Ayumi: “Seni nenemle tanıştırmak istiyorum. Yaşlı ve gözleri görmüyor. Ama tarih gibi bir kadın... Onu sen de seveceksin...” dedi.
“Neden olmasın” dedi Safa.

Güzel bir bahar günüydü. Gökyüzü masmaviydi. Güneş yumuşak ve ılıktı. Tomiko-San tekerlekli sandalyesi ile bembeyaz açmış bir kiraz ağacının altındaydı. Etrafında rengarenk açmış çiçekler vardı. Ayumi, nenesi görmese de eğilerek onu selamlarken “Neneciğim ben geldim” derken Tomiko-San “Hoşgeldin kızım, peki yanındaki kim?” diye sordu.

“Hani şu sana bahsettiğim ‘Türk arkadaşım’ vardı ya, sana onu getirdim,” dedi. Yaşlı kadın sanki, tekerlekli sandalyesinde hafiften toparlanır gibi oldu. Ardından “Hoşgeldiniz yavrum,”dedi.

Safa “Hoşbulduk” derken, yaşlı kadının ‘Türk’ kelimesi ardından toparlanır gibi yaptığı harekete takılıp kalmıştı. Bir anlam vermeye çalışmış, Türk kelimesinin kadın üzerindeki etkisinin ne olabileceğini düşündü. Tomiko-San yaşlı bir çınar ağacı gibiydi. Uzun yılların etkilerini ve yaşlılığı cildinde görmek mümkündü. Kadının yanıbaşındaki sandalyelere oturdular. Bu arada Ayumi “siz sohbet ederken, ben de içecek bir şeyler getireyim,” diyerek eve geçti.

Yaşlı kadın Safa’ya şahsıyla ve Türkiye’yle alakalı sorular sordu. Genç adamdan mantıklı ve makul cevaplar aldı. Konuşmaları sürüp gitmekteyken, elindekileri masaya bırakan Ayumi, araya girdi. “Bakıyorum, sohbeti ilerletmişsiniz,” dedi. Üzeri desenli çini porselen fincanlarla çay ikram ederken kendisi de, yanlarına oturdu.

Tomiko-San: “Çocuklar benim bir ayağım çukurda. Bir hatıram var. Benimle beraber unutulup gitmesini istiyorum. Bu hatıramı sizlere anlatmak istiyorum,” dedi ve devam etti.

“Tokyo’da ‘Sicoga Kako Kızlar Mektebi’ adıyla bilinen, Milli Kızlar Mektebine gidiyordum. Tam gününü hatırlamıyorum ama 1909 yılının Nisan ayının son günlerine doğru olmalıydı. Mektebimiz pek sade, ahşap bir binaydı. Miyato-San adında çok babacan ve iyi bir müdürmüz vardı. Bu mektebin diğer mekteplerden bir farkı vardı. Özellikle ‘Milli Terbiye Eğitimi’ verilmesi gibi bir gayesiyle birçok okuldan daha farklı bir okuldu.”

“Bir gün yaşlı, bembeyaz sakallı ‘Abdurreşid İbrahim’* adında bir Türk mektebimize geldi. Mektep müdürümüz Miyato-San bu muhterem zata okulu gezdirdi. Salonda tüm kızlar olarak toplandık. Rus topraklarından gelmiş bir Türktü. Bize İslam Dininin adaplarından bahsetti. İlk defa duyduğumuz şeylerdi. Tüm kızlar can kulağıyla, o beyaz yüzlü adamı dinledik.“

“Mektep müdürümüz Miyato-San’la başbaşa görüşürlerken, ben de onlara çay ikram ediyordum. Onların birçok konuşmalarına kulak misafiri oldum. Mektep müdürümüzün bu yaşlı adama anlatıklarından aklım da çok az şeyler kaldı.”

“Miyato-San: Bizde ki ahlaki terbiye ve eğitimin esası Cengiz Han’ın talimatıdır. Cengiz Han Çin’e geldiğinde, Japonya’dan da birçok hususi memur oraya gitmiş, hoşgeldin merasiminden sonra terbiyeye ve ahlaka dair onun sözlerini ‘talimat’ telakki etmişler. Cengiz Hanın “Memleket silahla fetholur, iktisatla muhafaza olunur” demiş, bizim Japonlar da bunu anayasa kabul etmişlerdir. Maksat Batının israflarına kapılmamaktır. Biz de eskiden beri ‘Milli Terbiyeye’ ‘Cengiz Terbiyesi’ demek şayi olmuştur.

O beyaz yüzlü adam okulumuzdan ayrılırken bahçede sağlı sollu iki sıra olduk ve sokak kapısına kadar adamın üzerine çiçekler attılar.”

Safa’nın milli duyguları yeniden kabarmıştı. Kadının anlattıklarından etkilenmiş gözyaşlarını tutamamıştı. Kalktı yaşlı kadının elini öperken, başını kaldırıp bakarken Tomiko-San’ın da yanaklarından bir iki damlanın akmakta olduğunu gördü.
...

Km-070409


Not: * Adurreşid İbrahim (1857-1944 )Rusya'nın Sibirya Bölgesindeki Tobolsk-Tara'da Özbek asıllı bir aileden doğmuş ve Asya-Avrupa ve birçok Afrika ülkesi gezmiş bir Türk seyyahıdır. Hayat ve hatıratını Alem-i İslam ve Japonya'da İslamiyet'in Yayılması adlı 2 cilt eserde yazmıştır.
( Beyaz Yüzlü Adam Ve Tomikosan başlıklı yazı Kocamanoğlu tarafından 12.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.