Nabıyorsun ?

'' H ayatın

   İ çinden

   Ç ıkamıyorum ! ''
 
 
Karanlığı 04:54 geçiyor sabah. Ellerim titriyor sebebi yok, yüreğim acıyor nedeni yok, uzanamamışım sıcacık yatağıma seleserpe, öyle işte.. Bir tarifini bulamıyorum bu ağlamaklı halimin gayrı muradını. Göğüs kafesime giren sancılar neyin nesidir onu da bilmiyorum. Hasta falan değil organlarım çok şükür Allah'a. Lakin kanıyor bir yerlerim, can çekişiyor adeta. Sebepten çok mekanı arıyorum bedenimde, o sancıyan yanımı.
 
 
Kalp acımazmış, sevmezmiş, kızmaz, kırılmaz, kan pompalamaktan başka hiçbir işe yaramazmış. Nefes almak, yemek, içmek, öldürmek, bağrına basmak her halt onun elinin altındaymış. Beyinde bitermiş herşey. Evet, hemde herşey !
 
 
Gözlerimin güzel olduğunu ve ne kadar anlamlı baktığını söyleyenler de yalancıymış oysa. Sanki ben, ben değilim. Öylece bakıyorum ama göremiyorum. Ona baktığımda sevdiğini, önüme baktığımda geleceğimi, ardıma baktığımda geçmişimi ve en önemlisi aynaya baktığımda kendimi göremiyorum !
 
 
Polise mi haber vermeliyim bilemiyorum. Hani şu giden kızı, uçan adamı, kaçan paraları bulamayan o yüce polislerimize. Dışardakileri bulamayan içerdekileri nasıl bulsun Allah aşkına. Kaybetmedim aklımı aklım yerinde, fazlasıyla. Deli mi olmak lazımdı biraz acaba şu kahpe dünyada. Ne olurdu birileri de bizim yaralarımızı sarsa. İzin verdikte sarmadılar mı acaba? Sahi, bu kadar güçlü görünmek zorundamıydık insanlara? Ne olurdu bizde ağlasaydık birazcık olsa. Gözyaşlarımız ok olup bizi mi vururlardı yoksa..
 
 
Bir zamanlar beynimin elindeydi ruhum. Herşeye o hükmederdi, sev deyince sever, yan deyince yanardı şüphesiz. Engel olmak ne mümkün? Ağlayıp zırlamak serbestti, çılgınlık serbest, derdini anlamak(!) derdini anlatmak, dilediğin herşey mümkündü. Sonra ele geçirdim beynimi, dur dedim. Artık yeter, bu kadar özgürlük kafi. Disiplin şart biraz. Bundan sonra ağlamak yok, sevmelerde yasak, hele derdim var demek asla, olmayınca anlatmayada lüzum yok. Derdin olmazsa dermana da gerek kalmaz. Canın da yanmaz. Beyninde yorulmaz.
 
 
Gün geldi de devran yine döndü! Beynimin kurduğu tuzakmış meğer herşey. Kalbimi yaş, gözlerimdekileri taş yapana dekmiş bütün derdi ! Ulan unut dedikte, ağlamayı da mı dedik, sevmeyi, sevince söylemeyi, sevilmeyi ve bunlara dair herşeyi. Ne yaşarsam yaşayayım, kalbim yaşlanıyor, gözlerim taşlanıyor. Bir türlü damlayamıyorum. Küsermiş insan en sevdiklerine bir tek. En çok kendimi mi seviyormuşum ben be? Nerde benim o acıkınca ağlayan, sevince hoplayan, sevilince uçan ve derdi olduğunda anlayan, anlatan dillerim. Neyim var ki derbederim..
 
 
 
Birşey eksik kanımda, şeker değil ki bulunsun kolayca. Kendimle kalmalıyım başbaşa. Herkese oluyordur illa. Çok yordum belki kendimi, dertle tasayla.. Kafamda kel kalacak zaten yakında. Korkuyorum evet kendimden bilhassa. Böyle değildim önceden ne oldu bana!
 
 
 
 
 
 
 
( Bilmiyorum Ne Haldeyim başlıklı yazı ösqee tarafından 11.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.