Mevlana'nın İnsan Psikolojisine Dair Eşsiz tespitleri adı altında birinci yazıma ek olarak bu yazıyı da yazmadan duramayacağım. Yazacağım şu sözlerin güzelliğine bakın. İnsan okudukça hem mutlu oluyor, hem de içinden gelerek bir tuhaf hallere bürünüyor. İsterseniz fazla sözü uzatmadan tespitlere geçelim.
 
"İnsan düşünce ve fikirdir aslında. Gerisi ise bir yığın et ve kemiktir sadece."
 
"Yara pansuman edilmeden tedavi edilirse kangrene dönüşür, şifa hasıl olmaz."
 
"Adaletin bekçiye ihtiyacı olmaz."
 
"Dert daima insana yol gösterir."
 
"İnsanı ilgi ile dinlemek insana en büyük ikramdır."
 
"Yaptığın hayrı ancak Allah'a sat, insana değil."
 
"Sıkıntılı insan, evi yanan ama bundan haberi olmayan kişiye benzer. Onu çağır pencereye, konuştur! Ne konuştuğun önemli değil, o konuşurken dumanlar pencereden dışarıya çıksın, yeter."
 
"Tohumu çorak yere ekme."
 
"Kişinin niyetini anlamak istiyorsan, son cümlesine bak."
 
"Kaynağından uzaklaşan su kirlenir."
 
"Şunu bil ki ölmedikçe can çekişmen bitmez. Ölümünden evvel ölmediğin için can çekişmen uzayıp gitti."
 
"Bu dünya bir ağaca benzer. Biz de bu ağaçta yarı ham, yarı olmuş meyvalar gibiyiz."
 
"Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz."
 
"Ayakkabım yok diye üzülüyordum. Yolda, karşımdan gelen ayaksız bir adam gördüm."
 
Daha bir çok sözleri vardır Mevlana'nın. Yukarıda sıraladığım sözler direk insan psikoloji ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bunları hepimiz az çok kısa veya uzun uzun açıklayabiliriz. Hele bu işin uzmanları, yani psikologlar bire sürü kitap bile yazar.
 
İsterseniz kısa kısa elimden geldiği kadar anlatmaya çalışayım. Değerli editörler izin verirse bir önceki yazımda ki sözler de dahil olmak üzere Mevlana'nın İnsan psikolojine dair söylemiş olduğu bu sözler arasından bir söz seçelim. Bu söz hakkında kim ne yazabiliyorsa yazsın. Mevlana'yı anmak adına, Mavlana'yı anlatmak adına güzel bir yazılar kervanı oluşturabiliriz.
 
Burada amaç Mevlana'yı ne kadar anlayabiliyoruz. Mevlana'yı anlamayan bu vatan için, bu millet için bir şeyler yapacağını zannetmesinler. Boşuna kürek çekerler. Mevlana'yı anlamayan insanları anlayamaz. İnsanların sorunlarını da çözemez. Ben adım gibi eminim ki hangi psikolog arkadaşa sorun Mevlana'yı baş tacı yaparlar. Öyle gidipte başkalarının uydurma düşünür adamlarını ön plana almazlar.
 
Daha önceki bazı yazılarımda da bahsetmişimdir. Kendi yaşamış olduğum bazı olaylardan örnekler verdim. Arkadaşların şaşırıp kaldığı. İsterseniz yine bir örnek vererek bu yazıya da ara vereyim.
 
Gecenin saat daha dokuzu. Bir anons geldi. Falanca mahallede bir genç evde bağırıp çağırıyor, komşular da rahatsız olduğundan 155 'i aramışlar. Olay yerine vardığımızda bizden başka üç ekip daha var. Ekiplerin çokluğundan dolayı bende kenardan seyrediyorum. Çavreyi kontrol edip olup biteni anlamaya çalışıyorum.
 
Çocuğun ismini öğrendim. Konuşulanları dinledim. Baktım bu çocuğu çocukluğundan beri tanıdığım birisi. Psikolojik sorunu olan, ilaçlarını almadığı zaman veya içki kullandığı zaman ne yaptığını bilmeyen tiplerden. Bu çocuğa nasıl davranmalı. Bunun eğitimini alman için önce Mevlana'yı okumam gerekiyor.
 
