SANAT, BİLİMİ
BİLİM SIYASETI BELIRLER...
Atatürk cumhuriyeti kurdugunda sanata ve sanatçıya verdigi degeri her zaman davranışları, sözleri ile göstermiştir..1924 CSO(Cumhurbaskanligi senfoni Orkestrası)nin temelini oluşturan Mızıka Humayu nu Ankara taşınmıştır..Turk Sanat Müziği tesbit ve Tasnifi konusunda heyet oluşturulmuştur.1927 de Sanayi i Nefise Birliği ile tiyatro egitimi verildi.Belediye Kanunu ile Tiyatro binası kurma görevi belediyelere verildi.1929 da mustakil ressam ve heykeltraslar birligi kuruldu..El Hamra Sinamasına film izlemeye giderdi..Yurt dışına sanatla ilgili öğrenciler gönderildi.1934 de Milli Musiki ve Temsil Akademisi Ve Devlet Konservatuvar Kanunları çıkarıldı..Tum bunları özetleyen su veciz sözde Atatürk e aittir.. "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur."
100 yılını idrak ettiğimiz cumhuriyetin ilk yıllarında sanatçı el üstünde tutulurken tam 100 yıl sonra bir muhbir marifeti ile bir sanatçı zanlı durumuna düşürülmüştür.. 
"Fatih Sultan Mehmet karides ,istiridye severdi diyen tiyatrocuyu getirin lan "Demek Atatürk ün sözü ile beraber ele alındığında cerrahi bir damar operasyonudur..
Her iki davranıs arasında siyasi içtimai ve buna bağlı hukuki neticeleri vardır.. 
Sanata deger veren bir anlayış bilimi tetiklemiştir..
Ortaçağda Eskiyi, yeni taklit eder. Heykeltıraş ve ressamlar daha iyisin yapmak için İtalya  ya dogru hareket edenler mermer bir yapıtta tül görüntüsü sağlayanlar, bir tabloda  damarı en ince detayına kadar 15.yüzyılda resmedenler,bugun Avrupa yı tum medeniyetlerin en ileri noktasına getiren ilmi ve teknolojik gelişimi sağlamıslardir..
Yapanlar ,sadece kendi gelişimlerini düşünce yapılarını degil toplumunda bu eserlere deger veren şaheser olarak gören insanların da yetişmesine katkı saglamislardir..
Sanat yoksa bilimde yoktur.
Toplumsal gelişmişlik, sadece iyi sanatçılarla degil sanatcilara deger veren toplum üyelerine de ihtiyaç duyar..
Gelişmiş bir eğitimli beyin, o kültürel yapısını oluşturmuş ve ekonomik alt yapısı varsa bir kac milyon dolar verip sanatsal degeri olan  tabloyu alabilir..Ayni zamanda bu davranis , onun için tasarruf davranışıdır. Bu davranışı öküzlük olarak değerlendirecek en az 70 milyon insan tanıyorum.. 
O halde siyasi ictimai ve hukuki yanlışlara giden bir yol da badoslama  ilerliyoruz gibi gözüken şey aslında geriledigimiz anlama gelir..Sanata öküzlük diyen bir millet bilim de geri kalmaya mahkumdur..
Hitler 1932 -39 donemi savas sanayini maksimize ederken ,ari irk araştırmasında,Gercek Roma lı ların Germen ırkından uzun boylu sarisin mavi gözlü olduğunu iddia etmistir..Kafa taslari ile diğer irklari araştırmış buna ilişkin tarihsel tezler koymuştur. Anadolu da yaşayan bizleri de s...surekli cenabet hali ile 40 gün gezecegin millete es deger hale düşürecek çalışmalara, vucut ve kan örnekleri ile biyolojik ve kimyasal silah araştırmaları ile öne çıkmış gibi dursada bunların zahiri bir hal olup yerel halk iradesini etki ile sürekli iktidar aşkından kaynaklandığını ve buhar gibi uçup gittiğini 2..Dünya savaşı sonunda anladık. sadece Alman halki degil tum insanlık acılarda 80 milyon insan ölümle ve yoklukla imtihan edildi..
Sadecr Savas sanayi ve teknolojisi gelişmişlik.degil savas çıkması halinde  aday.geri kalmışlık.habercisidir ..
Türkiye hayat damarı olarak kabul.edilen sanat anlayışından Osmanlı mutfağında kabuklu deniz ürünlerini severek yiyen.bir.padisahin replik konusu olmasını suc gören  "cedde itibar suikast "ihbarcısı haline nasıl dönüştü?
Hadi geri kalmıslıgın yazgısından kurtulamamıs ,cühela takımından birisi bunu ihbar etto..Peki bu ihbar yada şikayeti alan savcı hic mi tarih okumadı?
Sarayın mutfağı da haremi de en iyisi ve en güzeli ile doldurulur..En güzele binmek ,ya da bindiğin yerden inmemek vücuduna aldığın gıda değerlerine bağlıdır.. Karides,deniz istiridyesi ,ahtapot gibi yiyecekler erkekler için kriko vazifesi görür..Tıbben beyindeki seks  aktivasyonunu sağlayan  dopamin  böyle söylüyor..  
Dinen de balığa benzer olan şeylerin yenilmesi caizdir..Kitap ta da deniz ürünlerinin yenebicegi  yazılmıştır.. Hanefi şafi gibi mezheplere ait yorumlarda ise deniz  dışında yasayip yaşamadığı,  hayvanlara benzeyip benzemedigi gibi kriterlere göre haram çizgisi belirlenmiştir..Bu belirleme kisisel davranışlara ilişkindir.. Onun bu davranışları gerçekleştirdiğini söylemenin caiz olup olmadıgını söylemekse hic bir fakihin aklına gelmemiştir.Bu çizgi kisisel tercihlere kişinin sevabi gibi günahının da kendisine ait olduğuna veri teşkil eder..Fatih Mehmet yemisse kendisi yemiştir.. Ama onun bunları yediğini söylemenin suc isnadı olduğunu söylemek neye hizmettir?
1471 tarihli saray mutfak listesinde deniz istiridyesi karides alındığı ve Fatih in en çok da karides çorbası sevdiği tarihsel metinlerde sabittir.. 
Siyasi iklim,siyasi iklimin devamlılık istegi ,Sanata bilime ve eğitime bakış açısını da beraberinde getirmis ve bu konuda ihtisas alanları yaratmıştır.. 
Imam hatip liselerini zorunlu hale getirmemis ama ikamet şartı,en yakin okul dışında kayıt yaptıramazsın kuralı,normal liselerin şehrin uzak noktalarına taşınması ve servis külfetine katlanma zorunluluğu gibi haller Sanata deger vermenin öküzlük olduğunu kabul eden bir nesli ortaya çıkarmıştır..
Metin Uca ya tarihsel bir gerçeği ortaya çıkarıp sunarken zanlı durumuna düşürüldüğü icin özür borcumuz vardır. .

Torun Halili
( Sanat, Bilimi Bilim Sıyasetı Belırler başlıklı yazı HALİLİ tarafından 4.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.