Uzun bir yoldan sonra gecenin geç saatlerinde İvan aradığı hedefe varmıştı. Korumalar tarafından sık ormanlar arasında kurulu olan taş binaya alındı. Salonda siyah takım elbiseli yaşlı bir adam oturuyordu. Ayağa kalıp İvan’nın elini sıktı.
 

       “Sizi nerdeyse yitiriyorduk” dedi.

       “Beni tanıyor musunuz?”

       “Bu güne kadar nasıl korunduğunuzu zannediyordunuz?”

       “Bu geç vakitte, sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim”

       “Geç mi? Stalin’le çalıştığımızı unutuyorsunuz. O hep geceleri çalışırdı. Biz de öyle…”

       “Çalışmak mı?”

 
       “Anılarımı yazıyorum. Ama sağlığımda basılmayacak olan anılarımı… Gorbaçov ülkemiz için iyi şeyler yapıyor ama bu arada, gücünü yitiriyor. Bu ülkede, her zaman için, bir Stalin çıkma ihtimali var. Önce oturalım.” Bitişikteki oturma odasına geçip rahat koltuklara oturdular.
 
         “Stalinciliğe inanıyor musunuz?”

         “Hayır, inanmıyoruz. Asla bir daha Stalin çıkmaması için mücadele ediyoruz.”

         “Kimsiniz?”

 
         “Eski muhafızlar diyebilirsiniz. Örgütümüz yok. Etrafta olanları izler, dinleriz. Doğrudan müdahale etmeyiz. İstesek bile yapacak gücümüz yok. Demokrasi istemiyoruz çünkü onunla nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz. Rusya’da gerçek cesaret konuşmak ve açık etkenlik göstermek değil, gizlice manevra yapmak olduğunu pek çok akıllı kişiler bilir. Böylece daha çok iş başarırlar. ”
 
         “Kızıl meydanın güneyinde Lenin’in mezarı var. Her gece binden fazla insan onu görmek için sıra bekler. Sıradan Rusların kafasında aziz mertebesindedir. Onun tahnit edilmiş cesedi öldüğü güne benzemektedir. Orada olduğu, değişmediği sürece komünizm güvencededir. Ceset zarar görürse, büyük tehlikeler zuhur edeceğine, bu düşün sona ereceğine inanmaktadırlar. Zehirlenmiş bir cesette tahnit işe yaramaz. Lenin çayı şekerli içerdi. Kalp krizi geçirmesine rağmen ölümünü garantilemek için; Stalin çay şekerine zehir koydurmuştu. Cesedini yaktılar. Balmumundan heykelini yapıp yerine koydular. Eğer Rus tarihini bilmiyorsanız asla gerçek bir Sovyet uzmanı olmazsınız. İlk Rus devleti 11. yüzyılda Kiev’de Kievan Rus olarak kurulduğunu, bu gün Kiev ise Ukrayna’nın başkenti odlunu pek ala biliyorsunuzdur.”
 
         “Sovyet Askeri arşivleri Moskova’nın Latartova’daki Bishaya pirogovskaya sokağındaki soluk beyaz renkli, klasik tarzda yapılmış taş binada olduğunu pek az kişi bilir. KGB’nin merkez karargâhı Moskova’nın dışında Yasenova ilçesinde yeni ve güzel bir binadır. En gelişmiş özel araştırmalar için bir de adli tıp laboratuarı hizmet verir. Sovyet hükümetinin nerde olursa olsun ilgilendiği, patlayan her bomba burada incelenir.   Babanız savaş kurbanlarından sadece biriydi. O soğuk savaş sancıları arasında kaldı.”
 

        “Bir darbe hazırlığından haberiniz vardı değil mi?” Bunu nerden çıkardınız dercesine başını salladı. İvan her şeyi anlattı. Yarın belki de çok geç olacak…” dedi.

 
         Yaşlı adam yumruk yemiş gibiydi.

