ZEBANİ SADECE CEHENNEMDE OLMAZ…
1960 yılları ,ilk yurtdışı işçi hareketi ile beraber, fakir köy halkının sürgit yazgısından kurtulmak için Almanya yı kurtuluş olarak görmüştü.Sdece okuma yazma bilen bilgisi ile.
Cahil köyünde,inançlarında geri bıraktırılmış köyünde,büyüğe saygının esas olduğu yaşam alanında, topluluk içinde bile 5 yaşındayken babasına’’ senin ayakların kokuyor,’’ diyerek çocukken isyankarlık, ışığını göstermişti.
Aklı hızlı çalışır. Yanındakileri evvel zaman içinde bırakırdı. Aklı evvel Şefik Dayı , Almanya ya varınca bir kaç kelime almanca ile hayatın idame ettirmeye başlayınca, evvela eşini ardından çocuklarını aldırmıştı.
Burası Almanya idi .Çocuk dövmenin de bir bedeli vardı ve ana baba bile olsa dövülmeyeceklerini ,çocuklarda ögrenmişti.Şefik ,para cezası ile karşılaşınca, cocuklara da vuramaz olmuşdu. Stres giderek kendisini saatli bombaya cevirmişti.
İğrenc ve acımaz olay gerçekleşinceye kadar yine de dişini sıkmıştı.
Büyük damadı,13 yaşındaki küçük kızının a tecavüz etmiş ve bu olay tüm alman basınında yer almıştı. Çocuklara bakmak için ergenliğe yeni adım atma çağında olan gösterişli kız Güldane ablasının evde olmadığı zaman, arkadan yanaşan eniştesinin tecavüzüne ugramıştı.
Olay mahkemeye intikal etiğinde acı gerçekler,eniştesinin küçük kızın kollarını nasıl kalorifer peteklerine bağlayarak igrenç emellerine ulaştığını anlatmıştı. Ailenin ortasında bir yanardağ patlamıştı. Kocasına sahip cıkan büyük kızı,büyük kızının yanında yer alan ve hiçbir zaman Şefiğin anlaşamadığı anası aileyi cin cücüğü gibi dağıtmıştı.
Olay Alman medyasında tüm igençliği ile yer almış fakat olayların soğuması ile gündemden düşmüştü.
Yargılama faaliyeti küçük kızın kendi annesi ve ablasının yanlış yönlendirmesi ile verilen ifadeler, yanılmaz denilen yargıyı da yanıltmış ve birkaç celse sonucu cinsel faaliyetde , failinin yokluğu ile büyük damat dışarı cıkmıştı.
Günlük yaşamlarında , güvene dayalı yaşamı secen hrıstiyan mantığı, kendi öz evladına karşı işlenmiş bir suçu gizleme güdüsünü kavrayamamıştı.
Ayrı yaşayan Şefik dayı damadının çıktığını ögrenince cılgına dönmüştü. Geriye dönüşü olmayan otobana giren şefik bu düşünce ile 9mm lik tabir edilen tabancayı yedek 2 şarjörü ile birlikte satın aldı. İş yaparken biriktirdiği 10.000 Alman markını kendisine en yakın gördüğü torunu Fevzinin adına Türkiye merkez Bankasına bagış niteliğinde havale sini ,kan tazminatı üzerine kalırsa öldürdüklerinin mirasçılarınca ele geçmemesi için ufak bir operasyon yaptı.Sonra ,kızının evinin köşesinde sabahladı ve damadının evden çıkış anını gözlüyordu. Gerine gerine evin dış kapısından cıkan damat adres sormayan kursunun namlusunu gördüğünde bir altına işemediği kalmıştı.
Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Geriye dönüp kaçsa çılgın bakışlı öfkeli kayınpederinin kendisini affetmeden, vuracağını biliyordu. Birkaç saniyenin kalan kısmında yalvarıp işi kurtarmaya çalışırken kilitli vaziyette olan Şefik peş peşe 16 merminin tamamını kafasına boşalttı.Yakın mesafe atışı ile kafatasının ,üst yanı olduğu gibi parçalanmış giderek yakınlaşarak sıkan tevfikin gögüs ve silah tutan elleri kan ve et parçalarına bulanmıştı..
Üç satırlık dehşet sacan kayınpeder haberlerinden sonra Batının affetmez kanunları,hücre li ceza infaz şartları,Şefik in kırık olan kafatasında ki kırık sayısını daha da arttırmıştı.
İlk 2 yıl çektiği hücre cezasında insani olarak duyduğu sadece yemek getiren gardiyan ın ayak sesleri ile onun görünmez bedenine ait görünen gölge parçası idi.
Hücre genişliği sağdan baksa 11 karış 3 parmak,soldan baksan 11 karış 3 parmak .Klozetin varlığı, insani pis kokunun, dayanılmaz ağırlını alışkanlık haline getirerek ,kokuyu yok etmişti. Dökülen saclara etkisi var mı idi kokunun bilmez ama alışmıştı. He r adımda bir dünya kuruyor. İkinci adımında kurduğu dünyayı yıkıyordu.Zaman mefhumu kaybetmişti. Ne zaman buraya geldi? Ne kadar zamandır burada kalıyordu? Bilmiyordu. Koca bir hiçliğin içinde devamlı yanan ışığın altında geceyi özleyerek,sürekli karanlığın, suni aydınlığını yaşıyordu.
