Atatürk'e göre devrimlerin amacı; Türk Milletinin son asırlarda geri kalmasına neden
olan bütün kurumları kaldırarak yerine milletin karakterine, şartlara ve çağın gereklerine
uygun ve ilerlemeyi sağlayacak yeni kurumlar kurmak ve Türkiyeyi çağdaş medeniyetler 
seviyesine çıkartmaktı.

Kötü niyet: Yıllarca Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine çıkmasını
hazmedemedi. 

Son yıllarda ise adını koymadan karşı devrimler çabasına girişti.

İlk iş Toplumsal alanda yapılan devrimleri eleştirerek eskiye özendirme çabası oldu.

Günümüzde 
 
"şapka ve kıyafet devriminin" sabote edilişini kafasında sarıklı, ayağında
şalvarlı karşı devrimcileri görebiliyoruz.

"Laiklik" yine karşı devrimciler tarafından tartışılır hale geldi. Adını da ileri demokrasi koydular.

"Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması" Yeniden faaliyet geçmesi an meselesi.

"Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik" Neredeyse biraz cesaretleri olsa eskiye dönüş görülmekte.

Geçmişte:

"Osmanlı Devletinin içte ve dışta saygınlığını yitirmiş, vatandaşın sorunlarını çözmekten
uzak hale gelmiş, ekonomisi bozulmuştu. Büyük devletler, Osmanlı Devleti'ne verdikleri 
borçların karşılığı olarak, üretilen malların çoğuna el koymuşlardı."

Günümüzde:

İkinci iş ekonomi alanındaki devrimlere dur demek çabasıydı.

Atatürk Cumhuriyetinde yapılan ekonomik devrimler. Bugün birer birer yerini ABD ve Avrupa'ya
güdümlü bir ekonomiye bırakıyor.

İzmir İktisat Kongresi... Unutuldu.
Aşar vergisinin kaldırılması...Taşar vergisine dönüştü. 
Çiftçinin özendirilmesi ... Çiftçi yıldırıldı. Neredeyse her türlü gıda ürününde dışa bağımlı hale geldik.
Örnek çiftliklerin kurulması... Mazi oldu. 
Tarım Kredi Kooperatiflerinin kurulması...Çöktü
Kabotaj Kanunu. Sabotaj kanunu oldu. 
Sanayi Teşvik Kanunu. Yabancı sermayenin esiri oldu. 
Toprak Reformu. Artık Yaşasın ağa patron devleti diyeceğiz neredeyse. 
I. ve II. Kalkınma Planlar. Çöktü. Yerine sonu hep hüsran olan ne kalkınma planları gördük. Görmekteyiz.
Yüksek Ziraat Enstitüsü'nün kurulması. Çökertildi.
Ticaret ve Sanayi Odalarının kurulması. Ha çöktü, ha çökecek.


Geçmişte:

"Birbiri ardı sıra yapılan savaşlar ve ayaklanmalar halkı bezdirmiş, toplum düzeni bozulmuştu. 
Vergiler adaletsizdi. Kanun karşısında kimseye eşit davranılmıyor ve halk gittikçe daha da fakirleşiyordu.
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşından da yenik çıkınca, ülkemiz diğer devletlerce işgale uğramıştı." 

Günümüzde: Halk yine bezgin, ağır vergilerin altında ezilmiş. Toplum düzeni bozulmuş. Kanun karşısında
yine kimseye eşit davranılmıyor. Aydınlarımız hapislerde çürüyor.

Üçüncü iş Hukuk alanında yapılan devrimleri yok etmekti.

Atatürk Cumhuriyet'inde Hukuki alanda yapılan devrimler

Teşkilât-ı Esasîye Kanunu -Esasına dokunduk
Anayasanın kabulü -Üzerine kaç Anayasa yaptık. Sonuncusunu halen beceremedik.
Şer'iyye mahkemelerinin kapatılması-Yeni Şer mahkemeleri kurduk. 
Mecellenin kaldırılması-Neredeyse yeni İslami özel mahkemeler kuracağız. 
Türk Kanunu Medenisi-Artık medeni kanun iflas etmiş durumda, kadınlarımız eski hale getirilmeye
çalışılıyor. 

