Karlı Günün Güncesi
Karlı bir sabaha uyandım beyaza bürünmüştü tüm kent hava
soğuktu,
Yollarda veremli hastalar gibi öksüren otomobil sesleri
oldukça boğuktu.
Çıkmak istemedim sıcak sığınağım olan yataktan hoş
değildim ben yine,
Melankolik bir anaforda zayiiydim; başım dönüyordu, bitap
düşmüştüm haliyle.
Ne kadar uyusam da dinlenemiyordu bedenim anlam
veremiyordum bu işe,
Zihnim bedenime eziyet ediyordu geceler boyu geçmişle
uğraşıyordum peşpeşe.
Hekime gittim bu eziyet son bulsun, gönlüme neşe dolsun
diye bende,
Uyuşukluk içinde çölünü yitirmiş mecnuna döndüm
antidepresan tesirinde.
Anladım ki böyle olmayacak acılarımla bizzat
yüzleşmeliyim erkekçe,
Geçmişten nasıl kaçabilir ki insan ne kadar usta olsa da
kıvraklıkta köçekçe?
Ne erkeklik, ne kadınlık para ediyor bu çileye, cinsiyet
meselesi değil bu mesele,
Yitirmişim gibiyim korumam gereken ne varsa sanki kurban
etmişim ebede ve ezele.
Kapkara ve yapış yapış zifte bulanmış misali yüreğim
atamıyor göğsümde,
Kurşun gibi ağır ve kapkara sanki hava, acı veriyor
dolanamıyor ciğerlerimde.
Hâlbuki bağrı açık bembeyaz gömleğimle abı hayat
çeşmesinin malikiydim ben,
Güneş benden alırdı ilhamını, yaşama sevincinin yegâne kaynağıydı
bu ten.
Nasıl oldu da soldu hayat dolu yemyeşil hayat bahçemin rengârenk
çiçekleri,
El değmemiş hislere, saf ve temiz düşüncelere nasıl
bulaştı iğrenç çirkefler?
Bir hata vardı elbet bu işte ama nerede yanılmıştı
yanılmaz dediğim zihnim?
Var mıydı bu kadar işkence ve eziyete zerre-i miskal
kadar olsa da birazcık iznim?
Bu düşünce silsilesi içinde kıvranırken sıcak sığınağımda
kanter içinde bu sabah,
Bir ses duydum derinlerden sesleniyordu ruhuma; Sen olamazsın
asla iflah!
Titredim bir an döndüm sağa sola, aradım derinlerden
gelen sesin sahibini,
Hiçbir yer de bulamadım hakikati söyleyen bu sözlerin
hakikatli zahidini.
Kalktım koştum aynalara baktım gözlerimin altındaki
mosmor halkalara,
Ağarmış saçlarıma, kır düşmüş sakallarıma ve artık
kırışmış şakaklarıma.
Genç yaşta ihtiyarlamış, dert ve çile ile yoğurmuştum ömrümü
biraz da isteyerek,
Romantik bulmuştum sanırım bu bedbaht durumu yaşatmıştım
kendime inleyerek.
İnsan biraz da kendi istiyor ve kendi çağırıyor
bedbahtlığı bunu anladım,
Açtım perdeyi pencereyi tertemiz kar havasını
ciğerlerimde ağırladım.
Karar verdim ömrümdeki tüm karanlığı aydınlatmayı söz
verdim benliğime,
Yeter artık diye haykırmıştım ruhumun dehlizlerine yeter
demiştim çektiğime.
Sende sevilme ve istenmeyiver herkes sevilecek diye bir
yasa mı var dünyada,
Asil yalnızlığının hükümdarlığında kapat kulaklarını her
türlü yanık feryada.
Kara kalemin ak kağıt üstünde raksına ekle kıvrak
figürleri ve yepyeni ezgileri,
İşte böylece karaladım ekledim ak kağıt üzerine günümü
anlatan bu beyitleri.
(
Karlı Günün Güncesi başlıklı yazı
MESUT ÇİFTCİ tarafından
31.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.