OĞUZ BATIN:Bu bölümde
konuğumuz değerli şairimiz Aşık Salim Gülbahçe'dir.Hoşgeldiniz
efendim.Sizi tanımak adına biraz kendinizden bahseder misiniz? Aşık
Salim Gülbahçe kimdir? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: YOZGAT / Sorgun – 1958
Taşpınar doğumlu olup 2 yaşında iken ailecek Yozgat merkeze göç etmiş ve
halen Yozgat merkezde Bir Anaokulunda ( V.H.K.İ. ) Memur olarak görev
yapmaktayım. Evli ve biri kız, biri erkek iki çocuk babasıyım. Şiir
hayatım ise delikanlılık çağlarında 16 yaşında iken başlamıştır. Bir aşk
hikauesiyle başlayan duygular şiire dönüşmüştür. Bu aşk hikayesini uzun
olur diye yazmıyorum. Halen şiir yazmaya da devam etmekteyim. Bu güne
kadar 500 aşkın şiirim mevcut olup “SÖS VAR Kİ “ isimli bir şiir kitabım
vardır. Yozgat merkezde faaliyet te olan “TOŞAYBİR-DER” Yozgat Şairler
Yazarlar Birliği Derneğinin de Başkanıyım. OĞUZ BATIN:Şiir
denilince aklınıza ne geliyor?Şiirde kullandığınız belli bir tarzınız
var mı? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Şiir duygu yağmurlarının toplandığı bir
derya gibidir. Kimi sahilinden faydalanır , kimi suyundan, kimide
suyundaki mahsullerinden faydalanır diye düşünüyorum. Bende bir bölümü
olan hece tarzından faydalanıyorum. Serbest şiiri sevemedim . ben hece
şairiyim. OĞUZ BATIN:Yazdığınız şiirlerin hak edilen yeri bulduğuna inanıyor musunuz? Şiir üzerine başarılarınız nelerdir?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Hak etme noktası nın önünde sınır yoktur insan
içgüdüsü daima daha ileriyi hedefler. Bu hadeflerime ulaşmış değilim,
daha büyük hedeflerim var ama bu gün itibariyle geldiğim noktadan
memnunum. Bazı şiirlerim seslendirildi ve bazıları da çeşitli dereceler
aldı. DERECEYE GİREN ve ÖDÜL ALAN ŞİİRLERiM : ÇAMLIKTA EĞRİCE-
ŞİİRİ:3.lük almıştır.-1989 BODRUMA- ŞİİRİM: Mansiyon ödülü almıştır.-
2008 BOZOK GÜZELLEMESİ- ŞİİRİ: 1. lik ödülü almıştır.- 2009 ÇORUM
GÜZELLEMESİ-ŞİİRİ: 1. lik ödülü almıştır. - 2010 ALUCRANAME- ŞİİRİ: 1.
lik ödülü almıştır.- 2011 MEMLEKETİM * ŞİİRİ : Özel Jüri Ödülü almıştır.
- 2011 BİL BENİ – ŞİİRİ: Mansiyon ödülü almıştır.- 2012 VASİYET –
ŞİİRİ: Başkent Edebiyat Vakfı-Yarışması 1. Ödülü-2013 Ayrıca
sayamayacağım kadar yazılı basın ( Antoloji, Araştırma, Dergi, Bülten,
Derleme Kitabı. Vs ) gibi yerlerde onlarca şiirim yer aldı. Ayrıca 2
adet şiirimde “ Türkiyr ilr Azerbaycan” Kültür bakanlıklarının ortaklaşa
çıkardıkları Türkiye Azerbaycan kültürleri konulu bir antolojide yer
aldı. OĞUZ BATIN:Ülkemizde neden şiir okunmuyor? AŞIK SALİM
GÜLBAHÇE: Şiir okumamayı 2 faktöre bağlıyorum. 1. Geçmiş tarihlerde
şiire sıcak bakılmıyordu, Büyüklerimiz tarafından şiir yazmak nerdeyse
suç işlemiş gibi dışlanıyordu, “Ben bunu babamla yaşadım” Yazdığım ilk
şiirleri ben askere gidince sobaya atıp yaktığını öğrendim… ilk il dışı
şiir programı için Kars şiir şölenine gittiğimde ( bir şiir okumaya taaa
karsa mı gideceksin ) diyerek bana saf, enayi gibi gözle bakanlar bile
oldu, Günümüzde ise şiir sevgisi çoğaldı ama bu seferde Avrupa
hayranlığı başladı ve Avrupai tarz şiirler güncellenmeye başladı ve bu
sebeplerden Türk Halk edebiyatı şiiri okunmaz hale geldi. OĞUZ
