Kültür Nedir?


Kültür, aynı duyguları yaşayan insanların sahip olduğu ortak değerler bütününe denmektedir. Aynı duygudan bahsimiz dil, ortak coğrafya ve ortak inançlardır. Şuanda burada en çok dikkat çekeceğimiz nokta dildir.


Kültür ve Dil İlişkisi


Dil ve kültür arasında kopmaz bir bağ vardır. Dil kültürden, kültür de dilden asla bağımsız düşünülemez. Nitekim Ziya Gökalp dili kültürün en temel öğesi saymaktadır.* Eğer kültür olmasaydı bugün dil de olmazdı. Örneğin, Türk kültürü olmasaydı Türk dili diye bir şey de olmayacaktı. Tam tersi bir durumu da düşünecek olursak; eğer dil olmasaydı kültür de olmazdı. Aynı şekilde Türk dili olmasaydı Türk kültürü diye bir şey de olmayacaktı. Bunun gibi daha nice açıklama ve örnekler mevcuttur.


Dil kültürün temeli demiştik. O halde bir milletin dil ile ifade ettiği sözlü, yazılı her şey kültür kavramına girmektedir. Bunu genel bir hale getirirsek dil ile ilgili olan her şey kültürle alakalıdır. Türk dilinin kuralları, yazım kuralları, noktalama kuralları, tonlama kuralları, incelik kalınlık esası vs. Türk kültürüyle alakalıdır. Bunu tüm dillerde de görmek mümkündür zaten. Her dil kurallarını bağlı olduğu kültüre binaen inşa etmektedir. Bu bakımdan bakarsak dil toplumun aynasıdır diyebiliriz. Biz dile bakarak o toplumun yaşayış biçimi olsun mimarisi olsun yeme-içme ne aklımıza geliyorsa onu rahatlıkla görebiliriz.  Örneğin, bizde “minare” kelimesinin Arapçada aslı “manara” şeklindedir. Ancak bizim medeniyetimiz onu hem mimari olarak hem de söyleyiş olarak inceltmiş, “minare” şekline getirmiştir.* Burada da görüyoruz. Arapçada ‘manara’ şeklinde söylenen ve mimaride daha büyük, kaba bir mimariye sahip olan “minare” bizde hem söyleyiş bakımından hem de mimari bakımdan estetik bir görünüme bürünmüştür. Bu örnek her şeyi açıklamaktadır zaten.


Başka bir açıdan bakalım şimdi bir de meseleye. Kültürümüzü biz dilimizle aktarmaktayız. Bir turist ülkemizi ziyarete gelip de Türk kültürünü tanımak istese bizlerin konuştuğu dile, çevrede yazılı olan levhalara, tabelalara bakması yeterli olacaktır. Kültür dil aracılığıyla aktarılmış olacaktır bu durumda. Başka bir şekilde başka milletlerin kültürünü tanımak isteyen bizler de o milletlerin diline bakarak onların kültürlerini rahat tanımış olacağız.


Sosyal Hayatta Dil ve Kültür


“Aslında dili yaratan hayat, doğrusu sosyal hayattır.” diyor Prof. Dr. Mehmet Kaplan*. Bu sözünde çok haklıdır tabi olarak. Sosyal hayat dilin oluşumunu sağlayan çok önemli bir unsurdur elbette. Bir çocuk konuşmayı öğrenirken annesinin günlük yaşamında kullandığı, tekrar ettiği kelimeleri idrak eder. Bu büyük bir birikime yol açar ve ortaya bir dil çıkar. Bununla beraber sosyal hayatta rol oynayan birçok insan dilin oluşup gelişip var olmasını sağlamaktadır.


Milletlerin Tarihi, Dili ve Kültürü


Her milletin dili, çağlar boyunca yaşadığı tarihin âdeta özetidir.* Her millet dilini ve kültürünü her çağda yoğurmaktadır. Kendisine yeni bir şeyler katmaktadır. Akan bir nehir misali her yerden bir şeyler toplayarak yoluna devam etmektedir. Bu yüzden milletlerin dili o milletin kültürünü ve yaşadığı tarihinin özeti konumuna gelmiştir.


