Her toplumun olduğu gibi, Tatar'larında kendilerine has Darb-ı Mesel ve Sözleri vardır. Bende bunlardan bazılarını dilimin döndüğünce, aşağıda belirtmeye gayret göstereceğim. Bunu başarabilirsem ne mutlu bana. Yurdumuzda en çok tatar yaşayan şehir Eskişehir'dir. İlçelerden Ankara'nın Polatlı ve köyleri başta gelir. Edirne'nin Acumur köyü, Tekirdağın Çerkezköy ilçesine bağlı Karaağaç köyü, Hayrabolu'nun Emir Yakup köyü, Lüleburgaz'ın Tatar köyü, Çatalca İlçesinin İzettin köyü, Konya Cihanbeyli Böğrüdelik köyü benim bildiğim önemli tatar köyleridir. Burada belirtemediğim başkada varsa onlarda kusura bakmazlar herhalde.
                                                   TATAR DARB-I MESEL VE SÖZLERİ.
    Tatarların şehirde yaşamayla ilgili bir sözleri şöyledir: "Yarım sımıt aşa, şehirde caşa"  "Bu dünyada kop caşa, arı sutu aşa" Meşhur bir tabirleri de şöyle: "Etle rakı, Tatarın hakkı" Tek odunun yanmayacağı hakkında bir söz: Cangız agaş, calbarsan canmaz" Gizlilik ile ilgili söz: "Karda curde, izini belletme" "Sangır sağırın, sokur körün halinden anlar"
 
   1900 yıllarında Edirne civarında tatarların kışın söyledikleri bir söz: "Köylerden Karagaş, arkana karamadan kaş" O zamanlar Trakya çamur deryası, köyler ve yollar çamurdan geçilmezmiş. O yıllarda babamın babası dedem genç delikanlı iken Bulgaristan'dan Edirne'deki akrabalarımıza kaçak gelmiş. Akrabalar dedemi burda kal seni evlendirelim demişler. Rahmetli dedem bu çamur sebebinden, tekrar Bulgaristana dönmüş.
 
     Eskişehir'de yaşlı bir amca belediye otobüsüne binmiş, ineceği durağa yaklaşınca, şoföre men burada tüşecem balam der. Şoförde kapılar kapalı korkma amca düşmezsin diye karşılık verir. Meğer şoför tatarca bilmezmiş. Orada başka biri şoföre amca durakta inecek der. Otobüs durakta durur ve amca iner.
    Yine Eskişehir'de geçen bir olay: Eskişehir'e dışarıdan gelen bir adam, mahalle arasında yolda giden bir dedeye rastlar. Dur şu adamın görüş ve bilgisini ölçeyim der. İkiyüz elli metre ileride yolun kenerında yan yana, üç dört ağaç görünmektedir. Amca şu karşıdaki ağaçlar ne ağacıdır diye sorar. Yaşlı amcada kaysı bırı balam der. Gidip bakarlar ağaçlardan biri kayısı ağacı değilmiymiş. Soruyu soran pes doğrusu, amcanın gözleri benden daha iyi görüyormuş, Tatarların aklı ve görüşlerine hayran oldum demiş. Benim büyük dedelerim Kırım Bahçe Saray şehirinden, Rus mezalimi nedeniyle, Bulgaristan'a kaçmışlar.
    Daha nice böyle böyle Tatar Darb-ı Mesel ve sözleri vardır. Bunlar benim duyup aklımda kalan birkaç tanesidir. Başka bilenler varsa bana, [email protected] adresime e-mail atabilirlar.
 
Tatarca da; aşa: ye,  caşa: yaşa,  arı sutu: bal, cangız: yalnız, agaş: ağaç, calbarma: yalvarma, kop: çok, canmaz: yanmaz,  cur: yürü,  sangır: sağır,  sokur: kör,  karama: bakma, tüşme: inme,  bala: çocuk, Kaysı bırı: hangi biri, kaş: kaç, men: ben, tüşme: inme demektir, birde yıkılma, devrilme anlamına da kullanılır .
 
 
( Tatar Darb-ı Mesel Ve Sözleri. başlıklı yazı HACI tarafından 21.03.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.