BATIN:Örnek aldığınız bir halk ozanımız var mı?Varsa kimdir?Neden?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Zaten ben bazı ozanlarımızı örnek alarak onları
okuyarak şiir duygularımı geliştirdim. Örnek alıp okuduğum şair ve
ozanlardan, Yunus Emre, Karacoğlan, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Emrah,
Yozgatlı Hüzni, Abbas Sayar, Aşık Veysel, vs. gibi OĞUZ BATIN:Benim
gibi Yozgat'a gelmeyen ve gelmek isteyen biri olarak Yozgat'ı
kelimelerle bize anlatır mısınız? Şiirlerinizde Yozgat'ın yeri nedir?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Yozgat coğrafi yapı olarak iki dağın arasına
sıkışmış küçük bir şehir diyoruz. Genişleyeceği alan fazla yok ama
insanlarının gönülleri o kadar genişki Türkiye tüm gelse sığar diye de
övüyoruz. Halk olarak geniş aile terbiyesi ile yoğrulduğumuzdan misafir
ağırlama geleneği bizde ata mirası gibidir. Çünkü gerçekten
misafirperver bir yapımız ve yabancılara kucak açan bir yüreğimiz
vardır. Bunun için şu söz kullanılır.” Havası Sert , İnsanı Mert”
derler. Şiirimde ki yerine gelince Yozgatı anlatan şiirlerim, en çok
değer verdiğim şiirlerimin arasındadır. Yozgata Oldukça da fazla sayıda
şiir yazmışımdır. Şiir Kitabımın ilk bölümü de Yozgat şiirlerine
ayrılmıştır. İşte bir Örnek. İŞTE BURASI Yiğitlerim harman olduğu yeri
Arıyorsan eğer işte burası Ömer Cabbar ile Hızırdır Piri Soruyorsan eğer
işte burası Çapanoğlu asaletin soylayıp Mertlik için oğuzları boylayıp
Sözü sadakatle harman eyleyip Karıyorsan eğer işte burası Akıl ermez
Çapanoğlu çarkına Varıyormuş hilelerin farkına Türkiyenin ilk tek Milli
parkına Varıyorsan eğer işte burası Ünvanımız tarihlerde bir yaprak Can
toprağa girer düşmanı sokmak Atatürkün hitabını oku bak Görüyorsan eğer
işte burası Küfül küfül eser seherin yeli Misafirperverdir cömerttir eli
Gelin kayasından cehrilik gülü Deriyorsan eğer işte burası Gülbahçede
bitiremez övgüyle Gelenekler yaşatılır görgüyle Kara sevda gibi büyük
sevgiyle Seviyorsan eğer işte burası SALİM GÜLBAHÇE OĞUZ BATIN:Her
yörenin bir efsanesi vardır.Bulunduğunuz yörede,Yozgatta,kulaktan kulağa
herkesin bildiği bir efsanesi varsa anlatır mısınız? AŞIK SALİM
GÜLBAHÇE: Bir çok efsane vardır. Birisini ( “Cehrilik” - Gelin Kayası
Efsanesini ) anlatayım. “CEHRİLİK” GELİN KAYASI (Anlatılan Rivayetlere
göre:) Yozgat’a 8 kilometrelik bir mesafede bulunan “Gelin Kayası “ adı
verilen bir yerde, yaşanıp yaşanmadığı tam olarak belli olmayan bir
aşkın hüzün dolu hikayesidir. Bende ara sıra piknik yapmak için gittiğim
bu gizemli mekanı laleleri seyrederek hayranlıkla dolaşırken
duygulandım ve bu duygularımı “Cehrilik Lalesi ” isimli şiirime
aktardım. Rivayetlere göre bir köyde güzel bir kıza iki talip çıkar
birisi kızın ve ailesinin istediği , arzu ettiği taliplerden, diğeri
kimsenin istemediği zalim gaddar bir zorba beyi (eşkıya türü) tabiî ki
aile bu güzel kızı arzu ettikleri damat adayı ile söz keser ve
nişanlarlar, bu arada zalim ,gaddar olan adam tehditler gönderir kızı
almak için başkasına yar etmem diyerek ama gönül istemeyince her
seferinde reddedilir.Aradan belli bir zaman geçtikten sonra , düğün
hazırlıkları başlar. Kızın ailesi düğün yaptığına pek sevinemez çünkü
akıllarında kötü zalim adamın tehtitleri yatmaktadır.Bir yandanda
