agam, goya aklı sıra gayarladı[1] beni,

Gul Osman’a bazardan ısmarıç getirtmiş

bi laylom gömlek, bi gadife pontur

o da za(ğ)ar satlıkcıya

            “-işde huncucuk bi şiy” demiş

belki de bizim Halil’e deye aldı

valla orasını bilmeyon gari

 

ponturun paçası nerdeyse dizlerimde

zorunan iliğini ilikledik

belim garınca beli ğibi ğaldı şerefsizin

ömürde bi yeni elbise sa(hi)bı olmuşuyun

gömleğin yakasını zor-şer ilikleyinçe de

soluk bile alamayon

mezbur başımı gasıyon

birez de ondan

dimdik çıta ğibi duruşum

emme elin adamı ne bilsin işin bu cihetini

zati unutmuşuyun önümü iliklemeyi

 

yeni keydik deye

şika(ye)t file de aklıma ğelmeyo

Felek Sülemenin üsdü-başı demişsin

tamamen esgi-püskü

            valla resmen dökük

anası ponturunun arkasını

            yorgan ipliğiynen teğellemiş[2]

paçası sökük

pabbası demişsin

haralda bobasının

bir-kaş numara böyük


[1] gayarlamak / kayarlamak: yenilemek, elden geçirmek, eskiyi kullanılır hale getirmek, ayarlamak

[2] teğel: eğreti tutturmak, seyrek dikiş

( Mehmet 3 Süleyman Çark başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 30.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.