın namaz mıdır?” demiştir. Kalp kırmadan eleştirmeliyiz ki, muhatabımız bizi dinlesin. 

Eleştiri de dikkat etmemiz gereken bir husus da muhatabımıza karşı konuşurken “sen” dilini değil, “ben” dilini tercih etmeliyiz. Sen niye şunu yaptın değil, senin yerinde ben olsaydım böyle davranırdım demeliyiz. “Sen” dili muhatabın nefsini tahrik eder, “ben” dili ifade etmek istediğimiz konuları anlatmamızı sağlar. 

Bir de eleştirilen hata ne ise onu eleştirmeliyiz. Bir insanın yanlış bir davranışından dolayı insanı bir bütün olarak eleştirmek doğru değildir. Sadece yapılan hata eleştirilmeli. Misal, sen ne biçim insansın demeyeceğiz, şu konuda senin yerinde ben olsaydım şöyle davranırdım demeliyiz.

  Eleştiri Şahsa Mı, Davranışa Mı Yapılmalı?: Eleştiri şahsın kendisine değil, davranışına yapılmalı. Bugün en çok problem yaşadığımız noktalardan bir tanesi de bu kısımdır. Bir yanlış görüldüğünde hemen şahsın kendisine hakaret ediliyor. Misal; salak mısın, aptal mısın, senden adam olmaz….vs vs ifadeler şahsın kendisine bir hakarettir. Hakaret ise eleştiri değil, saygısızlıktır. Gördüğümüz yanlışlarda üsluba uygun olarak yapılan davranış eleştirilmeli. Bu konudaki davranışını hatalı buluyorum, senin yerinde olsaydım bu şekilde davranmazdım. 

Bu yanlış davranışın ağır sonuçları olabilir gibi “ben dili” üzerinden yapılan hatalı davranış eleştirilmeli. Davranışa değil de, şahsa eleştiri yapıldığında eleştiriye maruz kalan insanın şahsiyet ve karakteri bozulmaktadır. “Utanma” duygusu zarara uğruyor ve netice itibariyle hata da arsızlaşan biri oluyor. Bunun sonucu ise fiziki şiddete kadar gidebiliyor. Halbuki baştan itibaren davranış eleştirilmiş olsaydı konu fiziki şiddete değil, tatlı bir sohbete dönüşmüş olurdu.

   Eleştiri Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?: Eleştiride bulunurken birincisi kıyaslama yapmamalıyız. Kıyas kişinin nefsini kabartma tozu gibi kabartır. Kıyasa maruz kalan insanın haset, kıskançlık, kibir ve kin duyma gibi duyguları uyanır. Bunun sonucunda insanlardan nefret eden, kibirli, etrafındaki birkaç kişi dışında kimseyi sevmeyen ve kimseye değer vermeyen insanlara dönüşüyorlar. Bundan dolayı eleştiride bulunurken kıyas yapmamalıyız. 

Eleştiride bulunurken yapıcı bir üslup olmalı, alay edilmemeli, muhatap küçük düşürülmemeli. Eleştiride bulunurken muhatabımız değersizlik hissi hissetmemeli, bilakis değerlilik hissini hissetmeli. Konu biraz uzun aldığı için yazının devamına bir sonraki makalede devam edelim inşallah. Haftaya buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.


Mücahit GÜLER
( Eleştirel Düşünme Ahlakı 1 başlıklı yazı fikirsungeri tarafından 4.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.