Uzun uzun soluyor bir akşamüstü.

sen yoksun, sesin yok, gülümsemen yok.

uzaklardan bir güneş batıyor,

bir kuş ötüyor,

yasemin kokusu, düş kırıklığı.

ve kalbim yenik düşüyor

gün bittisine...

 

Yeni başlamış bir sonat kulağımdaki

yanağımda yeni yetme gülücük

ellerimde hiç kaybolmayan ısı,

gözlerimde yaş.

sen yoksun, sesin de, gülümsemen de yok...

 

"İsminaz" demişler kulağına üç kez

keşke vefa deseler ismine

leyla deseler, hacer deseler, hacer, keşke...

ama "naz" demişler ismine

az demişler bence

binnaz olmalı belki

 

Kurgular kurgulanmadan

düşler düşmeden kayıtlara

sarhoş ayılmadan, baykuş ötmeden,

kirpi sarılmadan dışındaki dikene

gelseydin keşke

ama gelmezsin

biliyorsun gelmenin dört başı mamur edeceğini beni

ister misin hiç?

sen yoksun, gölgen yok,  olma ihtimalin de...

 

Yeşerir mi tekrar yollarım, bilmiyorum,

yosunlar, avize fidanı, ayı çiçeği...

çıkar mı yoluma aniden

kolların gibi, yüzün gibi, saçların gibi

koklar mıyım bir plumeriyayı koklar gibi

ellerinin üstündeki taze tüyleri....

 

Uzun uzun soluyor bir akşamüstü

soluyor kırmızı bir şarap gibi

çekerek içine bulutlarını.

ya benim özlemim ne olur şimdi?

ya kim aralar bana kapılarını

kimin gülümsemesine bakarak saatlerce

bütün dertlerimi unuturum ben?

ağlamadan nasıl rahatlayacak, içmeden mest olacağım?

işte gidiyorum gül güzelim, sevda bakışlım

gidiyorum hayallerinden, hayallerime...

( İsminaz... başlıklı yazı HüseyinDURAK tarafından 26.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.