Uzuunn uzun yıllar öncesinde, gelişmemiş bir semtin sahil kasabasında yaşayan karı-koca çift varmış. Çocuklarını büyütmüşler, okutmuşlar, meslek sahibi edip ; evlendirmişler. O kadar çok zorlukla yapmışlar ki bunu, hep bir mücadele ve sabır içinde başarıyla elde etmişler hepsini. Artık zaman gitgide aktıkça su misali, yaşlı çift günden güne güçten düşer olmuş. Bazen isimlerini dahi unutttukları an gelirmiş. Ne acıktıklarını anlarlarmış ne de doyduklarını. Etrafında kimsecikleri de yokmuş ; yardım etmeleri için.. El birliği ile üstesinden gelmeye çalışırlarmış herbişeyin.

Sonbahar akşamında, aniden fenalaşan yaşlı çiftlerden "eşit mesafe" adlı dedemiz - köylüler ona saygısından ve duruşundan ötürü 'mesafeli' lakabını kullanırlarmış. - nefes almakta güçlük çeker olmuş. Yaşlı nine Aysu, ne yapacağını bilememiş. Zavallı teyze, kapıyı pencereyi açmış, öncelikle mesafeli dedeyi üstündeki kazaktan kurtarmış ve derince nefes almasını sağlamış, fakat renginin mosmor olduğunu farkeden az gören gözleri, daha da telaşlandırmış Aysu nineyi. Kime gideceğini , nasıl yol iz bulacağını bilememiş iyi gene. Dışarı çıkmış çıkmasına ama in cin top oynuyormuş. Zaten etrafta ev var denecek kadar çok azmış ve birbirlerinden uzakta imişler. Ağlaya ağlaya en yakın komşusuna gitmek için yola düşmüş. O sırada yağmur başlamış. Karanlıkta çamura basmış ve ayağı balçığa batmaya başlamış. İçinden : " Allah'ım bana yardım et!" diyormuş sürekli. Tam o sırada bir periliçe belirmiş başında ve ellerinden tutup, çekmiş çıkarmış onu. Üstünü başını elindeki sihirli değneyi ile değiştirip, temiz kıyafetler vermiş. Sonra olanı biteni sormuş, Aysu teyze de anlatmış. Hiç yormadan hemen evde bitivermişler. Dede artık son anlarını yaşıyormuş. Periliçe:" Bu saatten sonra birşey yapamayız ." demiş üzülerek. Mesafeli dede, orada canını teslim etmiş Azrail'e. Aysu teyze ağlamış, ağıtlar yakmış, dön bana ne olur diye yalvarsa da.. Can bir kere çıkmış bedenden. Periliçe sormuş : "Teyzecim, kimsen yok mu senin, evladın, akraban... vs.?" Aysu teyze : " Var, ama hepsi benden uzakta, büyükşehirdeler, ben çok uzağım onlara"

Periliçe : " Peki, ister misin seni onların yanına götüreyim ? "

"İsterim tabiki de peri kızım, onlar benim canlarım, istemez miyim hiç. " demiş.

Periliçe, hemen bir sihirle, Aysu teyzeyi apartmanda oturan evladının evinin önüne getirmiş.

"Bundan sonrasını ben giderim, sağolasın peri kızım". diye şükranlarını belirten Aysu teyzeyi, yine de yalnız bırakmamış periliçe.

Gülsema, annesini karşısında gördüğünde şok olmuş, hiç beklemiyormuş çünkü. İçeri buyur etmiş etmesine ya, eşi daha bir şaşırmış beklemediği misafirine. Elini öpmeyi bırakın, bir hoşgeldin demeyi bile çok görmüş. Olanı biteni öğrenmişler, babalarının öldüğü haberini aldıklarını dahi defnedildikten sonra öğrenmişler. Çünkü onlara ulaşabilecekleri bir telefonları bile yokmuş.

Babası öldükten sonra kendini kral zanneden oğlu *king* ise, ne kadar tarla varsa hepsini satıp, kız kardeşlerine mirastan hak vermeyip, kendisi keyfinde aleminde yaşamaya başlamış. Annenin sözünü dinleyen de yokmuş zaten. Zavallı kadın bir o kızının yanına bir diğer kızının yanına gidermiş. Gelini de zaten istemezmiş onu hiç.

Diğer kızı Dark___, öteki evlatlarının yanında daha bir merhametli, daha bir severmiş annesini. Gülsema ve *king*'in eline bırakmayıp, direk kendi yanına almış onu. Kadın o kadar mutlu olurmuş ki o kızını her gördüğünde. Gözleri parlarmış adeta kızının etrafa yayılan pozitif ışığından. Kızı, işine gittiğinde, evde sıkılan anne, biraz da Gülsema'yı ziyaret edeyim demiş. Yola çıkmış. Karşıdan karşıya geçerken hızla gelen bir araba Aysu teyzeye çarpıp kaçmış. Ambulans gelmiş, apar topar hastaneye kaldırmışlar. Doktor olan kızı Dark___ annesini sedyede görünce , neye uğradığını şaşırmış. Tüm yaptığı müdahaleye rağmen kurtaramışlar.

Yapılan mobese araştırmaları sonucu, Aysu teyzeye kimin çarptığını duyduklarında daha bir şaşırmışlar. Gülsema'nın eşi. Acilen işine yetişmek için yolda hız yapmış ve bir canın kaybolmasına neden olmuş.

Aysu teyze ve eşi mesafeli dede , ahirette buluşmuşlar. Ona yalnız bırakmayacağını söyleyen güz perisi ise, kış geldiği için mecburen ortalıktan kaybolmak zorunda kalmış ve o nedenle de teyzeyi koruyamamış kaza olmadan öncesinde.

Bir masal da bu şekilde sona ermiş. Burdan alınması gerekn ise, malumunuz üzerine yazmaya dahi gerek yok.. Eminim anlayan çok net anlamıştır.

***

Sevinç

*********************

yazılanlar hayal ürünü olup, gerçek karakterle alakası yoktur :)

( Dünyanın Çivisi başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 28.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.