Uzak Doğu’da bir Budist tapınağının müntesipleri, bilgeliğin sırlarını aramak için
gelen her misafiri tapınağa kabul etmeme kararı almış.

Burada geçerli olan incelik ,tapınağa gelenlerin anlatmak istediklerini konuşmadan hal diliyle anlatabilmeleriymiş…

Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı gelmiş, kapıda durup sessizce beklemiş.
Burada sezgisel buluşmaya inanılırmış ; o yüzden kapıda bir çan veya tokmak bile yokmuş.

Bir süre sonra kapı açılmış. İçerideki Budist rahip , kapıda bekleyen yabancıya bakmış bakmış .Yabancı, tapınağa girmek ve burada mutlaka kalmak istediğini  hal diliyle 
anlatmış.

Budist rahip bir süre kaybolmuş, sonra ağzına kadar su dolu bir tasla dönmüş ve tası  uzatmış 
yabancıya saygıyla .

Bu davranış ” yeni bir misafir kabul edemeyecek kadar doluyuz.” anlamına geliyormuş.

Yabancı , tapınağın bahçesine dönmüş , aldığı bir gül yaprağını tasın içerisindeki suyun üzerine bırakmış. Gül yaprağı suyun üzerinde yüzmüş yüzmüş ve su tasını taşırmamış.
İçerideki Budist saygıyla eğilmiş ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye almış ; çünkü suyu taşırmayan bir gül yaprağı kadar  zarif ve iz'an sahibi insanlara bu tapınakta her zaman yer bulunurmuş.

Düzenleyen : İbrahim ÇAM

Halil CİBRAN’dan

( Bilgeliğin Sırları başlıklı yazı İbrahim Çam tarafından 19.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.