Anadolu nun dağ köylerinden birisi,yanında sırtını ulu daglara vermiş yemyeşil orman ve yanından akan, şarıl şarıl derenin suyu ve arada patırtılarla geçen kütük sesi,geceleri bazen irkilerek uyanmaya sebebi yet versede huzur dolu bir yaşantıları vardı ,köy ahalisinin.

            Recep Beyin oğlu Hüsam, cocuklugun dan beri sıcak kanlı, arkadaş uğruna ölecek  birisi idi.Kim olsa güvenirdi .Çocukken sorun teşkil etmeyen, insan ilişkilerinin bu sıcaklığı cocuk büyüdükçe problem oluşturmaya başladı.

            İkili ilişkilerde, hep güven hastalığı,ona maddi ve manevi  kayıplar yaşatıyor du. Cebindeki son parasını dahi hasta numarası yapan arkadaşa veriyordu. Büyüdükçe gelişir , bu güven hastalıgını yener, diye düşününen recep bey, değişen hiçbir şey olmadığını, cocugu askerden geldiğinde, dahi anlamıştı.Askerdeyken kac defa parasız kalmıştı,da ailesine telefon bile edememişti.

            Askerliğinin son günlerinde 5 parasız kaldı. Teskereyi bile bu sebeple 3 gün geç almıştı. Oğluna,artık bir ders vermenin zamanı gelmişti.

             Köye denen Hüsam ı Recep bey yanına çağırdı .

‘’Bak oğul’’ dedi.’’ Sen böyle herkese güvenip elinde ki 3 kuruşu kaptırıyorsun Ne bu senden cektiğimiz, sefasını alem cekiyor, cefasını ananla ben cekiyorum . Olmaz böyle şey. Söyle bakalım sen bu köyde veya cıvarda en iyi arkadaşı kim’’? Hüsam

‘’ ohoo saysan bitmez babacan’’ der..

Babası

‘’ hadi len ‘’der.’’ Bak stersen deneyelim’’.

 ‘’Şimdi bu akşam şu ahırdaki kuzuyu kes bir çuvala koy. Ve en güvendiğin dostum dediğin arkadaşın kim’’ ? demiş

 çocuk

‘’Ali demiş’’

‘’  o zaman Ali nin evine al bu cuvalla, geceleyin git . Söyle ben böyle böyle bir suç işledim Adamı öldürmek zoruna kaldım şu cesedi tavşantepe tepesine gömüp üzerinede sarımsak ekmeme yardım edermisin’’ de.’’Bakalım ne diyecek sana’’

Bunun üzerine babasının dediğini yapan Hüsam kuzu yarım boyun olacak sekilde keserek yem cuvallarında birisinin içersinew koyrak gece yarısına doğru köy de en güvendiğim dediği arkadaşı Ali nin evine gider. Dostum ali der. Başıma bir iş geldi .Adamı öldürmek zprunda kaldım şunu tarlaya götütüp de gömmeme yardım edermsin der. Ali heyecananır  ve korkar Hüsam ne yaptın sen der  Anam evde hasta yatıyor Allah seni inandırsın onu bırakam saatl ilaç kullanıyor . Kusura bakma gelemem der.Arkadaşım dediği Hasan Mehmet in yanına gittiğinde her defasında ayrı bir gerekçe ile karşı karşıya kalır. Her insanın istemedikten sonra bulacağı mutlaka bir gerekçesi vardır gerçeğine şaşırarak ve boynu bükük şekilde babasının yanına varır. Evet baba sen haklıymışsın der.

Bababsı daha bit medi der . Al bu cuvalı şimdi 80 km ötedeki köyde benim 30 senedir görmediğim beraber askerlk yaptığım Dereli Hüeyn var .Onun yanına git .Durumu anlat Benim Oğlum olduğunu söyle bakalım ne yapacak der.? Oğlunu cuvalı traktörün terkisine atarak sabaha karşı dereli Hüseyini blur Başına gelenleri anlatır . Sabah ezanları okunmadan üstünü giyinen Hüseyin  Hemen traktörün arkasına kürek kazma birazda sarımsak tohumu atarak köye en uzak yerde bulunan tarlasına actığı cukura uvalı tek bir selamla gömer .

İşleri btiit ğinde artık gün ağarmış köylrinde hayat yavaş yavaş başlamıştı. Otur buyur etmelerine ragmen şaşkınlık içerisindeki Hüsam yolcu yolunda gerek diyerek hazırlanan yolluğu alarak gerisin geri köyüne döner.

           Vay babam der sen haklıymışsın benim dost bildiklerim sadece vargün dostlarıymış,yüzüme gülüp işinde gücünde olan insanlarmış ben bu GÜVEN HASTALIĞINDAN  kurtardığın için teşekkür ederim. Der. Sözü alan babası daha dur der. Ders bitmedi .Aradan birkaç ay geçer. Olay sır tutmayan ser vermeyip, sır veren dostlar agızlarını tutamayıp köy içerisinde dedikodular vuku bulmaya başlar . Jandarma sivil ekipleri ile olayı soruşturmaya başlar. Hüsam cinayet işlemiştir. Ama ceset nerdedir. ? Soruşturma aşamasında şikayet yoktur. Jandarma garip bir olayla, karşı karşıyadır. Gizli soruşturma aşamasında yan köyler ilçenin diğer köyleri didik didik aranmaya başlar ama bir tek kayıp olmadığı gibi aramalarda cesette cıkmamıştır. Bunun üzerine Hüsam ın babası, oğluna der ki ‘’var git bakalım bizim dereli Hüseyin in yanına sen orada iken nasıl olsa jandarama gelir Kahvede otururken jandarma da varken Hüseyin suratına bir tokat at.’’ Der. Oğlan aynı babasının dediğini yapar Soruşturma yaptığını belli etmeyen jandarma köy kahvesinde cayını içerken Hüsam okkalı bir tokat atar Dereli Hüseyin in suratına .

       Dereli Hüseyin hiç istifini bozmadan Hüsam a hitaben ‘’söyle babana biz bir tokata sarımsak tarlasını bozmayız’’ diyerek Hüsam a bir ders daha verir.

         

( Dost Dediğin Nedir Ki... başlıklı yazı HALİLİ tarafından 24.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.