Tam teşekküllü bir şiir olma rüyası ile kalemi yonttu ve yola koyuldu şair:

Aşkın ibaresi idi ne de olsa şiir ve kayıtsızlığın rüzgârında sökün etti heceler ve derin bir tevazu ile de sınanırken şair deşti yaralarını.

Gün uzaktı geceye.

Gece tuzaktı şaire.

Şair yalnızdı ve sevdalı öykündüğü ise dünde kalan mazisine.

Bir minvaldi ki yaşamak.

Tek bir meali de yoktu üstelik ve hırpani bedeni sustu dillendi yüreği ve ruhunu katladı Allah yolunda.

Melun mahzun hayalleri küfesinde saklıydı ve kefesi yoktu hayatın oysaki kefeni idi yarınların uzandığı o tali yolda, üstüne hidayetle beraber giydireceği.

Hüzün katsayısı.

Eşref saati şairin.

Endamlı yüreği ve sevgisi varsa yoksa varlığının temeli.

Hükümranlığında Rabbin, sevdi idrak ettiğinden de fazlasını gördü oysaki yanıp sönen bir kör noktaydı ki ve hedefi buldu yüreğinden fırlattığı ok.

Cebbardı hayat.

Maliki yoktu sevginin ve şair sahiplendi ve sıvadı kolları ve renklere büründü.

Matbu değildi gördüğü düşler ama ortak paydada buluşan ve hızına yetişemedi şair, kaleminin ne de olsa fıtratı ile uyumluydu kalem ve şair uyumsuz addedilse de insanların gözünde, o, sadece Allah yolundaydı.

Küskün gece.

Kibirli insan.

Kindar nefsi iblisin.

Varlığın sınanan dirayeti ve yokluğun sarmalında kimliğini saklı tutan her kimse oysaki şair tekildi ve ayan beyan sermişti yüreğine defalarca ezilse de eziyet görse de asla geri durmadı sevmekten.

Mevsimler durağan.

Bazen devingen.

Hüsranla yalıtılmış iken şair hazanla coşan açan çiçek çiçek zemheride dahi üşümek ne demek?

Gönlü geniş ve sıcak ve huzurlu.

Donanımlı varlığı bazen ket vurulan en çok da yalnızlığın külliyesinde sere serpe uzandığı duyguları.

Çatık şakı ya da şafağı atmışsa insanın ne ki?

Yüzünde güller açan gül kokusuna haiz ve insan olmanın romanını yazıyordu şair günbegün büyüyen bir coşku ve tevazu ile asılı kaldığı göğün pervanesi olmuştu hem ne de olsa İlahi Işıktı onu çağıran ve İlahi Gücün eşliğinde yaşamaya ve yaşatmaya ant içmişken sevgisini.

Sevebildiğinden öte şimdilerde kendine sırdaştı şair ve öykündüğü yine kendisi.

Dilinde, yüreğinde sureler ve Elham ve bilinmeze rücu eden sözcükler.

Aşkı haykırdı.

Aşkı yaşadı ve yaşattı ve ulaştı İlahi Aşka.

İdrak ettiğinden öte ne varsa kucakladı sonsuzluğu ve ölümsüzlüğe nazire etti ölümlü varlığı ile duygularını da ölümsüz kılmak adına yazarken…

Yaşadığından da öteydi onu bekleyen ve de diğer âlemin çağrısına kulak kabarttı illa ki. Lakin vakti olduğu kadar kalacaktı de bu âlemde ve cenneti içinde yaşarken şair sevgiyle inşa etti iç âlemini ve taptığı Rabbine kavuşma telaşıyla sevgiyle hatmetti dünyayı ve evreni ve istilasında duyguların meşk eyledi şiirleri ve kanatlarını savurdu da savurdu ne olsa ruhuyla tavaf ediyordu hayatı ve bir bilinmezden diğerine sekti ve kondu ve seğiren gözünde ilhamın, aşkla ördü telaşını ve huzura delalet mısralarında demlendi de demlendi ta ki vakti dolana değin…

 

 


( Eşref Saati... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.