kızlarını gelin ederek yuva kurmaları gerekmektedir. İki arada bir
derede kalındı hesabı korka korka düğün yapmaya başlarlar. Damatın
Köyüde hayli uzakta bir köy Gelinin iki köyün arasında uzun bir yolculuk
yapması gerekmektedir.Kimi at üstünde kimi deve üstünde gelini damadın
köyüne götürmek için yola koyulurlar. Gelini götüren kalabalık düğün
alayı “adını gelin kayası alan yerden” bölgeden geçerken korkulan olur
ve tehtit eden zorba adam yollarını keser ve gelini almaya çalışır. Uzun
tartışmalar sonunda ikna edilemeyen gözü kararmış zalim adam
hiddetlenir. Parayla pulla tehditle elde edemediği güzeller güzeli
gelini Zorla elde etmenin yoluna giden zalim adam hizmetindeki
adamlarına saldırın diye emir verir.Düğün alayını kana bular. Gelin ve
Damat hariç herkesi katleder. Gelinle damat bir kenarda çaresizce
beklemektedirler. Kurtulamayacaklarını anlayan gelin ellerine açar ve
çaresizlik içinde Yaradana duâ etmeye başlar.Güzel ve zavallı gelin bir
yanda dua ediyor biryandan da gözlerinden inciler dökülüyordu. Yaratana
seslenirken de şöyle diyordu ( Allahım ya beni taş et ya da kuş et ) bu
zalimlerin ellerine koyma diye yakarıyor ve o anda orasını bir sis bir
duman kaplıyor göz gözü görmez hale geliyordu, ve duman çekilince zalim
adam adamlarıyla birlikte telef olurdu(ölüyordu) güzel gelin olduğu
yerde taş kesiliyor damat ise kuş olup uçuveriyordu ve tek canlı
kalmıyordu Dügün alayı gecikince arayanlar bu manzarayla karşılaşıyordu.
güzel gelinin gözlerinden akan yaşlar çiçek (Lale) olup açıyordu ,kuş
olan damatta bu lalelerin etrafında öterek dolana dolana uçuyordu , o
günden beri bu mevkinin adı “cehirlik ve gelin kayası” olarak kalmış ve
hala aynı adlarla anılmaktadır. Cehrilik laleside bu gelinin göz
yaşların temsil eder ve ömrünün gelinin sevinci kadar kısa olası bu
laleyi daha gizemli hale getirmektedir.Başka bir özelliği ise iki çeşit
olması ve birisinin taş ve kayaların arasından, birininde yumuşak
toprakta çıkması ve sökülerek başka yere göçürmesi (Fidelenmesi) çok zor
olan kolay kolay tutturulamayan özellikte olması ve sadece Sarı ve
Kırmızı olarak ili renkte olması Biri gelini Biri Damatı anlatır gibi
duygular vermektedir. Yaşanmış ya da yaşanmamış Yüz yıllardır dilden
dile dolaşan bu ölümsüz aşk hikayesi Yozgat’ta her ilkbaharda gönüllerde
yeniden canlanır, yeniden yaşanır. Cehirlik laleleri her açtığında o
bölge beyaz Güvercinlerle dolar. Düğün alayını simgeleyen kayalar En
önde gelin kayası kimi deve kervanı şeklinde kimi davulcu şeklinde peş
peşe sıralanmış halde âşık olan gençlere ilham kaynağı olur.Şekillere
baktığımızda Deveye benzeyen kaya, Duvaklı geline benzeyen kaya,İki
tarayı çukur heybeye benzeyen kaya ve sandığa benzeyen kayaları
görebiliriz. Zamanla kayalar aşınarak özelliğini tam yansıtamasa bile
belirgin şekilleri çağrışım yapar vaziyettedir. Cehrilik lalesinin ömrü
çok kısadır. Mayıs ayının ortalarında başlar ve sonuna yaklaşırken
biter. Burada açan laleler “Rivayete göre “ çoğaltılıp üretilmesi çok
zor olmasına rağmen zamanla seyyahlar aracılığıyla keşfedilip
Hollanda’ya götürülerek çoğaltıldığı ve Hollanda lalelerininde Cehrilik
lalesinin kopyalanmış hali olduğu ileri sürülmektedir. Bu tür lalelerin
