''Kadınlar önce bizi biz yapanları seviyorlar,
              Sonra bunları değiştirmek istiyorlar''           dedi bir filmde adam..



               Dünya üzerinde kadınlar kadar hayal kuran bir tek canlı daha olmadığını hepimiz biliyoruz.
Adeta sevmek için yaratılan kadınlar kuşları, çiçekleri, acıyı, iyi kötü ne varsa tabiatta severler aşkla. Sevmeyi sevdikleri gibi sevilmeyi de severler o denli.

                En çokta hayallerini severler biliyor musunuz? Ve hayallerinin büyük bir çoğunluğunu yalnızca bir adam süsler. Önce sıcak bir bakışı bekler ondan, sonra tatlı bir tebessüm. Ardından dillere destan bir aşk olmasa da bekler kadın herkese ''ahhh'' dedirtecek bir sevda. Ömür boyu bir yastığa, ilk günkü heyecanla baş koyacağı adamı bekler. Bazen bulur, bazen yanılır, bazen de.. Tam buldum derken.. Öyle işte ...

                Kadını kadın yapan en önemli faktördür ''süsü.'' Öyle erkekler gibi bir pantalon bir gömlekle çıkamazlar sokaklara. En sadeliği seveni bile takar mutlaka bir küpe kulağına, bir kolye boğazına ya da en basitinden bir çantası vardır mutlaka yanında.

                 Erkek kahvehanede hızla içerken çayını, kadınsa bekler demlenmesini yaptığı çayın. Ve yudumlarken hayalleriyle dolu dizi karşısında çayını, yanında da bulunur mutlaka atıştırmalıkları..

                 Her fırsatta süsü ihmal etmeyen böylesine marifetli bir 'can' süsler süsleyebildiğince her yanı. Bazen gerekli bazen gereksizce olsa bile. Bir erkek kuru bir ekmekle yetinmek zorundayken bazen, kadın ise bilir o ekmeği yumuşatma yollarını. Yanına da yapar ekmekten tatlısını.

                  Önce bir bakışla başlayan, sonra hayalinden parçaları bir adamla birleştirilen sevda masalı bazen son bulur. Sona varmadan hisseder kadın ve koşar hayallerinin peşinden amansız. Önceleri hayallerini süsleyen adamın, zamanla dökülür incileri. Yavan sevgilerin adamı ya ! Düşüverir maskesi.. Çabalar yine de kadın, uğraşır tüm benliğiyle. Bazen bir ben bile kalmaz içinde. Lakin hiç bir adam önceleri ustaca büründüğü o maskeyi taşıyamaz bir ömür. İlk günkü adamı kaybeden kadının yıkılır tüm dünyası ve tabiki hayalleri.. Çaresizce vazgeçer kadın aşkından. Bir daha eskisi gibi olmayacak hiç birşey bilir artık. Keser tüm umudunu alır çantasını ve ardına bakmadan gider. Vicdanı rahat fakat yorgun bir kalple. Zahmetsiz rahmet olmaz derler de. Bu yorgun kalbin rahmeti nerede ? Ve hayalleriyle devam eder kadın yeni hayatına.. Bir gün hayallerin de son bulacağını bilse de. Yine de bir umut işte..

                  Velhasılıkelam; böyle bir canlıdan, yavan bir sevdaya bağlanması beklenemez muhakkak!
                  
                   Siz yeter ki düşürün maskenizi! Bir kuru ekmeğe muhtaç o kadar insan var ki şu hayatta. Bunu tatlıya bağlayacak insanın ekmeğine yağ sürersiniz bilhassa!
                 

( Ekmek Tatlısı başlıklı yazı ösqee tarafından 29.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.