Yusuf AKGÜL

MAHPUS’UN BAYRAM DUYGULARI…

Bundan 31 yıl, 12 Eylül Askeri Darbesinden de sadece 1 ay önceydi.

Rahmetli Türkeş'in de bir hafta yüz yüze çok önemli bilgiler aktardığı, Bursa Uludağ'daki eğitim seminerinin bir Ağustos ayı içinde gerçekleştiğini ve yaklaşık 40 kişilik kafilenin birlikte 30 gün boyunca o Ramazan ayını huşu içinde idrak ettiğini dün gibi hatırlıyorum.

Seminer, Ağustos ayı sonunda tamamlandı. Yaklaşık 20 seçilmiş genç Ülkücü;bir ay boyunca Ahmet Er, Namık Kemal Zeybek, Ahmet Bican Ercilasun, Himmet Kayhan, S. K. T., Lokman Abbasoğlu… gibi hocaların seminerinden geçtikten sonra “Eğitimci” sıfatıyla Bursa-Balıkesir bölgesinde hizmete başlamışlardı.

Bunlardan birisi de, bu satırların yazarı idi…

Ve yaklaşık 10 gün sonra, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesiyle birlikte her şey darmadağın olmuştu...

30 yıl önce Ramazan orucunu Ağustos ayında tutanlar, Ramazan Bayramını da Ağustos sonu veya Eylül başında geçirmişlerdi ve hiçbirisi de tutuklu, sanık veya firari değildi.

Bu hesaba göre, Kurban Bayramı da Ekim sonuna veya Kasım başına denk geliyordu.

Ancak Ramazan Bayramını dışarıda geçirenlerin pek çoğu, Kurban Bayramında bu kez ya tutuklu idi ya da kaçak…

1981 yılının Güz mevsimiydi. Bir yıl öncesi Uludağ’ın ısıtan değil üşüten yaz rüzgârlarına gencecik göğüslerini kalkan edenler, Askeri darbenin birinci yıldönümünü, Ankara’nın bıçak gibi kesen dondurucu ayazının kol gezdiği Mamak sırtlarındaki Askeri Ceza ve Tutukevinde idrak(!) ediyorlardı.

Ve bir şiir yazıldı Eylül ayazına inat iki bayram arasında…

Bu şiir, tutuklu bir mahpusun “Bayram Duyguları”nı dile getirdiği, acılarını ve umutlarını ak kağıtlara döktüğü, geleceğe iz bırakırcasına seslendiği bir ağıt oldu adeta…

Ama onu kim ve kimler anlayabilirdi!

Dışarıdaki akıp giden duyarsız kalabalıklar adını unutmuş olsalar bile, O yine de yazdı… Balık bilmezse “Halık “bilirdi mutlaka, bir de “yol gözleyen gara gözlü sevgili”…

İşte o; 30 yıl önce yumrukları sıkılı bir Anadolu delikanlısının, Mamak zindanından Hüseyin Gazi Tepesine doğru yükselen ve yürekleri burkutan duygularını Kör Dünyaya haykıran mısraları…

***

Belki size saçma gelebilir.. Ama ben 30 yıl sonra yine aynı duygular içindeyim.. 30 yıl önce Mamak zindanında gurbetteydim, 30 yıl sonra da Balıkesir zindanında, yine gurbetteyim..

Kurban Bayramında memleketimde, sılamda olacağım inşallah.. Sadece "ANAMIN DİZİNİN DİBİ"nde olmak yetecek bana... Kurban kesemeyeceğim... Ülkeme iki"KURBANLIK KUZU" besliyorum çünkü, kızlarımı okutuyorum..

Bayram namazını Üzemler'de kılacağım. Babamın kurbanını orada keseceğiz, köy evimizin ocaklığında kurban eti közleyeceğiz..

Mahpusun Bayram Duyguları hiç değişmedi.... Hiç değişmeyecek... İnsanoğlu için bu dünya, gurbet değil mi? Gurbet hep hasret demek değil mi zaten...

MAHPUS’UN BAYRAM DUYGULARI

Yusuf AKGÜL

10-15 EKİM, 1981, Mamak

I-Bayramı Tarif…

En koyu yeşilden örtüler giyen

Yeni bir gün başlar günle birlikte.

“Es-salatü hayrün minel nevm” diyen,

Minareden kopan ünle birlikte..

