Birbirinin aynı gibi gözüksede en yalın haliyle kurulan cumleler dahi kelimelerin yer değişikliği olduğundan farklı anlam taşıyabilir. Sadece seslendirme farklılığı ile bile anlam kaymaları olabilir.  4 kelimeden oluşan bir cümleyi ele alalım.

                                               1 -Herkes ,bir gün ölecek…

Ortadaki kelime dizinini başa alalım,

                                               2 -Birgün, ölecek herkes..

Tekrar ortadaki kelimeyi başa aldığımızda

                                                3-Ölecek herkes, birgün…

1.cümle herkesni mutlak şekilde bir gün öleceğini belirtmektedir.

2.cümle ihtimal dahilinde olan bir gün içinde herkesin öleceğini belirtmektedir.

3.cümle eryada geç herkesin ölümü tadacağını belirtmektedir.

   Utlak olan ölümün tekliğidir.

   Değiken olan zamandır.

   Birey  olan bu kavramlar üzerinde etkisiz elamandır.

                 Ölüm bireyin mi sonudur? Zamanın mı? Yoksa ölüm sonsuzluğun başlangıcı iken zaman sabit olan  mıdır? Zaman sabitse gelip geçen birey midir?

             Gelip geçen bireyse ,ölümle sonsuzluk başlayacaksa sınırlı zamanda kötülüklere birey neden meyleder?

             Kötü olarak genleri ile dünyaya geldiği için kötüdür..

             Kötü olan birey değil çevre şartları ile kötülüğe meylettiği için kötüdür.

             Sorumsuzca,sınırsızca yaşam isteği bireyi kötülüğe götürür.

**Genlerin huy üzerinde belirleyici tarafı var dersek,Hırsız babanın çocuğuda hırsız olur.Ama o çocugu ana babasından alıp iyi bir aile yanında yada ıssız bir ada da deneysel olarak bıraktığınızda HIRSIZ  olmadığını gördüğünüzde bu kuralın geçersizliği ortaya çıkar. Genler insanın kötü olmasına yol açmaz. Diye koydugumuz kuralın tam tersi bir sonuç çıkar.

**Her insan yaradılıştan soyludur. Soyu ve huyu çevre şartları ile bozulur. Mutlak doğru olmamakla beraber izafi olarak bireyin olgunluk ve zeka derecesi oranında çevre etkisiz olasbileceği gibi bireyin zaafiyet içerisinde olması durumunda çevre asıl belirleyici faktör olarak bireyi kötülüğe meyleder. Bu durumda bireyin kişisel özellikleri çevrenin taarzuna karşı koyup koyamayacağı sonucunu çıkarır.Neticeten çevre, zayıf insan açısından belirleyici faktör olara k onun kötü olmasına yol açar.

**Birey ihtiyaçarının sonsuz,dünya kaynaklarının sınırlı olması kuralı karşısında nefsani terbiyeyi gerçekleştimrmeiş birey,sonusuz ihtiyaçlarını kıt dünya kaynakalrı karsısnda hasis,bencil,yokedici davranır. Nefisi hem ruha hem bedene hükmedrek  onu kötülüğe meyleder.1derecedn kötü insanarın tümü bu gurubtan çıkar. Bu gurb insanları ile ikili ilişkilere girmek ,nefis terbiyesini gerçekleştirmiş insanlar acısından hep zarar doğurur. Nefis terbiyesini gerçekleştirmiş insanlar  sadece müslüman lar ın arasından değil müslüman olmayan yada sadece itikadi olarak müslüman olanlar arasından da çıkabilir. Nefsine hükmedmesini bilen insan 3 gurubtanda  cıkabilir. Bunlar her halukarda kötülerin AVı  pozisyonundadır. Av olanların nefis hakimiyetleri,  iman noktasında zaafiyetleri  varsa,  her kötülük darbesinden sonra hakimiyet kudretleri zayıflar. Ve hatta zaman içeirsinde KÖTÜ  olmaya başlayarak nefis üzerindeki hakimiyetlerini yitirip mutlak şekilde ruh ve bedenleri nefsin esiir haline gelir.

             Tüm bu çıkarımlar sonucunda KÖTÜLÜK  ne bir kaderdir, ne de alınyazısıdır. Kötülük nefsani davranan insanların  zahiri bir galibiyet halidir. Eski zamanlardaki dergah yaşam tarzları aslında insanların kendilerini,nefsani davranan insanlardan izole ettikleri bir yaşamdır.

             Ve gerçek yaşamda günümüz iyi insanı,maglup olmamak için PİS NEFESLİ ,PİS NEFİSLİ  insanlardan uzak durmalı, ikili ilişkileri mesafeli tutmalıdır.

              Yoksa SUÇ konusu yada SUÇLU   olmak bu toplumda kaçınlmaz bir SON  olarak her bireyin yaşayacağı  durumdur
( Mutlak Gerçek Ölüm... başlıklı yazı HALİLİ tarafından 31.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.