Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 12.06.2009
Okunma Sayısı : 2566
Yorum Sayısı : 0
TEK MİLLET TEK YÜREK

M.NİHAT MALKOÇ

Bir toplumun millet olabilmesi için bir kısım hususiyetlere sahip olması gerekir. Her şeyden önce dil, din, ahlâk, coğrafya ve ülkü birliği lâzımdır. Örfler, âdetler, gelenek ve görenekler milleti meydana getiren kültür müesseseleridir. Bunlar, olmazsa olmazlarımızdır.

Milletlerin ortak millî vicdanları olur. Bu vicdan, önce millet, sonra fert menfaatlerini gözetir. Millî menfaatler her türlü şahsî çıkarın fevkindedir. Milleti oluşturan şahıslar millî dayanışma içerisindedir. Bu dayanışmanın gücü devletlerin sağlam temeller üzerine oturmasını sağlar. Devlet sağlam temeller üzerine oturursa onu oluşturan fertler de güçlü olur.

Devleti oluşturan fertler, normal zamanlarda sıradan ve dağınık görünse de zor dönemlerde sımsıkı kenetlenirler. İşte bu kenetlenmeyi sağlayan millî vicdandır. Normal zamanlarda sıradan kalabalık görünümü veren milletler, yeri ve zamanı gelince tek yürek olmasını bilirler. Bunun en güzel örneklerini yüce milletimiz defalarca göstermiştir.

Türk milleti savaşçı bir ruha sahiptir. Daha doğrusu azgın düşmanlarımız bu ruhu şekillendirmiştir. Milletimizi teşkil eden fertler, tehlike anlarında tek yürek olarak kahramanlıklarını ve fedakârlıklarını göstermişlerdir. Millî Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle neticelenmesi askerimizin ve onlara olağanüstü destek veren milletimizin sayesindedir. Bu müstesna zaman diliminde tüm vatandaşlarımız dayanışmanın en güzel örneğini vermişlerdir. Toplumun tüm fertleri imkânlar ölçüsünde bu çetin mücadeleye katkıda bulunmuşlardır. Demek ki zor zamanlarda tek millet, tek yürek olmasını çok iyi biliyoruz. Bu da kemalâta erdiğimizin göstergesidir. Fakat sadece zor zamanlarda değil, her daim tek ruh olabilmeliyiz.

Türklük ve Müslümanlık bizleri birbirimize bağlıyor. Fakat bugün bağımsız Türk Cumhuriyetlerine gereken yakınlığı göster(e)miyoruz. Oysa onlar da bizim soydaşlarımızdır. Onlarla aynı ruhu taşıyoruz. Tarih bizi onlarla aynı kader ve ülkü teknesinde yoğurarak bu kıvama getirmiştir. Bu hususta Ziya Gökalp’ın ‘Millet’ adlı şiirine kulak vermemiz gerekir:

“Sorma bana oymağımı, Boy’umu…
Beş bin yıldır millet gibi yaşarım,
Sorma bana ailemi, soyumu…
Soyum Türklük, soy büyüğüm hünkârım…

Süngü beni ayırsa da vahdetimi unutmam,
Dilde, dinde müşterekiz, hep gelmişiz bir bilden
Devletimin kaygusuyla milletimi unutmam,
Anadolu bir iç ildir, ayrılamaz dış ilden…

Deme bana, Oğuz. Kayı, Osmanlı…
Türk’üm, bu ad her unvandan üstündür…
Yoktur Özbek, Nogay, Kırgız, Kazanlı,
Türk Milleti bir bölünmez bütündür…

Ey Türkoğlu, artık ne ben, ne sen, ne o, bir şey yok!...
Uluslar yok, uruklar yok, ancak büyük Turan var…
Siyasette şirk olamaz, ayrıca Han ve Bey yok…
Türk ruhunda yalnız bir il, yalnız bir tek İlhan var.”

Ziya Gökalp’ın bu güzel ve manalı şiiri günümüz Türk insanına sanki bir vasiyetti. Fakat bu vasiyetnameye henüz yeterince itibar ettiğimiz söylenemez. Çünkü üç yüz milyonluk Türk âlemine “abi” olamadık. Onları aynı paydada toplayamadık. Türk dünyasındaki birlik ve beraberlik aydınlık yarınlara meşale olacaktı. Ne yazık ki bu nimeti elimizin tersiyle ittik. Umarım bu hep böyle sürüp gitmez; iş işten geçmeden yanlıştan tez döner, birliğe sarılırız.
( Tek Millet Tek Yürek başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 12.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.