Anavatanının cehrilik olduğu söylenmektedir. Cehrilik ya da Cehirliğin
Türkçe anlamı ise “o bölgede bulunan ve yapraklarında sarı kök boya elde
edilen ( cehir ) isimli bir bitki den dolayı ve cehirin bol oduğu bölge
anlamında” başka bir rivayete göre ise sesin yankılandığı yer manasına
“geldiği de rivayetler arasındadır. Bu yankıda gelinin yakarışının ve
kuş olan damadın ötüşünün yankısı olarak düşünülmekte. Araştırmacı Şair
Yazar Salim GÜLBAHÇE OĞUZ BATIN:Bizim gibi genç,çiçeği burnunda şairlere tavsiyeleriniz neler olmalıdır?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Genç şairlere; bol bol “beğendiği beğenmediği”
bütün şairlerin hayatlarını ve şiirlerini okusunlar. Hayatlarından
kıssa, şiirlerinden ilham alsınlar. Birde şiiri laf olsun diye değil
sevgileriyle besleyerek yazsınlar. Şu konuya şiir yazayım değil, konu
sana şiir yazdırsın. Örneğin ben değişik mekanlarda şiir yazdım… Camide
Namaz kılarken ilham geldi dua okuyamadım ama beynimde şiir dörtlükleri
sıralandı, Gece uykuda iken ilham geldi beni uyutmadı ne yaptımsa
uyuyamadım ve kalktım ay ışığında şiiri yazdım ve yattım uyudum. Bunun
gibi vs. olaylar kendi yazdırır. OĞUZ BATIN:Ozanlığınızda birinden el aldınız mı,aldıysanız üstadınız kimdir?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Kimseden el almadım ustamda yoktur. Yukarda
belirttiğim Küçük bir aşk hikayesi vardı. sevdiğime şiirle açılma yolunu
seçdim ve ona başkasının şiirini kopyalayıp kendim yazmış gibi sundum
ve oda anlayınca duygularım yıkıldı. ve sonrada Üsdadların kitaplarını
okuyarak şiir yazmayı kavramamla başladı. Kendim yazdım ve sevdiğime ilk
şiirimi yazmış oldum. Ne yazıkki o şiirimde babamın yaktığı şiir
defterimdeydi. OĞUZ BATIN:En çok sevdiğiniz kendi yazdığınız şiirler
hangisidir?Neden? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Şairin şiirleri evlatları
gibidir ayırmak çok zordur ama Gençlere tavsiye bölümünde yazdığım gibi
“kendini zorlayarak yazılanlar dan” sevgiyle duyguyla ve yaşayarak
yazılan şiirler daha farklı ve güzel oluyor. Mesela kızkardeşimin ve
kızımın ölümlerine yazdığım ağıtlar bende ayrı bir yer kaplar. OĞUZ
BATIN:Bilirsiniz badeli yada badesiz aşık diye bir tanım
vardır.Rüyasında pir elinden bade içen biri eline sazı alıp sazı çalıp
başlar doğaçlama şiir söylemeye.Sizce badeli aşık tanıdığınız var
mı?Sizde badeli aşıklardan mısınız? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Ben badeli
aşik değilim Ben Kalem Şairiyim, İrticalen değil ilham geldikçe
yazarım. Evet bir adet Badeli aşık arkadaşım var ve o aşık irticalen
istenilen kişi ve konuya anında dörtlükler sıralar ve atışma yapar. OĞUZ BATIN:Katıldığınız aşık atışmalarında başarılarınızdan söz eder misiniz?Hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Ben atışmacı aşık değilim ama yazarak atışma
örneklerimiz vardır. Bu konuda birkaç anım var ama bir anımıda
nakledeyim. Sanal sayfama ( yurt dışından Azerbaycandan ) bir arkadaşlık
teklifi geldi ve kabul ettim ve o arkadaş kabul ettiğim için teşekkür
etti derken sanal sohbet başladı ve samimi bir şiir muhabbeti oldu. Daha
sonra bu arkadaşın sayfasında gördüğüm bir paylaşımla bir dörtlük
yazdım, oda bana yazdı, ben ona derken atışma kendiliğinden oluşuverdi.
