MARAŞ’A ACI ZULUM…
6 Şubat 2011,
Karesi Ekspresi, Saat 04.30,
Ankara yolunda….
Yusuf AKGÜL
I-
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. Gökte süzen kartalı,
Kaderin toprağa çakacağını…
Kartalın sırtında nazlı ceylanın
Yarların dibinden bakacağını,
Karların dibinden çıkacağını…
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. Türkülerin bu kadar,
Böyle yalım yalım yakacağını…
Kahpe pusuların, Türkmen gönlüme
Zalım kurşunları sıkacağını,
Zulüm kurşunları sıkacağını…
Maraş işi, ağzımda bir gem kaldı
Can Muhsin’den yana bir matem kaldı…
II-
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. Tek senden beklemezdim
Başımı girdaba sokacağını…
-Senin gül bağından iki goncadır-
Firuze’nin boyun bükeceğini,
Furkan’ın içini çekeceğini…
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. Bir yola baş koyduğu
Dostların vefasız çıkacağını…
-Devlet dedi, millet dedi, yurt dedi-
Ne bilsin kanının akacağını,
Ne bilsin bizleri yakacağını…
“Şen ol Maraş! Şen ol, sende nem kaldı!”
Ne sitemi… Öç denecek dem kaldı…
III-
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. O tertemiz yüzüne
Kara bulutların çökeceğini…
Ve dahi uğrunda kır at sürdüğü
O mağrada şafak sökeceğini,
Adsız kardelenler ekeceğini….
Hiç ummazdım:
Acı zulum.. Her şerde bir hayır var!
Ve lâkin sabrın da bıkacağını…
-Eshâb-ı Kehf yiğitleri misali-
Bilirim bir yerden çıkacağını,
Bu soysuz tezgâhı yıkacağını…
Can Yusuf’a matem, sitem, dem kaldı
Şen ol Maraş! “Öç”ten gayrı nem kaldı….