Daha on yedi yaşımdaydım
Duvarlara, ağaç gövdelerine, banklara yazmazdım sevgimi,
Lise defterimi süslerdi adı
Anlamı gibi sakin, sessiz ve huzurluydu
İlk şiirimi o'na yazmıştım
Okul çıkışında Su Sokağa kadar takip ederdim
Ta ki eve girene dek...
Hani aşıktım, seviyordum,
Gözüm sevdadan başka bir şey görmüyordu ya,
Karasevda'ya tutulmuşum farkında bile değildim
Meğer benimkisi böyle bir şeymiş
Konuşamıyordum yanında
Oysa elimdeki ‘güzelhatun çiçekleri' sahibesine gitmek istiyordu
Yüzbeyüz olunca elektrik çarpmışa dönüyordum
Diyemiyordum ki / seni seviyorum...
Ne yapayım be kardeşim, çok güzeldi, büyülüyordu beni
Güzeller içinde dilruba, gülistan da misk-i amber'di gül'üm
Ben onu ekmek - su gibi seviyor(d)um

Bir zamanlar,
Arabesk müzik eşliğinde
Vedat'ların dükkanda demlemeye bırakmıştım kendimi
Yine aklımdan su misali akıyordu
An gibi ruhumdaydı o an'larda
Sevmemiştim hiçbir şeyi bu kadar
Ben o'na emanettim, o ise Allah'a
Resimleri tuvallerimdeki Mona Lisa,
Yüzü gözlerimin önündeki perde,
Bal kurusu saçları denizlerimdeki hırçın dalga,
Bakışı içimdeki ateşin tetikleyicisi,
Sözleri şiirlerimin en süslü nağmeleriydi
Ah Asu ah ...

Bekleye bekleye zaman geçmiyordu
Büyük bir sabırla bekliyordum
Müzik cızırdıyordu radyodan
Ab-ı hayat içiyordum Asu deminden
Gözlerim gözlerini, sözlerim sözlerini,
Şiirlerim şiirlerini takip ediyordu
Kalemim yeter dese de sayfalar dolup taşıyordu Su'suz
Bentler engel olmaktan çıkıp kopuyordu alemlerden alemlere
Güneş düşüyordu hafiften
Hava kurşun gibi ağırdı
Miladıma izin vermiyor Su/suyordum
Halbuki susayarak özlüyordum
Bilmiyordun

Çekirge Caddesi'nde yenik düşmüş Napolyon gibiydim
Şiirlerim askerlerim, kelimelerim mermilerim, sözcüklerim kor ateşlerimdi.
Yakmak istiyordum bu şehri
Sana kıysam yeşile kıyamıyordum,
Yeşile kıysam sana kıymaya kıyamıyordum
Sen benim cansuyum'dun,
Hani üstadın dediği gibi
"sen benim on yedi çağımdın", her şeyimdin
Her... şey...im

Gözlerim doluyordu/ Asu...
Tophane'ye yürüyordum
Sensiz bu şehir ayaklarımın altına serilmişti
Oysa ben yukardaydım sen aşağıda Çarşamba'da
Oysa 'ben sana mecburdum'
Bu şehir de bana...
Sen yoktun bende
Sukutuhayal olsan kaç yazar
Ben hep sendeydim
Kimi zaman Sonbahar üflese de
Bu şehir yeşilin şehriydi
Kuruyamazdı, kurutulamazdı...
Senin bensiz benimde sensiz olamayacağım gibi
Biliyordun,
Sende benim başkentimdin/ yoksun
Yoksun, yoksulum
Ne yapayım
Nerelere gideyim
Sen yoksun, ben yoksunum
Ah ulan Asu...

De ki,
Kimlere sorayım, nerelerde arayayım
Ne yapsam faydasız
Sorularım cevapsız kalıyordu
Yorgun düşüyordum
Aşkına avareydim Asu/ dem tutardım Su da...
Sularımda gelip geçersin diye gemilere el sallıyordum
Hani belki görürsün diye,
Hani görür de gelirsin diye
Benimkisi de hüsnü kuruntu işte
Kendi kendime yani...
Bazen "ne olacak boşver/git'sin" demek kolay
Kolay da, kan gibi damarlarımdaydın.
Yüzümdeki ayna, içimdeki kor, iliklerimdeki su... gibiydin
Ben seni ekmek - su gibi seviyor(d)um

Şiirlerim yalancı, gözlerim yabancı dese de
Seni hala seviyorum Asude'm
Seni seviyorum Asu'm
Seni seviyorum ...

Gözlerin gibi dilinde anlatsın kalbindekini
De ki Asude'm
Seni seviyorum Suskun'um
Seni seviyorum
Sadece seni...
Hala oradaysan
Seniseviyorum'ları koluna tak gel
Gel de

Al bu yüreğimi
Sabahlarımın sessiz iniltilerine
Usul sul
Doğ
En derinlerinden

A-SU-DE bir şafak gibi karanlık yalnızlıklarımdan aydınlığa...

NeYzEn.. 11.06.2009

NoT: Katkılarından dolayı ablam Banu ULUDAĞ'a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.



Bülent Kaya
( Asude başlıklı yazı bulent-kaya tarafından 14.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.