eski tarih bu

bu yokluk çok eski

evet adına mavi dedim

ben maviyi eskiden beri bilirim

çok eski bir maviydi yüzmeyi öğrendiğim

hatırlamıyorum önce bedenim mi

sonra mı düşlerim

ilk düştüğümde tuzuna

babamın kucağındaydı yaşama dönüşüm

saçları geriye taralım... ela bakışlım

cebinden çıkan sararmış fotoğraf nerde

çatık kaşlarım,sırça köşküm

kayıp şimdilerde

bir zamanlar bir fotoğrafım vardı siyah beyaz

avuçlarımda kına

saçlarımda çiçekler siyah beyaz

birçok şeyi unutuyor insan

ama hiç unutmuyor gençliğini

gençliğim ki hala durur bavulumda

hop oturur hop kalkar ama

adres sormaz bundan sonra

düşlerim gömülmüş en derinime

hala beceriksiz hala korkak

yeni yeni anlıyorum

korkarak yürüdüğüm o karanlık yolda

ateş böceğinin beni neden ağlattığını

içimdeki derinliğe ihanet eden biri var

bilmiyor ben kaç kez yitip gitsem de kendimde

bilmiyor her dönüşüm yine ona olacak

bilmem kaç gece daha onunla uyuyup

kaç sabahlara onsuz uyanacağım

ey ömrümde ömrüme yar olmayan!

ey ömründe ömrüne yar olmayan!

sen hiç ateş böceği gördün mü

ben gördüm

ve aklıma ilk sen düştün

seni düşlemekle tamamlanırım inan

çünkü artık korkmuyorum karanlıktan

seni düşlemekle tamamlanırım inan

yeter ki sönmesin can ateşin içimde

vurgun olma düşlerime...



müjgan kızıleniş
 

 

 

 

( Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü başlıklı yazı müjgan tarafından 25.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.