Türk Ceza Kanunu-İçler acısı, yüzlerce suçsuz insan hapislerde çürüyor. 

Dördüncü iş Mustafa Kemal Atatürk'ü unutturmak, Cumhuriyet rejimine darbe vurmaktı.

Geçmişte:

"Artık Osmanlı Devleti, fiilen çökmüş, sadece ismen varlığını devam ettiriyordu. 
Padişah kendi canının ve tahtının kaygısına düşmüş, işgal devletleri ile işbirliği içerisindeydi. 
Vatanın ve milletin kurtarılması gerekiyordu. 

Bu da ancak yeni bir devlet ve rejimi kurarak yapılabilirdi.

Atatürk ve arkadaşları Türk milletini bu durumdan kurtarmak için Kurtuluş Savaşını başlatmış, 
Samsun'a çıkışından sonra Erzurum ve Sivas Kongrelerini yaparak Anadolu'nun dört bir yanından
gelen temsilciler ile birlikte vatanı kurtarmak için çalışmaya başlamışlardı. 

Sonunda 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM açılmış ve yeni bir Türk Devleti , 
Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş oldu. Bu yeni devlet içte padişahlığa, dışta işgalci düşmanlara
karşı büyük bir mücadele başlattı. 

Vatan toprakları düşmandan temizlendi. Sonra da padişahlık yönetimi kaldırıldı. 
Yerine, akılcı, gerçekçi, ilerici bir yönetim kuruldu. 

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin kurulmasının ardından Atatürk'ün yaptığı devrimlerle bugünkü çağdaş Türk toplum düzeni oluştu."

Günümüzde: Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı Türk toplumuna empoze edilmeye çalışılıyor. 

Neredeyse Cumhuriyet bayramını kutlayanlar ve bayramı kutlamayanlar diye ikiye bölündük. 

Çağdaş devlet düzeninde temel alınan esaslar çağın ilerleyen devletlerindeki ilerlemeyi sağlayan 
sistemleri bir devrimle uygulayarak çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmaktır.

Başarılı olmasının temel sebebi de daha önceki çabalar gibi taklit ve özenti olması değil ilerleyen ve çağın ilerisindeki devletlerin nasıl ve ne şekilde ilerlediğini temelde felsefi olarak inceleyen ve bunu taklit yoluyla değil temelini kurarak düşünce sistemi içine yerleştirerek akılcılığın öncülüğünde uygulamasıdır.

O halde Hedefe ulaşmanın en kolay yolu ise eğitim sistemine darbe vurarak tüm yukarıda yapılmak istenilenlere ulaşmaktı.

Yazımın akışında bu son eylem planı gibi görünse de, belkide en önde geleniydi.

Eğitim alanındaki devrimler 

Medreselerin kapatılması-Şimdi yavaş yavaş gizli medreseler kuruldu. Yakında yasallaşırsa şaşırmayın. 
Öğretimin birleştirilmesi- Galiba bunu yanlış anladık. Önce sekiz yıllık derken, şimdi... 
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun-Herkes kafasına göre yorumladı.Hallaç pamuğu gibi atıldı. Çöktü. 
Millet mekteplerinin açılması-Gitmesek de, gelmesek de, yeniden İmam hatiplerle donatıldık. 
Harf Devrimi-Tehlikede.
Güzel sanatlarda yenilikler -Güzel sanatları kirlettik.
Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması-Dilimiz iyice bozuldu.
Dil Devrimi -İçler acısı
Üniversite reformu-YÖK sancısı

Yasasın Atatürk devrimleri Yaşasın Cumhuriyet...

                                                                     Mehmet Fikret ÜNALAN



( Cumhuriyet Ve Kötü Niyet Devrimler Ve Karşı Devrimler başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 30.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.