Alır eline kazma, hırsla mezar kazarmış
Eski kefen görünce, o meftaya kızarmış
Yokluğun öfkesini, bir köşeye yazarmış
Rahmet okutacakmış, bu nebbaş oğlu nebbaş..

Gündüzleri uyurmuş, verirmiş işe mola
Karanlık bastırınca, sataşıp sağa sola
Köpek misali yürür, işaret koyar yola
Rahmet okutacakmış, bu nebbaş oğlu nebbaş..

Çok uzun yıllar sonra, köprüden sular geçmiş
Dönüp geriye bir bak, hatırlanan bir hiçmiş
Ölü kefeni bitmiş, yerine bade içmiş
Rahmet okutacakmış, bu nebbaş oğlu nebbaş..

Bir gün mutlaka onlar, kaktüs dalına tüner
Deseler de marifet, çalıp çırpmakta hüner
Yüzlerce yıl yaşasa, hoca salına biner
Rahmet okutacakmış, bu nebbaş oğlu nebbaş..

Altın var umuduyla, ağız içine bakmış
Soyarak cenazeyi, üstüne kazık çakmış
Öyle sanıyorum ki, şimdi eskiler pakmış
Gerçek rahmet okutmuş, bu nebbaş oğlu nebbaş…


24.09.2009
Ahmet Çelik
Ceyhan
( Nebbaş başlıklı yazı AhmetÇELİK tarafından 3.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.