Bu son olsun ya rabbim,
Bu son;
Sokakta gördüğüm çorapsız çocuk,
Yanaklarında gözyaşı gördüğüm minnacık bebek,
Kış ortasında terlikle dolaşıp simit satan, son çocuk.
Bu son olsun;
Kışın soğuğunda okulda olması gerekirken,
Bahtı gibi elleri kararmış boyacı çocuk,
Saatler gecenin on ikisini vurduğunda,
Kuytu köşede ateş yakıp ısınmaya çalışan son çocuk.
Bu son olsun;
Sabah fırına giderken dizleri tutmayan yaşlı adam,
Yalnız kaldığı evin kapısını tek başına açamayan,
Bir tas sıcak çorbadan mahrum kalan,
Evlatlarının merhametinden uzak kalan son yaşlı adam.
Bu son olsun;
Çocuğunu ortada bırakıp giden anne,
Eşini bir çocukla baş başa bırakıp giden adam,
Anne babasını yalnız bırakıp giden evlat,
Bitip tükenmek üzere olan son aile.
Bu son olsun;
Doğuştan dünyanın renklerini görmeyen,
Görmeyen akan suyu, yağan yağmuru,
Bembeyaz karı,her sabah yeniden doğan güneşi,
Kalbiyle görmeye çalışan son adam.
Bu son olsun;
Sabaha bir kuru ekmeği bulamayan yaşlı teyze,
Çöpten artıkları toplayıp, hayata tutunan,
Ne bulduysa sokaktan alıp sobasını yakıp ısınmaya çalışan,
Yüzüne yalnızlığın hüznünün yansıdığı , son yaşlı teyze.
Bu son olsun ya rabbim,
Bu son,
Gözüme yaş düşüren çocuk,
Ellerinden tuttuğum yaşlı teyze,
Sımsıkı sardığım yalnız adam.
Yazarın
Önceki Yazısı