İşte şimdi çıplak ayakla seğirtiyorum,

Kurnazca saklandığım körebede…

Gözleri bağlı sözcüklerimin,

Sakın bakma ellerime…

Nasır bağlamış tuttuğun günden beri,

Müebbet hapsindeyim kayboldum gölgende…

 

Hep ben kaybediyorum misket oynarken,

Yuvarlanıyorum çığdan kopmuş kar tanesi gibi…

Gecenin beyazı düşüyor avuçlarımdan,

Üşümüş damarlarım kanarken…

Ismarlanmış güneşler çağırıyorum oyuna,

Sessizliğe inat yıkıldığım kuyularda…

 

Yüzüme tırpan izi değmiş, bakışlarından arta kalan…

Harman yerinde düvenin tırnakları dolanır belime…

Ayrılır sevmelerim başıma yakın yerden,

Acıtma canımı sırtımda üvendirenin izleri…

Bir koşumluk dönüyorum peşinde,

Ah sevdiğim ölüm kaç kez yoklar ki nefesi…

 

Annesine küsen çocuk hırçınlığı,

Pamuktan şekerimi yağmur çalınca dudaklarımdan…

Mısralar sallanır rüzgârın sol kefesinde,

Bir ileri bir geri ağlar bakışlarım…

Biliyorum gidiyorsun ay dönerken evine,

Issız bahçende toprağınım, sürmeye gel yine…



Seslendirme:Zekeriya EFİLOĞLU

Gaziantep

Ocak/2012

" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>
( Ismarlanmış Güneş... başlıklı yazı Z.EFİLOĞLU tarafından 10.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.