- Rica etsem biraz ilerleyebilir misiniz?
- Rica da etsen, teşekkür de etsen ilerleyemem.
- Efendim?
- İlerleyemem dedim
- Neden?
- Çünkü ilerleyecek bir santimetre yer yok. Bence siz biraz gerilerseniz? Burası ziyadesiyle sıkıştıkta.
- Olur olur.
- Sinirlenmekte haksız değilsiniz aslında.
- Nasıl?
- Sinirli bir biçimde olur olur dediniz ya daha demin.
- Evet
- Haksız değilsiniz.
- Evet.
- Bu devirde bu kuyruğun olmaması gerekirdi değil mi?
- Evet öyle.
- Sabahtan beri bekliyoruz.
- Haklısınız.
- Teknolojik gelişmeler, bilişim dünyasındaki devrimler ve bu kuyruk. Birbirine ne kadar tezat öyle değil mi?
- Evet öyle.
- Cebimde karşıdan arayan kişilerin görüntülerini gösteren cep telefonu var. İnternete bağlanabiliyorsunuz, müzik dinleyebiliyorsunuz, fotoğraf ve video çekebiliyorsunuz. Gprs özelliğide mevcut.
- Eee? Bende de var aynı özelliklere sahip cep telefonu.
- Bilgisayarınızda vardır eminim.
- Evet hem taşınabilir hem de PC.
- Sizce de bu bir çelişki değil mi?
- Nasıl bir çelişki anlamadım?
- Teknolojiye bu kadar sahipken öğrenci harcını yatırmak için sabahtan beri sırada beklemekten bahsediyorum.
- Anladım. Haklısınız, çok büyük bir çelişki. Ama bu altyapı eksikliğinden kaynaklanıyor sanırım. Teknolojiyi satın alabilirsiniz ama altyapı ve eğitimi asla.
- Doğru söylüyorsunuz.
- Ya banka memurlarının kabalığına ne demeli ya da harçları alan tek banka şubesinin kampüsün içindeki banka şubesi olmasına?
- İşte bunlar gelişmemiş olduğumuzun göstergesi. Şu kapıdaki görevli büyük bir ihtimalle yüksek mevkilerdeki bir tanıdığının yardımlarıyla işini yapıyor. Kabalığı ise cahilliğinden. Siz ne okuyorsunuz?
- Moleküler biyoloji.
- Bende hukuk okuyorum. Ama görevli büyük bir ihtimalle lise mezunu. Biz öğrencilere toplum genelinin baktığı gözle bakıyor; işe yaramaz ve ahlaksız. Kabalığı ise cahilliğinden.
- Çok haklısınız.
- Haklıyım ama haklı olmak maalesef bu ülke de bir işe yaramıyor.
- Tek banka şubesinin bu olması ise sanırım genel müdürün işgüzarlığı.
- Sanırım. Tanıdığı olanlar ise hiç sıra beklemiyorlar.
- Maalesef öyle. Her şey torpille, her şey tanıdıkla yürüyor. Bu ülke gelişir mi Allah aşkına.
- Bırakın gelişmeyi, çöküntüye sürükleniyoruz resmen.
- Evet öyle.
- Benim tanıdığım olsa bile bunca insanın hakkını yeyip te ön sıraya ilerlemem mümkün değil.
- Bende yapmam bunu. Bu her şeyden önce insanın kendisine saygısının olmadığının en büyük göstergesi.
- Benim ismim Özgü.
- Evet aynen öyle. Benimki de Kerem.
- Memnun oldum tanıştığımıza.
- Bende.
- Kaçıncı yılınız?
- Üçüncü,
- Benim iki.

Yeni tanışmış iki öğrenci beklemeye devam ederler ve;

- Özgü KAYA! Özgü KAYA!
- Benim buyurun.
- Siz buyurun.
- Ne oldu ki?
- Soru sorma bacım geç işte içeri.
- Ne oluyor ya, biz neden giremiyoruz?
- Bekleyin arkadaşlar sırası gelen girecek! Özgü hanım siz Mehmet Kaya beyefendinin kızı mısınız?
- Evet.
- Neden daha önce söylemediniz hanım efendi. Babanız biraz önce aradı beni. Sizin sıra beklemenize gerek yok.
- Teşekkür ederim. Ay çok sağolun.
- Ben teşekkür ederim. Babanıza selamlar. Buyurun.
- Ne oluyor ya, biz neden giremiyoruz? Sabahtan beri bekliyoruz burada.
- Zoruna gittiyse bekleme arkadaşım!
( Çelişki başlıklı yazı MESUT ÇİFTCİ tarafından 29.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.