Polislerin geldiğini anlayan çocuk odasına girmiş, kapıyı kilitlemiş açmıyor. Yanında da küçük kardeşi var.Anne ve babasının endişesi kardeşine kötü bir şey yapabilir düşüncesi var. Baktım arkadaşların yalvarmaları işe yaramıyor. Başımızda ki komiser arkadaşa
 
--Komserim bütün arkadaşları çekin, dışarıda bizi bekleyin
--Hayırdır ne yapmak istiyorsun
--Ben bu çocuğu tanıyorum, beni dinler
--Tamam o zaman
 
Odanın kapısının önüne geldim.
 
--Engin oğlum bak Necmi amcan geldi. Ben varken sana kimse bir şey yapamaz. Hadi beni dinle birlikte kolkola hastaneye gidelim.
 
Diye seslendim. Aradan bir dakika geçmedi bizim Engin kapıyı açtı.
 
--Hayırdır Engin nedir bu halin, yine seni kim kızdırdı
--Necmi amcam hiç sorma, babama kızdım
--Şimdi beraber ne yapacağımızı biliyorsun değil mi
--Biliyorum ama beni karakola getirme
--Sen ne istiyorsan onu yapacağım hadi gir koluma
 
Birlikte polis aracına bindik. Hep birlikte doğru hastahaneye. Acil doktoru arkadaşa durumu izah ettim. Ortada şikayet konusu olmadığından, meselenin sağlık problemi olduğu, sakinleştirici bir iğne yapmasını önerdim. Zaten doktor da tanıyordu. Yine beraber kolkola acilin ön kısmına çıktık. Herkes bize bakıyor.
 
--Arkadaşlar herkes işine baksın, ben Engin'le biraz muhabbet edeceğim
 
Arkadaşlar tuhaf tuhaf bana bakıyorlardı. Aralarından birisi de söyleyeceğini söyledi yine.
 
--Necmi abi yine buldu kendi gibi birisini
 
Diğer arkadaşlar arasında gülüşmeler. Olsun millet gülsün bana. Benim için önemli olan bu kardeşimizin rahat etmesi. Onun mutluluğu. Ben Engin'le ordan burdan biraz konuştuk. Sıkı sıkı tembihler yaptım. Bana da söz verdi. Tekrar arabaya bindik doğru eve. Polis merkezine geldik. Araçtan indik içeriye girmeden komiser arkadaş bana hitaben
 
--Necmi bey sen olmazsan yine halimiz dumandı.
--Önemli değil, işimiz gereği
--İşimiz gereği ama sen bir tuhaf adamsın, nasıl beceriyorsun bu tür işleri anlamıyorum
--Komserim sen Mevlana'yı biliyormusun
 
Yine ders vermeye başlayacağımı anladığından
 
--Necmi bey sana laf atmaya da gelmiyor, hemen ders vermeye başlıyorsun
--Ben ne yapayım, sizin ihtiyacınız var
 
İşte bu çocuk benden başkasını dinlemiyor. O çocuğa insan olduğunu hissettirseniz, ona değer verseniz her şey çözülecek. Bu yüzden Mevlana'nın sözleri benim için çok önemli. Yaşadığımız hayatta her an karşımıza çıkan olaylara bakış açımız değişiyor. Hemen çaresini bulmaya çalışıyorsunuz.
 
Aslında ne yapmak lazım biliyormusunuz. Okullarda ki psikoloji, felsefe, mantık gibi dersleri kaldırıp, yalnızca Mevlana'yı okutsak daha iyi olmaz mı. Mevlana'yı anlayana hiç bir ders lazım değil.
 
"İnsanı ilgi ile dinlemek, insana en büyük ikramdır."  Herhalde bu söz tam yerinde olsa gerek.... 
 
14.12.2010  
  
 
 
 
 
 
( 370- Mevlana'nın İnsan Psikolojisine Dair Eşsiz Tespitleri-2 başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 14.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.