Kafasına takılı’’ 1 dakikalık horozluk 40 yıllık tavukluk yaptırır’’ nakaratını söylüyordu. Kafayı yememek için hücredeki yalnız zamanlarında ,köyünde alevi dedelerinin anlattığı hikayeleri birbir içinden geçiriyordu. Hz Ali nin yiğitliği onu cocukken de cok etkilemişti. 12 imamı tek tek ezbere hayat hikayeleri ile sesli olarak anlatıyordu . Devamlı Ya sabır çekiyordu.2.senenin sonunda koğuşa geçerken tahliye olmuş gibi sevinmişti.
Zaman yoktu onun için artık gece gündüz ayırt etmiyordu. Diğerleri kalktığında o yatıyordu. Varolan yalnızlığını yaşamak böylece daha fazla keyif veriyordu.
Konuşmaya başladı mı makinalı tüfek gibi konuşuyor, karşısındaki hırıstiyan da olsa illallah dedirtmeden yanından ayrılmıyordu. Davranış bozukluklarını,fark etse de zeka ayracı ile engelleyemiyordu .Bunlar basit alışkanlık halini almıştı.
Ne karısı, ne çocukları bir kere bile ziyaretine gelmemişti. Evli olanların ayrı özel görüşme odaları vardı. Ulan, bu karısı ne sünepe,ne hain di Bir kere bile ziyaretine gelmemişti Kendisini insan içine çıkarmış, medeniyete getirmişti. Yoksa köyde şimdi hayvan pisliği içinde oradan oraya hizmetkar olarak dolanacaktı Şükürsüz kadına fütursuzca keşke iki tane sıksa idim .Şunun yaptığına bak diye iç geçiriyordu. İçten içe de kinleniyordu. Kini, kişisel dini haline geliyordu
Günler,ayları, aylar yılları,kovaladı ve iyi halli olup kazandığı Almanya yasalarına göre bir kısım anayasal haklarından feragat ve sınırdışı edilmeyi kabul etme karşılığında Türkiye ye postalandı.
Cezaevinde iş yurtlarında calışmaları ile cüzide olsa bir emeklilik maaş ı baglanmıştı. İçerde çalışırken, yemeden biriktirdiği paralarla
Cezaevi yadigarı ,ışığa karşı duyarsızlığı gün içinde bile panjurları kapalı tutarak alışkanlıklarına devam ediyordu. 17 yılın kadınsızlığı cinsel tatminsizlik olarak hayat kadınlarının eline düşmesini engelleyemedi,10.000 USD kadar biriktirdiği paraları bu hayat kadınları ile evleneceğim diye kandırmacalarla, yitirdikleri,biriktirdiklerinin önüne geçti.
Sıfırı tüketince kahve köşelerinde pinekleyenlerin 1 paket cigaralık buldukları kadınlara yer tedarikliği ile elde ettiği cep harçlıkları ve cüzi miktardaki maaşı kendine yeter olmayı ögretmişti
Hayatın acımazsızlığı bu kadarla da kalmamıştı. Beyinde oluşan ceviz büyülüğündeki uru aldırmak ve kafatasında bir başparmaklık basım yeri gibi boşluk oluşmuştu. Husumet duyanlar onu, sadece bir başparmağı darbesi ile işini bitirebilirdi
Cezaevi işkencesinden beter karısını yaptıklarını anlatmaya kalksak cehennem zebanisinin yaptıkları melake davranışı kalırdı.
Gün ışığından yararlanmak istemediği pancurları cekik evinin taşlanması,kadın satıyor diye devamlı oluşturulan polis baskısına yol açan karısının şikayeti,müsrif yaşam tarzı diyerek akli dengesinin olmadığı bahsi ile mahkeme müracaatları Şefik Dayı nın hayatının renkleri olmuştu. Tüm adliye Şefik i tanımıştı. Adliye dış kapısından içeri girer girmez polis noktasındaki atışmaları,kalem memurlarının sağanak halindeki konuşmaya yakalanmamak için kapıyı örtmeleri odaya girince odayı terk etmeleri Almanya görmüş dayının hafsalasından taşıyordu. Açtığı boşanma davası reddedilmişti. Karısını öldürecekti. Bir tabanca almıştı Avukatı onu engelledi. Parasız kaldığı dönemde kimsenin bilmedeği torunu Fevzi adına çıkardığı havale teslim alınmadığı bahsi ile Bagışlama işlemi tamamlanmadığı için bagışlamanın iptali davası devam ediyordu.
Sonra bir gün dava yollarında yürürken cektiği acılar,ugradığı hainlikler karşısında taşlaşan yüreği hayatın bu kadar agırlığını taşıyamadı. Hakkın rahmetine kavuştu. Sonra mı kendisine karşı fiili vr hukuki saldırılarla baskı altına alan ve dünyayı ona cehennem kılan 25 yıldır hiçbir araya gelmediği karısına tüm malvarlığı ile
Oysa cenazesi 3 gün sonra bulunmuş,otopsi sonucu kalp yetmezliği sebebi ile olagan ölümün tesbitinden sonra belediye görevlilerince sahipsizler mezarlığına gömülmüşü.
Ondan geriye kapısına yazdığı ‘’Aslana adres sorulmaz ‘’yazısı devamlı taktığı fötr şapkası ve övünç duyduğu Kızılbaşlık sebebi ile taşıdığı ve yazın dahi çıkarmadığı atkısı olmuştu.