Bu örnek teşkil etti devamı geldi ve başkalarıylada bu atışmalar devam
etti. Bazılarıyla şahsen görüşüyorum ve Şahsen görüşemedik ama sanldan
görüşüp atışıyoruz. OĞUZ BATIN:Benim yazdığım yazıları,bilakis
şiirlerimi okudunuz mu?Okuduysanız en çok sevdiğiniz şiirim
hangisi?Şiirlerim konusunda olumlu-olumsuz eleştrileriniz neler
olabilir? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Sizi sanaldan tanıdım ve takip
ediyorum yazı ve şiirlerinizide zaman buldukça okuyorum. Şiirleriniz
benim tarzım değil gördüğüm kadarıyla bu yüzden yorum ve eleştri
yazamıyorum. Denk geldiğim bir şiiriniz UNUTMA BENİ şiiriniz Sevdiğim
şiiriniz dir. OĞUZ BATIN:Biraz derneğinizden bahseder
misiniz?Derneğinizin faaliyetleri nelerdir? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE:
2006 yılından beri Sekiz (8) yıldır İlimiz Merkezinde kurulu Kısa Adı “
YOŞAYBİR-DER” olan (Yozgat Şairler, Yazarlar Birliği, Derneği) olarak
ilimiz Kültür – Sanat Turizm Tanıtım faaliyetleri yapan bir derneğiz.
Yıl içinde küçük çaplı günün anlam ve önemine istinaden önemli günleri
yadetmek adına Sazlı Sözlu Şiirli etkinlikler yapıyoruz. Senede bir
defada Bakanlık desteğiyle Projeli Şölen programı yapmaktayız.
Türkiyenin diğer illerinde yapılan etkinliklerede davet edilerek
katılıyoruz. Bizde çeşitli illerden davet ederek proğram yapıyoruz.
Derneğimiz her gün açıktır ve aktif çalışan bir dernektik ve
belediyemizin adına ve derneiğmizin kullanımına tahsis edilen bir
binadır. Şu anki hedefimiz ise Federasyon kurma çalışmalarıdır. Ve
programlarımızı Uluslar arası boyutlarda düzenlememiz olacaktır. Bilkider-Bilim ve Kitap Dostları Derneğimiz 8 yıldır faalitte olup 2 yıl önce seçim yapıldı ve sonuç olarak Bende seçimi kazanarak bu derneğin şimdiki Başkanıyım.
OĞUZ BATIN:Bu soruda rolleri değişip siz bana soru sorsanız hangi
soruyu sormak isterdiniz? AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Siz nerde ikamet
ediyorsunuz.? Yaşadığınız yerde Sizin faaliyette olan bir derneğiniz
varmı, varsa adı nedir.? Siz bizim derneğimizi daha önce
tanıyormuydunuz,? Bizleri ne kadar tanıyorsunuz.? Etkinliğimiz hakkında
bilginiz veya duyumlarınız oldumu,? programımıza katılanlardan
dinledinizmi.? Yozgata hiç geldinizmi ve gelmediyseniz gelmeyi
düşünüyormusunuz.? OĞUZ BATIN:Yaşadığım yerde,Ege'nin
İncisinde,derneğim yoktur.Derneğinizi size soruları hazırlarken ismini
görüp tanıdım fiilen değil.Sizi de ve diğer edebiyata gönül verenleri de
sanal alem üzerinde tanıyorum.tamamen yüzeysel yani.Yozgat'a
gelmedim,işim düşerse neden gelmeyeyim ki?Edebiyat ve şiir adına
önümüzdeki günlerde proje ve aktiviteleriniz nelerdir? AŞIK SALİM
GÜLBAHÇE: Yukardada bahsettiğim gibi Programları ulusal boyutlarda
evrensel şölen niteliğinde yapmak ve Federasyon kurarak hizmet çıtasını
yukarılara taşımaktır. Şairlerimizin şiirlerini beste formatında
piyasaya çıkartmak için araştırma çalışmaları yapmaktır. OĞUZ BATIN:Beni kırmayıp benimle bu keyifli sohbeti yaptığınız için çok teşekkür ederim.Eklemek istedikleriniz varsa..
AŞIK SALİM GÜLBAHÇE: Bu çalışmanız takdire şayan bir adım olarak benim
takdirimi almıştır. Edebiyata önem verme gayretleri daha yoğun ve çok
sesli olmasını diliyorum. Şiir etkinliklerimiz sadece halk izleyicisi
olarak kalmamalı görsel yayınlada desteklenmeli diye düşünüyorum. Bunun
içinde derneklerimizin maddi geliri olmadığı için bu imkandan yoksun
olduğunu ve yetkililerin desteklerini esirgememelerini edebiyata önem
verenlere yaklaşım sergilemelerini bekliyorum. Bana bu fırsatı
verdiğiniz için de size çok teşekkür ediyor, başarılı çalışmalar
diliyorum.
Sitedeki
Yazarın
( Bir Cevabım Var-aşık Salim Gülbahçe başlıklı yazı Oğuz batın tarafından 17.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )