Biz Kadınlar


Erkekler ne denli biz kadınlara göre daha güçlü yaratılmış olsa da bizlerden geç hayata başladıkları maalesef ki tartışmaya kapalı bir mevzu... Erkek kadın eşitliğine karşı yapılanları kendi düşünce ve tespitlerime göre de Kuran-ı Kerim de de geçen ayetlerinde tartışmasız olarak bizlerin erkeklerin varlığından yaratılmış olmamız bedensel olarak bizlerden yapıca güçlü olmalarından da gayet açık ve net görebiliyoruz.Bizler savunmasız yaratılmışlar değiliz lakin feminist grupların çarpıtmalarına kimi zaman tahammülde ve tekerrürde ısrarlarına katlanmak inanılmaz zor ve meşakkatli geliyor. Bizler erkeklerin köleleri olarak değil toplumsal aile kavramının bir bireyi olarak yaratıldık.

AİLE ne denli önemli bir olgu ki tüm hayatımızın temel ve sabit taşıdır ileri geri adım atma lüksü olmadan sabit bir çizgidir bu ki değiştirilmesi için oynanmaya çalışılan politikalarda inanılmaz saçma. Erkekler bizler ile ilgili olarak da bu çabayı göstermiş olsalardı doğada nasıl bir kargaşa çıkar idi tahmin etmek işime gelmiyor. Bir bayan korunmak duygusu ile yaratılmış bu değişmeyen bir kavram ise erkek de koruma iç güdüsü ile yaratılmış.
Yaratılmış diğer canlıları örnek olarak vermem sipekülasyonlara neden olacaktır.

 Erkek ve kadın birbirini tamamlayarak aile ve toplumun içerisindeki yerini belirlemek ile yükümlü iken bu karmaşa neden? Politikaya burada yer vermektense benim yaşamımdaki üstünlük savaşının başlaması evlilik yapma kararımın kültürel ve düşünce farklılıklarını ayırt etme düşünme opsiyonunu kendime vermeden acele karar vermemden kaynaklanmıştı ki, zaman karşınızdaki size sunulmuş bir nimettir kimi zamanda siz öylesinizdir. 
Benim asıl acılarımın başladığını bilemediğim bir dönemde farklı olaylar da peş peşe gelmeye manasız diyaloglar yaşamaya başlamış egom tavan yapmaya başlamıştı.İnsan oğlunun bir yanı melek bir yanı da şeytandır .
Şeytan hiçbir zaman ulu orta gezinme tatile gitme lüksüne sahip olmadı.İnsan oğlu yaratıldığı günden bu yana kalbimizin bir yanı tüm evreni içerisine alacak kadar manevi güzelliklerin sarayı iken bir köşesi hatta o köşesinin ada parsel alanı metre kare bazen de ele alındığında nedenli küçük olsa da nokta siyah olduğu için en ihtişamlı saraylar yanında halt ediyor;doğal bir durum aslında nefsi şeytanımızın tek barınağı o ve hijyenik bir ortam değil orası kanımıza binlerce mikro organizma her geçen gün sayısı artan hücum saldırısında bulunuyor... 
Ah şu meleklerimiz nedenli vefalı ve bizleri koruyor..

Cennetimiz de Cehennemimiz de bu dünyada yaşanmak zorunda ve gözlerimiz deki mührü kırabiliyor isek biz cenneti de cehennemi de görebiliyoruz.
Cehennemimi öylesine rahat oluşturmuştum her hakkımı söke söke almaya alıştıran babam ve bana karşı anlayışlı olan aile fertlerim benim için çizilen kaderin bu denli acı ve başıma gelecekleri bilmiş olsalardı eminim ki beni engellemek adına her şey yapacaklardı.
Bir gün iş yerinde çalışır iken bir bayan geldi üstünde simsiyah bir elbise vardı ve her yerinde boncuklar asılmıştı elinde bir sepet yüzündeki çizgiler yaşadıklarını anlatsa da bana göre geçirdiği hızlı hayatın çizgileri idi bizim ailede böyle şey olmazdı ve ben kendimi şanslı hissetmek yerine hor görmeyi tercih ediyordum ben güzeldim insanların durumlarına bu şekilde bakmanın aşağılayıcı bir tutum olduğunu idrak etmek de çok uzaktı o zamanlar. 

Yaşlı bayan bana uzanarak bir tane nazarlık alır mısın güzelliğinin başı için dedi ve ben güldüm bu nazarlık mı beni koruyacak dediğimde neden gülüyorsun ben dilenci değilim bunu dediğinde daha çok güldüm.Kadının gözleri dolmuştu ve o anda bir şey oldu sanki ve ellerimde olan nazar boncukları dağıldı ve yere düştüler. Sonra utandım ve sakarlığım dan olduğunu düşündüm ve bana şöyle dedi o anı hiç unutmuyorum bu kelimeyi bana söyleyen kişiyi çok değil bir yıl sonrasında farklı bir yerde hayatımı kurtarırken göreceğime yine de inanmamıştım. 

Öyle bir gün gelecek ki şu hakir gördüğün teyzen sana el uzatır da sen yine kibir yaparsan Allah sana acısın!



İçten içe kızmış lakin etkilendiğim için.





Emine Öztürk 
( Biz Kadınlar başlıklı yazı EMİ ÖZTÜRK tarafından 19.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.