Dili Onaran Unsur: Kültür


Dilde her kelimenin yazılış, ses, şekil ve manasını tayin eden kültürdür. Eski Türkçeye bakarsak o dönemin kültürü eski Türkçeyi tayin etmiştir. Örneğin, Eski Türklerde at, geyik, bozkurt çok önemli bir yere sahipti. Bundan dolayı o döneme ait birçok içerisinde “at, geyik, bozkurt” geçen atasözlerine rastlarız. Günümüz Türkçesi ise modern bir Türkçedir. Birçok dilden alınan kelimelerle zenginleşmiştir. Çünkü günümüz Türkiye’si artık modern bir ülke haline gelmiştir.


Yöre Kültürlerinde Dil


Farklı milletler açısından değerlendirdiğimiz dil-kültür ilişkisini bir de ülkemiz toprakları içerisinde bulunan farklı kültürlerde inceleyelim. Mesela, Gaziantep ve Şanlıurfa kültürlerini biliriz. Bu bölgelerin ağzını da az-çok duymuşuzdur. Gaziantep ve Şanlıurfa yörelerinde “İbrahim” ismi “İbo” ile anılmaktadır. Bunun sebebine gelince bu yörelerin sıcak yöreler olması diyebiliriz. Gaziantep ve Şanlıurfa kültürleri sıcak bir kültüre sahiptirler. Bu da dile yansımıştır. Dilde kısaltma yöntemine gidilerek ve “İbrahim” ismi “İbo” olarak söylenmektedir. Tıpkı Karadeniz kültüründe de buna benzer örnekleri görmek mümkündür.


Edebi Gelenekler Bakımında Dil ve Kültür İlişkisi


Edebiyatımız zaman içerisinde farklı dönemlere ayrılmıştır. Bu dönemler bulundukları geleneğe göre sürekli farklı bir gelenek içerisinde ortaya çıkmıştır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında sözlü bir kültür yaygındı. Bu dönemde kam, şaman, baksı ve ozan adı verilen şairler kopuz eşliğinde şiir söyleme geleneğine uymuşlar. Bu dönemde hiçbir milletin etkisi olmadığından dolayı Türk kültürü tam manasıyla kendisini korumuş ve sade bir Türk dili ile şiirler söylenmiştir. Araplarla Türkler arasındaki iyi ilişkilerden ötürü Türkler İslamiyet’i kabul ederek Arap kültürünü benimsemişlerdir. İslamiyet sonrasında gelişen Türk edebiyatında ve divan edebiyatı geleneğinde Arapça ve Farsça kelimelere sıkça rastlanması bundan ötürüdür. Yani Türklerin Arap ve Fars kültürünü benimsemiş olmasıdır.


Sonuç


Kültür, dilin mirasçısıdır. Dil kültür ile kültür ise dille taşınmaktadır. Maddi ve manevi kültürel değerlerin oluşmasında muhakkak dil önemli bir rol oynamaktadır. Her kültürün tanıtımı dil ile gerçekleşir; her dilin tanıtımı da kültür sayesinde gerçekleşir. Aynı şekilde kültürün oluşmasında dil; dilin oluşmasında kültür başlıca unsurlardır. Sosyal hayatta kullanılan dilde kültür arasındaki ilişki rahat görünür. Bu bakımdan diyebiliriz ki dil ve kültür birbirinden kopamaz bir bütün halindedir.


Kaynakça

*GÖKALP, Z. Türk Töresi. İstanbul: Toker Yayınları

*KAPLAN, M. Kültür ve Dil. İstanbul: Dergâh Yayınları

*ÜNAL, M. S. Toplumsal Takıntımız Yabancı Dille Eğitim, Makale, 2011

( Dil Ve Kültür İlişkisi Üzerine başlıklı yazı M.Salih ÜNAL tarafından 2.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.