Seneler önce genç cıvıl cıvıl bir kızken, Danimarka'ya evlenerek gurbet ele gelin geldiğimde; sosyal hayatıma bir çizgi çekileceğini nereden bilebilirdim…Nereden bilebilirdim, kader ağlarına takılıp da vatan hasretiyle yanacağımı, izin zamanı gelmeden 6 ay önceden başlardım..

Ya şimdi ! rahatsızlığımın verdiği psikoloji ile de bağlantılı belki ama :(

Gönlüm olabildiğince yorgun, ehh birde buna, Danimarka'nın kuzeyde kaldığı ve soğuğu eklenirse!
O sıralar, şiire yeni yeni başlamıştım..Bu 32 senelik bir mazinin, meşekkatli bir yoluymuş meğer

gurbet yaşamımda..Kısa alanda dar paslaşmaları oynuyormuşum da haberim yokmuş..
İlk geldiğimde ayrıldığım eşimden, beni okula göndermesini rica etmiştim,

bana; seni okula gönderdiğimde, ilk beni bırakırsın burada örnekleri var demişti..

Ne acıydı bunu duymak, cahile hendek atlatmak, hem de benim gibi, el bebek gül bebek yetiştirilen
biri için, önyargılı yaklaşımın önde gideni değil de neydi bu ? Şimdiki gençlere bakıyorum da, hem evliler hemde okula gidip, kariyer peşindeler.. Bu elbette sevindirici bir olgu..
Demek ki, o zamanın kötü  piyangosu bana vurmuş..Hem de ne vurmak, oysa insan bir kez aklına koymaya görsün ayrılmayı ! Benden ayrılırsan çocuklarını ömür boyu göremezsin bir zihniyetten ne bekleyebilirdim ki..
Evet, 25 yıllık bir evliliği cahil zihniyet yüzünden bıraktım.. Kalabalık ve sevgi yumağı bir ailede yetişen, 
üstüne üstlük iyi bir işi olan biriyken ! Hiç kimse ayrılacağım diye evlenmiyor,

Avrupa'daki Türkler genellikle akraba evliliğinden dolayı burada genişledi..

Ben ise burada bir zeytin tanesi kadar yalnızdım, ne zaman Türkiye'den söz açsam; 
bir elimin yağda diğerininse balda olduğunu söylerdi..Bu kadar sosyal olduğumu üstüne basa basa anlattığımda, bana; sadece 3 ay gibi bir zaman kalıp, Danimarka'dan ayrılacağımızı söyleyerek beni ikna etmişti..

32 sene oldu ve hala buradayım!
İzine her gittiğimde ne ebeveynlerim nede kardeşlerim beni anlayamadıklarını söyleyerek;

bu sen değilsin diyorlardı, evet, doğruydu ! Bu ben değildim hemde hiç..
o naif çiçek solmadan dirilmeliydi, ayrılırken bile, çocuklarımla konuştum ve onay almıştım..

Almasaydım nemi olurdu ? ne olabilirdi ki, kocaman bir hiç..
Açıkcası kafama koymuştum, onların onayı sadece bozulan psikolojimi tamirden ibaretti ama !
Eğer bu hak hukuk davasıysa; ki, öyle.. Hakkımı asla ve katha helal etmiyorum..iki cihanda hakkımı yiyenlere noktasına kadar haram olsun..
İstediklerim olmamıştı :( Altın parçası üç yavrumdan başka..Sanırım bu korumacılık yanım, korunmuş olmadığımdan kaynaklanıyordu,
elhamdulillah 3 yavrumla beraber oturuyoruz, kendimi kartal gibi görürüm her zaman, yaş'ları yaşımın yarısı olmasına rağmen..
Evlilik yaşlarında olsalarda, baskı yapmadım, yapmam da ! Her ne kadar ailemin genişlemesini istesem, yada torun sahibi olmak istesemde..
yukarıdaki başlığa gelince; geçen sene okulda pedagog olan hanım arkadaşım bana, oldukça yeteneklisin şiir konusunda canım, 
benim çevrem oldukça geniş ve içerisinde şair ve medyayla ilgilenen kişiler var demişti.. Bende bu şahısları eklemiştim, 
amacım kişileri karalamak değil elbette, sadece bir yardım eliydi..Şairlerle irtibatı olan bey beni facebook'tan silmişti :)
gazeteci bey ise gazetelerinde daha önceden şiir köşesinin olduğunu ama kaldırıldığını yazmıştı..Üzülmüştüm hemde cok,
ve aklıma gelen duygulanıpta ağladığım; şansım olsaydı Avrupa köşelerinde sürünmezdim dediğimdi, tabi bu mecazen !
Bir haftadır hastayım, yakın şair dostlarımda bilirler, doktora gitmiştim ama ne gitmek :( yalnış hap yatağa düşürüp, beni mahvetti
Okuldaki hanım arkadaşım, perşembe günü beni ziyarete geldiğinde..Danimarka'da ilk kadın şair sensin ve kıymetin bilinmiyor,
inanılır gibi değil dediğinde; Allahu Teala nasibi kısmeti açmaya görsün, kendimi şair olarak göremesemde, YAMAĞIDA MI OLAMAM !
ama ne yazıkki, ( Bir Avuç Duygularda Kendimi Arıyorken ) çok, ama çok kırıldım, demiştim.. 
Bundan iki hafta öncede, yine Danimarka'da şair olan bir beyin yine facebook'ta sayfasına girerek, mesaj çekmiştim, 
10 gün zor bekledim, ama hızımı alamadım ve geçen hafta 2. bir mesaj çektim ve sitemkar bir şekilde; keşke bana bir cevap yazabilseydiniz,
müspet veya menfi diyerek..Hani adab-ı maşeretten bahsedilir hep, benim bu kadar naif ince düşüncelerime, yanıt alamıyorsam !
YUNUS EMRE HAZRETLERİNİN; Gezdim Halep İle Şamı, Eyledim İlmi Talep, Meğer İlim Bir Hiçmiş, illa Edep İlla Edep..Ulu kıstası aklıma geldi..Mübarek nasılda yerinde laf etmiş..

Bu anımı yazmak,  hasta yatağımda nasipmiş , duygularımın tavan yaptığı, bir gözyaşı seliyle hem de  :((

 

( Bir Avuç Duygularda Kendimi Arıyorken başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 22.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.