         “Olamaz. Ama Haklısınız. Bu yönde birçok belirti vardı. Ardı arkası kesilmeyen cinayetler, manevralar, anlamsız gibi görünen bir yığın tayinler…”  Lenin’in sekreteri Amerika’da, Stalin’in villasında yemeğe katılanların tek tek hepsi öldürüldüğünü bildiğinizden eminim. Her yerde bize çalışan adamlarımız var. En tepeden en alt kademeye kadar. Şoför sizi biriyle buluşturacak. Birlikte hareket edersiniz.”

 
         “Çok az zamanımız kaldı.”  

         “Şoförüm sizi Moskova’ya götürebilir. Ancak çok acele etmeniz gerekiyor.”  Birkaç yere telefon etti. KGB tarafından dinlenen telefonlar, daha konuşma bitirilmeden birden kesilmişti.

 
         “Telefonları dinliyorlardı. Kestiler. Telefonla ulaşmamız zor. Size şoförümü vereceğim. Sizi, ekiple buluşturacak. Size de büyük gayret düşüyor.”
 
         Sabaha karşı Moskova’ya varmışlardı. Kent gece karanlığında çok ıssız ve kimse yaşamıyormuş gibi korkunç gözüküyordu. ‘Bütün ip uçları devrim bayramında bir askeri darbe girişimi olacağının işaretlerini veriyordu. Darbeyi kim planlayabilirdi? Bir general… Bir politbüro üyesi veya Kremlin’den biri… Ama darbe yapacak olan, tören alanında olmamalı, planı yönetebilmek için… Yüksek mevkideki birinin törene gelmemesi için tek bir sebep gerek ki oda çok ağır hasta olması gerekir’  diye düşünüyordu.
   
       Yuri Andrepov’da böbreklerinden hasta olmasına rağmen, resmi açıklamalarda grip olduğu bildirilmemiş miydi? Gerçekler ise kulaktan kulağa yayılmıştı. Moskova’da bir söylentiler kentiydi. Söylentiler ise çok hızlı yayılırdı.
 
        Kırmızı granitten, yunan tarzı, Moskova’nın ortasında, Lenin kütüphanesinin karşısındaki Kremlin kliniğinin çevresi yüksek parmaklıklarla çevriliydi. Sovyetlerin üst düzey yöneticileri burada tedavi görüyor, her şey üst düzey gizillilikteydi. Doktorlar çok yüksek bir elemden geçiyor, etnik kökenden dolayı Rus olmayana izin verilmiyordu. En kaliteli ve en pahalı donanım ile ilaçlara sahip olmasına rağmen, en iyi tıbbi tedaviyi sunamıyorlardı.  Klinik arşiv ve bilgisayar kayıtlarına girildi. İz bulunmuştu. Bu durum KGB’nin ikaz sistemlerinde sinyali vermişti.. Klinik arşiv sorumlusu, odasına ölü bulunmuştu. Sabah erken kalp spazmı teşhisiyle hastaneye getirilen KGB müdürüydü. Plan gereği kayıt ve görünme faslından sonra acil sevkle oradan uzaklaştırılıyordu. Gelmesi planlanan ambulansın yerine bir başka ambulansın geldiğini oyuna düşürülünce anlamıştı. Ava giderken avlandığını anladığında iş işten geçmişti.   
    
    Darbe son anda önlenmişti. Tören alanında Lenin mozolesi altına yerleştirilen bomba tesirsiz hale getirilerek büyük bir faciadan dönülmüştü. İvan’ın yılmak nedir bilmeyen mücadele ve gayreti başkan tarafından takdir edilmiş, atması yapılmış ve uzun bir tatille ödüllendirilmişti. Haber vermeden, yıkık olan evliliğini tamir etmek üzere Elena’ya uçuyordu. 

             

       31 Ekim 2004 K.Maraş

( Kaygan Zemindeki Koltuk -2 başlıklı yazı Kocamanoğlu tarafından 22.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.