Bırakılmıştı yâr-canan silsilesi bu limanda
Ağlıyorlardı analar-bacılar elamanda

Toprak suyu özlemezdi artık boşalttığı gözyaşıyla
İlerlediler çocuklar bilemedikleri yaşıyla

Gözler kapandı üzüntü şerefesinde
Zifiri geceler elbisesizlik arifesinde

Cepheden cepheye koşanlar bu milletin ecdadı
Çocuklar öksüz-yetim kaldı, bulunamadı bir dadı

Hepsinde ortak bir arzu vardı ki kurtulmak
Çevresi örülmemiş duvarlarda bahçe bulmak

Atılmıştı ayaklar altına değer bekleyen şifa tâcı
Ezilenler arasında en çok vardı ihtiyar acı

Çaresizliğin yamacında taptaze bir secde
Serap bakışlarda dönüp duranlar inmişti vecde

Süzülmüyordu can yurdu,damarlarda yaprak
Kan misafir olamadı şehadete,serdi toprak

Pusulada kaybolan güneş erken batıyordu
Sabahın nazlı mehtabı peşkeş satıyordu

Terazi kambur yükünde,şaşmış bir denge
Kasvet enkazında zor ulaşılırdı parlak renge

İnanç ne fazilet şırıngasıydı ki muazzam kriter
Kucağa kucak dayanırsa ağlamalar biter

Böyle inanmıştı halkım,haklıydı ama içi derbeder
İçten sarsılmamıştı,biliyordu bu karabulut elbet gider

Zafer musluklarına uzatılan her bir avuç
Yeryüzü imzasıydı,tarihten gelen eşsiz burç

Yaşadığımız liman,yaşattıklarıyla şahit
Vazgeçemeyiz bu ruhtan,en güçlü ahit.

                                    Gürsel ÇOPUR

( Liman başlıklı yazı Gürsel ÇOPUR tarafından 20.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.