BÜYÜK SANATKAR
Yollar zamanla yarışa tutuşmuş adeta
Sessizce akıp gidiyor, uzak diyarlara
Bakıyor, geziniyor, hissediyor ve anlıyor
Heyhat yollar bile onun yoluna gidiyor
Eski konak, eski dünya ve sonunda insan
Öyle bir mahlukat ki kaybolmuş kalb-i lisan
Yaşayan bir cesedi andırıyor belki de
Ya da gezinen bir cin, delirmişçesine
Dava; gönül verenlerin çilekeş gayesi
Ulaşılmaz hayallerin anlık hevesi
Öteleri arzulayanların tek bir hedefi
Yer ve göğün Allah aşkıyla inlemesi
Beklentiler uzak kalıyor kimi zaman
İnsanlar farklı, kimi sert, kimi de yaman
Gaye budur, tersine aksa da zaman
Dönülemez bu gayeden hiçbir zaman
Ölüm, tüm bunların başlangıç noktası
Mezar, gün sonunun merkez haritası
Bu haritadan ayrılır yollar kıvrım kıvrım
Gece bunları bekleyen sessiz bir tılsım
Beklenir gün boyu sessizce, sessiz atlar
Bilinir ki onların üzerinde gelecek soylular
Artık ne bir çıtırtı ne bir yolcu ne de bir ayak sesi
Yalnızca uzaklardan gelen atların esrarlı sesleri
Yollar serpeserin ve bu yollar yolculukta
Yolculukları uzun, gayeleri sanatkarlıkta
Çile, gaye, sanatkarlık şimdi hepsi bir arada
Bilinsin ki en büyük sanatkarlık Allah’ı aramakta.
18 Eylül 2011 Pazar- saat 22:15
Hamza Kaplan
Yazarın
Sonraki Yazısı