*

Genç ihtiyar, çoluk çocuk, kız kızan

Cümlesinde kucaklaşma arzusu.

Birbirine ne yan bakan, ne kızan

Ne de gönüllerde bir kin duygusu.

*

En güzel urbalar, en güzel renkler

Süsleyince caddeleri, yolları;

Derviş gönüllerde kutlu dilekler,

Toplamakta camilerde kulları…

*

Bir bayrama erişmenin sevinci,

Çizgi çizgi durur nurlu yüzlerde.

Bayram namazında işlenen inci,

Işıl ışıl bir çerağdır gözlerde…

*

*

II- Birinci Kurbanı Tarif

*

İslam’ın “insanım” diyen her cana,

Bayramlar anlamlı bir müjdesidir.

Ezelden ebede bütün zamana,

Birliğe seslenen çağrı sesidir…

*

Kanlı gözyaşıyla diktiğimiz gül,

Bir demet bukettir sunmak üzere.

Dağılır âleme sevgimiz tül tül,

Gönül bahçesine konmak üzere….

*

Bıçaklar bilenir bismillah ile,

Okşar boyunları saça saça kan.

Tekbirler, dualar dolanır dile,

Kurban şerefine erişir bir can…

*

Yetimler iç çeker binlerce evde,

Öksüzler köşede bağrını dağlar.

Kazanlar kaynarken kızgın alevde

Kâinat sarsılır, melekler ağlar.

*

Nice fakir vardır bayram görmeyen,

Kimi etle doyururken itini!

Fukaraya pay edip de vermeyen,

Aslında yedirir kendi etini…

*

*

III- İkinci Kurbanı Tarif

*

Çekilince sır perdesi aradan,

Koğuştaki bayram çok şeye değer.

Mahpusa vekildir Yüce Yaradan,

Hazreti Yusuf’u bilirse eğer…

*

Bir de bakarsın ki bu günler geçmiş,

Mahpusluk değil mi şunun şurası.

Bütün veli kullar bu yolu seçmiş,

Kadrini bilene dergâh burası…

*

Kıymak istiyorsa baba oğluna,

Daha bizden özge kurban gerekmez!

Babalık şefkati yetmezse buna,

Zaten bu bedeni o sehpa çekmez…

*

Son bulsun mazlumun çile çekmesi,

Bayram cümlemize bir düğün olsun.

Gam değil bizlerin boyun bükmesi

Yarınlar İslam’ın, Türklüğün olsun…

*

Altı da, üstü de birdir toprağın

Gönül ehli olan hep aynı görür.

Vurulur kösleri kutlu bir çağın:

Devlet baki, vatan bütün, millet hür!..

*

*

IV- Sevdalıya Sesleniş

*

Bu bayram da senden ayrıyım gülüm,

Bir bayrama daha eriştik şükür.

Gerçi seven için ayrılık ölüm,

Yine ak kâğıtta görüştük şükür…

*

Mahpusluk sancısı kaynar içimde,

Düşümde görmesem bil ki yatamam.

İçin için bir şey oynar içimde

Elim ermez, gücüm yetmez tutamam.

*

Bir yıla ulaştı geçmeyen aylar

Sabırla katlandık, zevkle dayandık.

İt oldu enikler, at oldu taylar

Hakikat acıymış yeni uyandık.

*

Gözlerin dolmasın, ağlama sakın,

Senin gözyaşların benim terimdir!

Sancılı günlerin bitmesi yakın,

Siteme gerek yok, Allah Kerimdir…

*

Baştan sona senin ile doluyum,

Sonsuz ümit ve dilekle sevdiğim.

Duyguların bayramlaşan koluyum,

Bir başka Kurban’a bekle sevdiğim…

*

*

NOT:

 Çeyrek asır önce yazılmış “Mahpusun Bayram Duyguları” başlıklı bu şiiri; iki Bayram hürmetine,şu anda Taş Medreselerde çile çekmeye devam eden ve ortak noktaları,"12 Eylül darbesinden önce işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı bugün hâlâ cezaevinde bulunan son ülkücüler olmak" olan Ülküdaşlarıma ithaf ediyorum…

Bayramınız Mübarek Olsun! Allah; sizleri de, bizleri de bu Dünya gurbetinden kurtarsın!

( Mahpusun Bayram Duyguları başlıklı yazı Yusuf Akgül tarafından 15.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.