Ve öyle bir cennetti ki yedi kapısında yedi melek.
Aşk çerağında yananların gönül ikramını sunmakta.
Ve dedi ki ey ölümlü, sen ki dünya nimetlerini hiçe saydın, cenneti murat ettin. Şimdi her dileğin amelince işlediğin sevapların kadar lezzet ve letafette ikramın olacak.
 
Sen ki, mümin kulların hayra el uzatanlarından oldun, verdiklerin senin hidayetin olacak.
Ve sen ki dilini küfürden uzak eyledin, şimdi dilin bal olacak.
 
İşte o anda anladı fani ömrü hüsran ve acılarınla ziyan olmamış.Dünya sınavından ahretine Allah rızası ile cennetini kurarak gelmiş.Ne mutlu onlara ki Rabbin iman sahibi, sabırlı kulu idiler.Oysa çoğu kez imtihan edildiler, malları veya canları ile.
Yoklukları, yoksullukları da sınavdı sabır ve kanaat hüviyetinde.
 
Yarı doyacak kadar aşı vardı, yarınsızdı açlığı; belki ertesi güne bir dilim ekmeği bile olmayacaktı.
Şikâyet etmedi, şükretti, Rabbi rızkını verdi, çünkü can emanetini taşıdıkça, kul rızkı kesilmezdi.
Onlar yoksulluğun içinde gönül zengini oldular, harama uzak, fitneye yasak, tevekkülle yaşadılar.
 
Onlar varlıkları ile sınandılar ama vermeyi sevenlerden oldular.Eli hayra, ruhu manaya yakındı. Rabbi verdikçe paylaştı, paylaştıkça Rabbi verdi. Cennet çeşitli güzelliklerini hazırladı onlar için.
 
Dünya bir başka cennetti, o diğer cenneti istedi.Neydim, ne olacağım dediği yaşamından kanaatin, tevazunun mükâfatını haktan alacağını bilerek gitti.
 
Öyle bir ateşe yandı ki, yüreğini imanınla alevlendirdi. Dumansız bir yangının tatlı sıcağında Rab aşkıyla pişti, piştikçe yandı. Dünya hayatındaki tekâmül sürecinde kimi şehitlik mertebesinde, kimi cenneti ayaklarına seren annelik ünvanında, ama kul olmanın, ameli salih olmanın fıtratında idi.
 
Dünya varlığının gelip geçici bir ikram olduğunu bilerek, ne güzelliğinle öğündü, ne malı makamıyla kibirlendi.Tükettiğinden fazlasını üretti.
 
Nimeti ikram, hakkı olmayanı haram bildi. Ne vardı, ne yoktu, ne azdı, ne çoktu. Şu koskoca alem de nokta kadar olan mevcudiyetini güzel ahlak ile süslerken, Rabbinin verdiği beşeri yetenekleri insanlık adına kullandı.
İlhamını hak aşkından alarak yazan, söyleyen, keşfeden, doğrudan şaşmayan,hekim,,sanatçı,,lider,,alim,,ulema, ama önce insan oldu.
 
Ş.AYDOĞAN ( GÜLCENAZ ) YALOVA / 12.1.2012
 

Her kim âhiret sevabını isterse ,onun sevabını artırırız.
Ve her kim dünya menfaatını isterse ,ona da dünyalık veririz.Fakat âhirette ona hiç bir nasip yoktur.(eş-şûra sûresi .say.no.486)

( Cenneti İsteyenler. başlıklı yazı Şükran Aydoğan tarafından 21.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.