Tüm pislikler suyla akıp gitse, arınsa irinden düşler keşke
asılsa dilinden ziyankâr kötülük
ve
ölmese her gece bir şiir bu şehirde ...


gördüm
öncesinde âfetin
ıslandı tüm sokaklar geceler boyu nefret yağmurlarında
âşkı saklayacak yer ararken sevda kokulu bozalar
pişmanlık provaları esir aldı yabancı elleri
dayandıkça koca koca kayalar boğazlara
dudaklarını sakladı susmak için
canının yandığı yerden seslenen
uzak bakışlı kadınlar



I

k/anıyor mu hâlâ yürekler
kenetlenip birbirine tel örgülerle
acıdıkça can
sarsıldıkça toprak yedi nokta illet şiddetinde
tutuşuyor mu telaşın etekleri kaybetme korkusu ile


sıradan mı geliyor artık acılar ne
anlık unutma terapileri diziliyor ağaç kovuklarından
manasız gözlerin
umarsız bedenlerindeki
kullanılmamış cilalı vicdanlarına


sence de
kanıyor mu hâlâ yürekler...


II

gördün mü sende cancağızım
dün gece martılar isyandaydı
yedi tepe efsanesi cahillerin elinde
yetmiş bin yerinden darbe aldı


duydun mu cancağızım
tellâllerin boğazına ihanet kaçtı
nankör bakışlı zombilerin
arsızlıkları sarayburnunu aştı


vuruldu sırtından vatan
şehitlerin omzunda anaların cenazesi
kırıldı duygular, söküldü güven göklerden
isyana döndü öksüz şehâdetleri


tarihin dibine vurdu yeşil şişe kırmızı tesellisiyle
istanbulun korkusu içimde
denizin karayla tangosu
köze basan ayaklar koşuyor
su diye ateş peşinde


III

üzüldüğüm
en çok da onlar kanattı içimi
kusursuz solmayı başardıkça eski vazomdaki güller
kesti nefesimi
aklımın konakladığı noktada
kimliğini gizleyen güneş de/senli yüzler


bir tüy gibi gözümde hayat
üfürsem uçacak
mezarımı haliçe kazıyor bakışlarım
kuruyan kanımda kum zambakları açacak


gülce
ahvalime solgun gülüşlerim
kötürüm sesli kediler tırmalarken aklımı
hata ertesi yarınların eli kapımda
gözlerimde prangalı ayaklar
buruk suskularım
dudak kıvrımı derkenâr


kimseye kırılmadığım kadar virâneyim
kimseye vermediğim kadar taviz
heybetimden korkanlar emindi gücümden
şimdilerdeyse
öyle aciz, öylesine tiz


IV


beni bu zamanlar için mi doğurdun annem
bu zamanlar için mi büyüttün umutla
biliyorum duaydı
alnıma kondurduğun öpücük
bilsen bir de
omuzlarımda taşıyamadığım kader boyuma bü/yük

-

ben
ben yine de her şeye rağmen

yağmurda yürümek isteyenlerdenim anne
korkma ıslanmam
kaçmaz yağmur gözlerime
çünkü bedenime dar gelen ruhuma duaların perde...

 

 


1 Kasım sonrası*
( Derkenâr başlıklı yazı Nar-ı Çiçek tarafından 6.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.