Çığır açandı çığlığın, kulaklarımı çınlatan alın yazın.

Yas yüklü gece yaşaran imgeler

Batılı yüreğin nasıl da insanı hırpalar.

Şerit değiştiren gün

Mevsimlerden ölüm meali de yok artık hiçbir düş’üm.

 

Issızlık rötarlı bir ölüm aslında izbelerden

Yansıyan ışığı gecenin

Karartısında yola çıkan gece işçileri

İzbandut bir gölge aşkı hapseden günden arda kalan bir bilmece

 

Hitabım yok hayata

İtirafımsa bayat bir tekerleme

Ve işte susuyorum bir coğrafya ki içimde saklı

Mahal vermiyorum olanla ölene çare yok madem

Katsayısı kibirli isyanı b/astırıyorum içimde.

Şebiarus iklimler

Methettiğim kadar yalnızlığı bocaladığım bir rüzgar

Göğün fendi nihayetinde yeri yendi

Yâd edilesi dünün sarkacı

Kırık bir teker misali arşınladığım bu haylaz yalnızlığı

Bir kimlik gibi

Taşırken yakamda

Yankısı duyulmaz sesin rüzgârı ansızın bastırdığı.

 

Bir çağrı bazen bir inilti

Hizaladığım sözcüklerden arda kalan bir yenilgi

İhbarım

Kat çıkıp yerin dibine geçtiğim zaman zaman

Tıynetsiz değil madem yaşam

Tininde saklıyım asaletin

Deştiğim ve dalaştığım karanlık

Sırça köşkümden arda kalan üç beş tuğla ve çığlık

Haramiler misali bastığım devasa mağara

Aslında içimde çalan söylenen çengi misali

Çaldığım kendimden

Çıkamadığım işin içinden

 

Mistik bir özlem benimki

Arz edilesi bir düş olsa da beriki

Talep olmayan bir gülüş içimden sökün eden

Gecenin zifirine alışık bağışıklığımsa dünden kalan

Bir vitamin ise şiir

Kan şekerime iyi gelen nice dizin nice mısra

Tansiyonu yok artık sancıların

Taziyelerimi sunduğum bir şiir nice şiir

Eklentisi ölümse hayatın

Karaborsaya düşen nice imge

Rest çektiğim kaleme

Manidar ve makul olmayan bir hece iken gam

Aşk’ın hatırına kalemi oynattığım gün ve gece

İnzivadayım da fazlasıyla

 

Atıl yüreğin propaganda ettiği bir itiraf

Mevsimden mevsime geçiş yapan yüreğimden akan kan

Damarlarımda nasıl ki durmuyor yerli yerince

Bir övünç

Ya da sıra dışı bir son

Geceyi kundaklayan sözcüklerin uğruna

Baştan çıkan kalem ve zümresi

Devasa bir yenilgide başrolü oynayan yalnızlığımın güncesi

Ve işte topun ağzındayım

Ya da dibinde yerin

Oysaki uyruğumdu gök kubbe

 

Melun mahzun yaşadığımın ertesi

Hizaya gelen ruhum

İnzivadan sonrası göçen ve suskun nutkum

Ne de olsa sözcüklerdi öncesinde çığlık çığlığa

Zemheriden sonrası

Ölümcül bir infilak şairin rotası

Nasıl ki şair küskün kaleme

Ve ihya edilesi yüreğin mahşeri yalnızlığı

Kıblemde saklı mehtap ve Yıldız vasfımla

Yâd edilesi dünün olmaz mı maruzatı…

 

Ben ki kendimden de kalemden de çoktan geçmişken

Farazi bir ihtimalse mutluluk

Firarda işte yüreğim yine de benim ben tutkunu olduğum ufuk…

 


( Firarda İşte Yüreğim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.